Doğa, Endüstri ve Sanat: Arte Povera

Doğa, Endüstri ve Sanat: Arte Povera
  • 2
    0
    0
    0
  • İkinci Dünya Savaşı Avrupa devletlerini büyük bir yıkıma uğratırken sanat dünyasının da yönünü Amerika’ya doğru çevirmişti. Faşist dönem sonrası İtalya, savaştan sonra toparlanmak için Amerika’nın Marshall Planı’na dahil edilen ülkeler arasındaydı. Çoğunluğu kırsaldan oluşan İtalya, artık yüzünü endüstrileşmeye çevirirken büyük bir toplumsal değişimin de eşiğindeydi. Dönemin avangart sanat camiası kendine Amerika’da yer bulsa da Avrupa avangardı savaş sonrası yeni anlam arayışı içerisine girdi. Arte Povera akımı, böyle bir konjonktür içinde ortaya çıktı.
     
    Arte Povera, yani Yoksul Sanat, ilk olarak sanat eleştirmeni ve küratör Germano Celant tarafından 1967’de düzenlenen “Arte Povere e Im-Spazio” sergisi ile izleyiciyle buluşmuştur. Michelangelo Pistoletto, Mario Merz ve Pino Pascali gibi sanatçılar tarafından benimsenen akım, ilk olarak bakıldığında dönemin diğer avangart akımları ile bazı benzerlikler gösterir. Savaş sonrası dönemde tüketim kültürü ve consumerism Pop Art ve Dada gibi akımlar için eleştiri konusu olmuş, “ready made” nesneler sanat objesi haline gelmiş, enstalasyon denilen sanat biçimi yaygınlaşmaya başlamış, sanatta sadelik ve materyal kullanımı Minimalizm ile ön plana çıkmıştır. Bu bakımdan Arte Povera kendi başına ayrı bir akım gibi görünmeyebilir, ama aslında Arte Povera sanat üslubu olmasının dışında bir politik tutumdur.
     
    Dönem İtalya’sına baktığımızda Amerikan hegemonyası karşısında direnen, özellikle Vietnam protestoları ve işçi isyanları ile şekillenen 1960’lı yıllar atmosferini göz önünde bulundurmak gerekir. Arte Povera Vietnam karşısında duran bir gerilla savaşıdır; bu savaş Amerikan emperyalizmine karşı bir metafordur. Kırsaldan sanayileşmeye geçen İtalyan toplumu, faşizm sonrasında da bir anlam arayışı içine girmiştir ve Arte Povera bu arayışı temsil etme görevini üstlenmiştir. Pop Art ve Minimalizm gibi akımlar Amerikan ürünü olarak görülmüş ve İtalya’ya Amerikan kültürel hegemonyasını taşıma amacı güttükleri düşünülmüştür. Burada hegemonya Gramsci’nin terimi olarak anlaşılmalıdır: yani, yöneten sınıfın fikirlerinin egemenliğidir. Gramsci’ye göre devrim, fikirler savaşı sonrasında gerçekleşecek ve siyaset sanat ve kültürden etkilenecektir, Arte Povera da noktada kendini devrimci nitelikte gösterir. Celant’ın Arte Povera’sı Marx’ı referans göstererek tüketim toplumunu eleştirmiştir. Arte Povera’ya göre Pop Art her ne kadar tüketimi eleştirse de halen bir hegemonik sınıfın yani Amerika’nın üretimi olarak etkisiz ve devrimci olmayan nitelikte görülür.
     
    Siyasi duruşunun yanında Arte Povera biçimsel olarak da diğer akımlardan ayrılır. Arte Povera yoksuldur, çünkü kullanılan materyal değersiz ve önemsizdir. Eğer malzeme yoksulsa sergilenmesi de basit ve yoksul olmalıdır. Tüketime başkaldıran ve sanatın ticarileşmesine meydan okuyan akım, malzemesini gündelik yaşamdan seçer. Cam, gazete, neon gibi inorganik malzemeler ağaç dalları, yapraklar ve toprak gibi organik malzemeler ile bir araya getirilir. Arte Povera insanın doğa ile ilişkisini de sorgulayan bir yerde durur. Doğayı kirleten ve sömüren kapitalist sistemin ve sanayinin atıkları ve nesneleri tekrar sanat eserine dönüşerek tüketime bir tepki gösterir. Kapitalizm ne kadar insanları tüketime aç hale getirse de sanatçı kapitalizmin kendi yarattığı atıkları gözler önüne sererek insana neyi ne uğruna tükettiğini hatırlatır. Sanatçı ihtiyacı olan her şeyi doğanın kendisinde bulur ve doğa onu besler.

    Michelangelo Pistoletto, Venus of the Rags, 1967

    Pistoletto’nun Venus of the Rags (1967) eserine baktığımızda Roma’nın en önemli sembolü olan tanrıça Venüs’ün bize arkasını döndüğünü fark ederiz. Güzelliğin tanrıçası olan Venüs, eserde izleyiciden güzelliğini gizlercesine paçavralardan oluşan bir yığına bakmaktadır. Heykelde klasik anlamda bir estetik haz duyma beklentisine girmişken izleyici arkasında duran paçavralarda bir güzellik göremez. Aslında neyin “güzel” olup olmadığı tamamen bize dayatılmıştır. Gündelik hayatımızdan objeler de bir sanat eseri olarak karşımıza çıktığında güzellik algımızın sahteliği yüzümüze vurulur. Bu eser aynı zamanda tüketime bir eleştiridir, paçavralar birer atık olmuştur ve artık kullanılamaz hale gelmiştir. İnsan tüketirken aslında kendini de tüketmektedir. Venüs eserin merkezinde durarak bizi o atık dediğimiz, artık kullanışsız olmuş malzemeye bakmamızı ve düşünmemizi sağlar.

    Piero Gilardi, Rotolo di tapetto natura, 1967

    Gilardi’nin doğa ve insan ilişkisine değindiği Rotolo di tapetto natura (1967) eserinde ise direkt doğadan gelen malzemelerin kullanıldığını görürüz. Sanatçı eserde organik malzeme ile endüstriyel malzemeyi bir arada kullanarak aralarındaki çatışmayı göstermiştir. Hiper-realistik bir şekilde üretilmiş taşlar ve dallar, doğanın içinden bir kesit sunar ve aynı zamanda endüstrinin doğayı kontrol edişine bir çağrıda bulunur. Beşerî bir yapı olan bir müzenin içinde doğanın kendini var etme çabası, sanayileşen İtalya’da toplumun kendini var edişi ile paraleldir.

    Arte Povera savaş sonrası İtalya’da kırsal-kent, sömürü-devrim, insan-doğa gibi ikilemlerin ışığında ortaya çıkmıştır. Kendini yeniden inşa eden İtalyan sanatı, Amerikan hegemonyasını reddeden bir karaktere bürünmüştür. Bunun yanı sıra Arte Povera estetiğin politikleşmesi konusuna da değinen bir akımdır. Hiçbir akım oluştuğu siyasi bağlamdan ayrı düşünülemeyeceği gibi Arte Povera da hem bir sanat üslubu hem de siyasi bir görüş ortaya koymuş, kendine özgü sanatsal dili ile tüketime ve sömürüye karşı çıkan devrimci nitelikte bir akım olarak tarihe geçmiştir.

    KAYNAKÇA 

    Aydın Uzun, Derya. 2018. "Modernizmin Benzer Akımları İçinde Kendine Yer Bulmaya Çalışan Bir Sanat Üslubu: Arte Povera". Diyalektolog Ulusal Sosyal Bilimler Dergisi, Kış, Sayı 19.
     
    Cullinan, Nicholas. 2008. "From Vietnam to Fiat-Nam: The Politics of Arte Povera". October, Vol. 124.

     

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.