Kadınların Erkekleri Kazanma ve Bağlama Saplantıları

Kadınların Erkekleri Kazanma ve Bağlama Saplantıları
  • 4
    0
    0
    0
  •  

    Sosyal medyanın hayatımızdaki etkisi arttıkça bu etkinin en tehlikeli aracı algı yönetiminden oluşmaya başladı. Kitlelerin algısını yönetmek, yanlış bilgi yayılmasından ziyade sosyal medyada popülerlik kazanmış kişilerin kazanç doğrultusunda kendi fikirlerini, kendi psikolojik referansları doğrultusunda paylaşıp, kitlelerinin algılarına ve davranışlarına yön vermeye başladılar. Bu algı yönetiminin başında ilişkiler üzerine verilen tavsiyeler geliyor. Kadınlara yönelik çekilen “ilişkide istediğini yaptırtma”, “sevildiğimi nasıl anlarım?” vb. konu başlıklı videoların milyonlarca izlenilmesi, bu başlıkları destekleyen İnstagram ve Tiktok videolarının çekilmesi ve binlerce kez paylaşılması, çağımızın ilişkilerinde kadınların duygu durumlarına yön verenin partnerlerinden/erkeklerden oluştuğu bilincini yaratıyor. 

    Genç kızları ve kadınların sosyal medya ’da en çok takip ettikleri konu başlıkları: 

    1-    Astroloji

    2-    Tarot

    3-    İlişkide Erkeği Kendime Nasıl Bağlarım?

    4-    Eski Sevgilimi Nasıl Pişman Ederim?

    5-    Arzulanan Kadın olmak

     

    Sosyal medyadaki popüler profillere baktığımızda (Wizlizard, Dilan Polat, Esra Ezmeci, Adil Yıldırım,vb). Kadınların bu profillerin paylaşımlarını izlerken aldığı tatmin sadece medyatik aktiflikle sınırlı kalıp gerçek hayattaki tatminsizliklerini körüklüyor. Bu tip konu başlıklarını takip edenler, ilişkilerinde baskın olmayı erkeğe sınırsız maddi taleplerde bulunmak; süslü cümleler altında “itaat” çağrısında bulunmak ve partnerlerine kısıtlamalar koymaktan ibaret sanan bir kesim. Arzulanan kadın olmayı ve partnerlerinin sınırsız ilgisini, bu içeriklerden kazandıkları taktikler doğrultusunda pasif eylemler ile talep edip, ikili ilişkileri olağanlıktan çıkartıp dışa bağımlı hale getiriyorlar.  Tüm bu çabanın altında yatan ise “kaybetme korkusu” “aşağılık kompleksi” ve “ego”.

    Erkeği kendine bağlama ve arzulanan kadın olmadaki bu gaye genç kızlara dahi sıçramış durumda. Genç kızların ilişki deneyimleri sosyal medyadaki algı sayesinde şekillenip gerçeklikten uzak ilişkiler yaşamaktalar. İlişkilerdeki tek eşliliğin yadırgandığı bir dönemde, bu doyumsuzluğun en başlıca sebebi kişilerin “hep daha iyisi” adı altındaki tutumları ve ihtimallere açık oluşun bireye getirdiği muhtemel ilgi bağımlılığından geçiyor. 

     

    İlkel toplumlar ile başlayıp modern topluma kadar güçlü şekilde iktidarını sürdüren büyü, fal, astroloji gibi kavramlar günümüzde sosyal-kültürel ve psikolojik etkisini arttırmış bulunmakta. Youtube ve X platformundaki tarot kanallarında yer alan “Kendine Aşık Etme”, burçlara göre yapılan “Ex Açılımları/ Bana geri dönecek mi?” gibi söylemler bireyi zamanla gerçeklik algısından koparıp mantıksal nokanslığa teşvik ediyor. Okudukları fallar sayesinde ex partnerlerinin döndüğünü iddia eden kişilerde ise görülen etki muhtemel bir Forer Barnum etkisinden ibaret. 

     

    Eğitim eksikliğinin ve eğitime bu denli ihtiyaç duyulmayan bir ülkede sosyal medya platformlarındaki “fenomen” kişilere olan hayranlık ve örnek alınma davranışı toplumu çok daha alt kültür seviyesine indiriyor. Bu seviye düşüklüğünün getirdiği normalleştirme ve adaptasyon süreci ise maalesef ki hızla yayılma sürecinde.   

    Bu konudaki önergem ise çok basit:

    Kitap okumak. 

    Bir bireyin gelişimi için doğru kaynaklardan okunan her kitap, yaş grubu ne olursa olsun çok mühim. Sosyal medya ile araya koyulan sınır, başkalarının hayatına duyulan merakın azalmasına iyi gelecek en iyi çözüm kitap okumaktır. Roman, deneme, gezi yazısı hiç fark etmez. Okumak, zihinsel gelişimin en büyük aracıdır. Hayal dünyasının faydalı bir biçimde genişlemesine yardım eder, beyin fonksiyonlarına iyi gelir kimi zaman kaygı seviyesini dahi azaltır. 

    Kişi kendini geliştirdiğinde, öz değerinin daha çok farkına varır. Yapabileceklerini keşfetmeye başlar ve kültürel açıdan iyi bir seviyeye gelir. Böylelikle, hiçbir erkeğin ilgisine, sevgisine ihtiyaç dahi duymak zorunda kalmaz. Diğer insanların eylemleri, sevgisi ve ilgisi bizim değerimizi yüceltmez. Mühim olan kişinin kendini fark etmesidir, sevmesidir. Bunu da sağlıklı ve akılcı bir bilinç ile yapması gerekir. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.