Tüketime Karşı: Pop Sanat

Tüketime Karşı: Pop Sanat
  • 3
    0
    0
    0
  • İkinci Dünya Savaşı sonrası dönem dünyada büyük toplumsal ve siyasi değişimlerin ön planda olduğu bir dönemdi. 1950’lerden itibaren başlayan Soğuk Savaş etkisini tüm dünyada olmakla birlikte elbette en çok Amerika’da hissettirmeye başlamıştı. Daha önceki yazılarda bahsettiğimiz gibi bu dönemde sanatçıların çoğu Avrupa’dan Amerika’ya göç etmişti ve Amerika’da yeni sanat anlayışları ortaya çıkıyordu. Amerikan toplumu, savaşların etkisinde ve Amerika’nın dünyadaki iki büyük güçten biri olmasıyla beraber kendini yeni değerler etrafında şekillendirirken bulmuştu. Bu değerler arasında endüstrileşme, bireysellik ve küreselleşme vardı. Ancak belki de en çok toplumda kendini gösteren değer, tüketim kültürünün doğuşu olmuştu. Pop Sanat, Amerikan toplumunun bu değerlerine karşı çıkarak kendini var etti.
     
    Pop Sanatın kökeni aslında İngiltere’ye dayanır. 1950’lerin ikinci yarısında sanat eleştirmeni Lawrence Alloway “Popüler Sanat” terimini estetik anlayışını ve konusunu popüler kültürden alan sanat eserleri için kullanmıştır. Bu yıllarda Londra’da sanatçılar, mimarlar, eleştirmenler ve tasarımcılardan oluşan Bağımsız Grup sanat camiasında aktif rol alıyordu ve Alloway de bu grubun önemli bir üyesiydi. Bağımsız Grup, kitle iletişim araçlarının getirdiği yeni görsel imgelerin ve popüler kitle kültürünün sanatı besleyen bir tarafı olduğunu ve sanatçıya yeni estetik imkanlar sunduğunu savunuyordu. Eğer sanatçı topluma ayna tutan kişi ise, savaş sonrası Batı dünyasının kitle iletişim araçları ve kapitalist tüketimciliği sanata konu olmalıydı. İngiliz sanatçı Richard Hamilton’ın 1956 tarihli “Just what it is that makes today’s homes do different, so appealing?” eseri, tüm bu düşünceleri yansıtan bir örnek olarak karşımıza çıkar (kapak resmi). Kolaj stili eserde günlük ev eşyaları, çizgi romandan görseller, magazin ünlüleri ve bir ticari logo yer alır – tüm bu ögeler kitle toplumunun hayatından parçalardır.  
     
    Pop Sanat tüketime ve kapitalizme eleştirel bir yerde dururken çağın görsel imgelem dünyasını da sanata dahil eden bir akım olarak nitelendirilebilir. Pop Sanatın ikonografisi popüler kültürden alınan imgelere dayanır. Akımın diğer bir karakteristik özelliği ise insan yapımı objeleri konu alması ve endüstriyel üretime paralel bir şekilde sanatsal üretim gerçekleştirmesidir. Pop Sanat kamusal bilinci ve kitle toplumunu yansıtır ve bu toplum artık tüketim ve popüler kültürün bir yansımasıdır. İngiltere’den Amerika’ya taşınan Pop Sanat estetiği, Amerikalılar için kendi toplumlarını anlatan bir sanat olarak görülmüştür. Televizyon ve çizgi romanların yaygınlaştığı Amerikan toplumunda Pop Sanat, reklamları, ticari ürünleri, Hollywood ikonlarını sanata dahil etmiş ve gündelik, tüketime odaklı, materyalistik hayatı konu edinmiştir.

    Roy Lichtenstein, Hopeless, 1963 

    Endüstriyel üretim teknikleri de Pop Sanatta kendine yer bulmuştur. Akımın önemli isimlerinden Roy Lichtenstein, bir basım tekniği olan Benday noktalarını büyüterek eserlerini oluşturmuştur. Eserlerinde kitle kültürünü temsil eden çizgi romanları konu almıştır. Çizgi roman görsellerini büyük ölçekte sergilerken mekanik üretime ve teknoloji-insan ikilemine atıfta bulunur. Kendi sözleriyle, “Eserlerimin anlamı endüstriyel olmalarıdır, ki bu dünyanın yakında bürüneceği haldir”.

    Mekanik üretim, Andy Warhol’un da eserlerinde değindiği bir temadır. Warhol’un resim tekniği o kadar mekaniktir ki Warhol stüdyosundan “Fabrika” diye bahsetmiştir. Warhol ilk eserlerinde klasik resim tekniği ile ticari ürünlerin seri kopyalarını yapmıştır, meşhur Campbell çorba kutuları gibi. Aynı ürünün birden çok kopyasını sergileyerek seri ve kitlesel üretim hissiyatını vermeye çalışmıştır. Daha sonra fotoğrafı tuvale aktarmayı sağlayan serigrafi tekniği ile tanışmıştır. Marilyn Diptych eserinde bu tekniği kullanarak 50 adet Marilyn Monroe portresini üretmiştir. Görselin tekrarı hem mekanikleşmeyi anlatır hem de figüratif bir imgeyi soyutlaştırır. Warhol aynı zamanda dönemin en ünlü Hollywood aktristi ve sansasyonel ölümü ile gündemde olan Marilyn Monroe’yu seçerek popüler kültüre ve Hollywood’un bireyselciliğine referansta bulunmuştur.

    Andy Warhol, Marilyn Diptych, 1962

    Sinema, televizyon, reklam ve dergiler ile oluşan popüler kitle kültürü, hem savaştan çıkmış bir toplumun kendine yarattığı yeni bir dünya hem de artan kapitalist tüketimin bir ürünü olmuştur. Pop Sanat, bu toplumun bir yansıması olarak doğmuş ve sanata gündelik hayatı dahil ederek yeni bir estetik dil oluşturmuştur. Pop Sanat estetiği, kitle iletişim araçları, teknoloji, seri üretim ve tüketime atıfta bulunur ve insanın tüm bu gelişmeler ışığında şekillenen gündelik hayatına değinir.

    KAYNAKÇA
     
    Harrison, Sylvia. 2003. Pop Art and the Origins of Post-Modernism. Melbourne: Cambridge University Press.
     
    Shanes, Eric. 2009. Pop Art. New York: Parkstone Press International.
     
    Channel, David F. 1980. “Technology as Style: Pop Art and the New Sensibility”. Journal of American Culture, Vol. 3(3).

     

     

     

     

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.