Eduardo Zamacois, İspanyol asıllı bir roman yazarı ve gazetecidir. İspanya’da bohem edebiyat sahesininde temsilcisidir. Yazarlığın yanı sıra resimde de yeteneğini göstermiştir ve İspanya iç savaşı sırasında pek çok eser vermiştir.Eserleri arasında en çok hoşuma giden parça ise Platonic Love tablosu.

Tablo’da sarayda çalışan bir hizmetkarın, kadın heykeline olan hayranlık dolu bakışı gözümüze çarpıyor. Öyle bir hayranlık ki, fenalık geçirir gibi bir heyecan duyuyor sanki. Bu kendinden geçme hali akıllara Stendhal Sendromunu da getiriyor. Peki bu tabloyu platonik aşk yapan şey hizmetkarın psikosomatik rahatsızlığının yanı sıra bir obsesyonu olması mıydı? Yoksa sarayda yaşayan asilzade bir kadının heykeli olması ve o kadına duyduğu aşk mıydı?
 
Eduardo bizi birçok soru işaretleri ve metaforik ögelerle başbaşa bırakır. Bu soruları aza indirgemenin en olası yollarından bir tanesi de tablonun isminden yola çıkmaktır. 
Platonik aşk nedir?
Platonik aşkın genel terimi, seksüellikten çıkarak tinsele dönüşen aşk anlamına gelir. Ünlü filazof Platon’un adından gelir. Sorgulanmayan aşk anlamına gelir. Platonik aşk denildiğinde çoğunlukla “takıntı” aklımıza gelir. Takıntı evresinde ise obsesif kişilik bozukluğu devreye girer ve bu platonik aşktan çıkıp bir psikolojik bozukluk sınıfına girer. Aşkın en acılı ve gerçek hali olarak da divan şiirlerinde çokça işlenmiştir. 
Birini koşulsuzca sevebilmekten ziyade kendinizi adama biçimidir. Karşılıklı sevginin huzuru ve güven ortamından ziyade daha fırtınalı ve uçurumlu yolları vardır karşılıksız aşkın. Hep bir mesafenin ve imkansızlığın olduğu, kişiyi derinlemesine yaralayan ve bir o kadarda aşkı gerçekten hissettiren bir türdür bu. Eduardo bu mesafeyi tabloda alt tabaka ve üst tabakanın vurgusu ile işlemiş olabilir. Heykelin burjuvaziyi temsil etmesi, alt tabakaya mensup birinin ona hayranlığı ve o tabakaya ulaşamayacak olması da platonik aşkın bir temsili olabilir. 
Metaforik veya gerçek. Karşılıklı veya tek taraflı. Aşk her açıdan da kendini kaybetme halidir. Bu kayboluş, karanlık yollara sürüklediğinde sizi kurtaracak tek şey kendinizi tekrar bulabilmektir ve başka bir aşk’a kendinizi adamadan önce kendinizi sevmeyi bilmektir