5 Film Ve Psikanaliz

5 Film Ve Psikanaliz
  • 7
    0
    0
    0
  • Sinema, eğlenceden ziyade bizlere birçok mesaj verir. Bilinçaltımızdaki saklı kutuları açar, kişiliğimize ayna tutar. Kimi zaman filmdeki bazı karakterleri kendimize veya çevremizdeki insanlara benzetiriz, karanlık yollarımıza ışık olur. 

    İnsanın bilinçaltı karanlık bir hazinedir. Hayatımızın belli dönemlerinde o karanlığa birçok şey gömeriz, saklarız. Bir film, bize saklı kimliğimizi ortaya çıkarttırabilir. 

    Şimdi hep birlikte bu 5 filme ve analizlerine bakalım. 

     

    1. Andrei Tarkovsky - Sacrifice (1986)

    Sacrifice, izlediğimizde bizlere Çehov'dan ziyade Dostoyevski etkisi yaratabiliyor. İlk sahneden itibaren her bir diyalog adeta gizli düşüncelerimizi ortaya çıkarabilecek nitelikte. Hayatı, hayattaki yerimizi, bir savaşın umutsuz bir ruhta yeşerttiği umut etkisine kadar birçok açıdan hayata bakmamızı sağlıyor. Düşünmenizi, yansıtmanızı, hatta belki de cevap vermenizi isteyen son derece sofistike monologlar bizi bu filmin içine çekiyor. Tarkovsky sizi insanlığın başarısızlığını, insanın eksikliklerini ve yıkım arzusunu tartışmaya zorluyor. 

    Sacrifice, Andrei Tarkovsky

    2-  Terasların Çocuğu - Ferid Boughedir (1990)

    Şiirsel bir nitelik taşıyan Terasların Çocuğu, bir erkek çocuğun erkekliğe geçiş sürecini mizahi bir dille bizlere aktarır. Ana karakter olan Noura'nın bu serüvende yüzleşeceği Oidipus karmaşası, paranoid korkuları ve depresif kaygıları bizlere bu süreci anlatıyor. Filmde teras, bilinç ve bilinçdışı arasında gidip gelen bir mekan olarak özdeşleşiyor. Terasa merdiven ile inip çıkmanın rüya sembolizmi gereği cinsel ilişkiyi temsil ettiği düşünülebilir (Freud,1900). 

    3- Antichrist - Lars Von Trier (2009)

    Antichrist bizlere özenle çizilmiş bir gerilim filmi sunuyor. Birincil sahne* sonrası trajik bir ölümle başlayan film, egemenlikten edilgenliğe, anneliğin kaybedilişine, yas tutmaya, derin anlam içeren diyaloglarla dolu bir başyapıt. Filmde erkek terapisttir ve karısının yasını tedavi etmeyi amaç edinir fakat bu tedavi bilimsel bir tedaviden çok adamın içsel bölünüşüne son verme isteğinden ibarettir. Ruhsal prangalarından kurtulamayan kadının filmin sonundaki iğdiş etme girişimleri de Lars Von Trier'in insanlığa bakış açısını çok derin bir şekilde gözler önüne seriyor. 

    4- Dorian Gray'in Portresi - Oliver Parker (2009)

    Dorian Gray'in Portesi, Oscar Wilde'ın yayımlanan felsefik romanından uyarlanmış bir filmdir. Dorian Gray kendi portesine aşık olan, dıştan etkileyici, modern görüntüsünün yanı sıra yozlaşmış bir adamdır. Zaman geçtikçe yaşlanan Gray, kendisi yerine portresinin yaşlanmasını istemektir. Filmde, portre aslında Gray'in alter egosunu temsil ederken yaşlanma etkisi ile Dorian alterine savaş açar. Faust efsanesinde olduğu gibi Dorian da sonsuz güzellik için şeytana ruhunu satar. İşlediği günahlar portesinde bir çizik olarak işaretlenir ardından bu günahlar portesinde kusur ve yaşlanma belirtisi olarak yer alır. Wilde'ın haz ilkesine göndermeleri ve ölümü işleyiş tarzı adeta büyüleyici bir nitelikte.

    5-  Kış Uykusu - Nuri Bilge Ceylan (2014)

    Altın Palmiye ödüllü Kış Uykusu, Nuri Bilge'nin diğer filmerine nazaran daha çok diyalog içeren filmidir. Batılılaşma seviyesinin çok düşük olduğu bir konumda yaşayan Aydın karakteri ve ailesinin batılılaşma çabasına dikkat çeker. Aydın karakteri, erdemleri olan ve bu erdemler ile kendine duvar ören bir kişidir. Kız kardeşi ve karısı ile yaşadığı çatışmalar, her karakterin bilinçaltında hatta ruhlarının derinliklerinde gizlediği öfkeden kaynaklanıyor. Her biri kendi içinde varoluşsal sorun yaşarken alt tabaka diye adlandırdığımız kesimden insanlar ile yaşayacakları olaylar bu çatışmaları harlayacak bir ateş niteliğini taşır. 

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.