Dracula ve Ideal Kadın Figürü

Dracula ve Ideal Kadın Figürü
  • 7
    0
    0
    2
  •      Dracula, tıbbi, dini, yasal ve cinsel nitelikteki sembolizmi kullanarak Viktorya Dönemi toplumsal ilerleme korkusunu temsil eder ve hepsi hala zamanımızın kaygıları için geçerli olan feminizm ve bilimsel düşüncenin ilk fikirlerini araştırır.Viktorya Dönemi’nde kadınların görevleri evlenmek ve eşlerinin istek ve işlerinde onlara yardımcı olmaktır. Evlenmeden önce de kadınlardan genellikle yemek yapmak, temizlik yapmak, örgü örmek gibi yetenekleri geliştirmeleri, bu konularda iyi olmaları beklenmektedir. Çünkü kadınların asıl amaçları “ideal bir eş” olabilmek olarak görülmektedir. 

     

        Dracula'daki kadınlar, ataerkillikten kurtulan İrlandalı efsane kadınların ve ataerkil toplumları tarafından cinsel olarak boğulmuş geleneksel Viktorya dönemi kadınlarının bir karışımını temsil ediyor. Bu iki farklı kadınsı rolü harmanlayarak Stoker, Viktorya döneminde “Yeni Kadın" olarak bilinen erken dönem kadınlarına çok benzeyen bir imaj yaratmayı başarmıştır. Stoker’ın perspektifi her ne kadar belli olmasa da “Yeni Kadın” imajını yaratmasıyla birlikte kadınların ataerkil toplum düşüncesinden çıkmamaları gerektiği sonucuna varabiliriz. Çünkü romanın ilk bölümünde ortaya çıkan vampir kadınların bu toplum görüşünü reddederek Viktorya Dönemi kadınlarının geleneksel olarak boğulduğu tabuları yıkıp kadınların cinsel arzularını yansıttıklarını görebiliriz. Viktorya Dönemi’nde, birçok insan kadınların herhangi bir cinsel dürtüye sahip olmaları gerekmediğine ve “cinsel saldırgan kadınların” yanlış ve düzensiz olarak görüldüğüne inanıyordu. Bu kavram, cinsellikleriyle temas halinde olan tüm kadın karakterleri şeytani olarak tasvir edecek kadar ileri götürüyor. Romanda, toplumun o dönemde kadınlara ve erkeklere yüklediği imkansız cinsel beklentilerin bir kısmının tasvirlerini de ayrıca görürüz. Çünkü bu toplum cinsel arzuların bastırılması gerektiğini insanlara dayatmıştır ve özellikle kadınların bu duyguyu taşıması canavarca ya da şeytani görülebilmektedir. 

        Lucy ise vampir kadınların aksine cinsellik konusu hakkında korkuları olan, bu konu hakkında fikirlerini yansıtmak istemeyen ve iyi bir kadın figüranı olarak gösterilir. Çünkü Lucy iyi ve nazik birisi olmasının yanı sıra ideal bir eş, anne gibi roller için en uygun özelliklere sahiptir. Oldukça saf bir karakter olan Lucy, bastırılmış duyguları ve hayalleri sonucunda Dracula’ya kanan bir kurban haline dönüşür ve arzuları onun düşüsüne sebep olan en büyük etkenler halini alırlar. 

     

         Bir diğer karakter olarak Mina da her ne kadar romanın başlarında güçlü bir karakter olarak betimlense de romanın sonunda düşmüş bir kadın olarak kendisini görebiliriz. Çünkü Lucy kadar zayıf ve saf olmasa da Mina’da entelektüel ve finansal bağımsızlığının olmasını istiyor. Yani imkansız olmasa da Dracula’nın Mina’yı kandırabilmesi için daha çok çaba göstermesi gerektiğini anlayabiliriz. Güçlü Viktorya dönemi kadını olan Mina'nın toplumsal ihlalleri Lucy'ninkinden daha az görüldüğü için nedenle zaman tamamen vampire dönüşmüyor fakat istedikleri şeylerin ve yaşadığı olayların doğru olmadığını, ahlaki değerlerine ve gelenekselleşmiş perspektiflerine uygun olmadığını fark ettiğinden ideal bir kadın örneği olarak Mina’yı da gösterebiliriz.

        Sonuç olarak, bu romanda iki farklı kadın rollerini görebiliyoruz. Yani Stoker, “Yeni Kadın” imajı Victorya Dönemi korkularını ve endişelerini ortaya çıkararak kadınlardan beklenen farklı cinsiyet rollerinin yok edilmesi gerektiğini bizlere anlatmaya çalışıyor. 

     

    Kaynakça: 

    • Stoker, B., Dracula, İstanbul, Can Klasik, 2013.
    • Pinterest 

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.