Yeni Sesler; Dilay Dal İle Röportaj

Yeni Sesler; Dilay Dal İle Röportaj
  • 0
    0
    0
    0
  • Herkese selam, geçenlerde tesadüfen duyduğum bir şarkı sonucu Dilay Dal'ı keşfettim ve müzik anlayışını, projelerini merak ettim. Eminim siz de tanıyınca hayran kalacaksınız. İyi okumalar :))

    1)Merhaba, nasılsınız? Umarım çok iyisinizdir. Öncelikle nasılsınız? Hem sanat alanında hem de günlük hayatınızda her şey yolunda mıdır?

    Merhaba, iyiyim teşekkürler. Umarım sizin de gününüz güzel geçiyordur. Her şey yolunda gidiyor, yeni şarkılara odaklandığım bir yazım sürecinin içindeyim. Tüm vaktimi ve konsantrasyonumu ona ayırdığım zamanlardayım.

    2)Biraz kendinizi anlatır mısınız? Dilay Dal kimdir? Müzik hayat nasıl başladı?

    Müzikle ilk etkileşimim henüz konuşmayı tam öğrenememişken her sabah radyoda duyduğum şarkılara eşlikle başladı. Hatta küçükken ilk söylediğim şarkının Müzeyyen Senar’a ait olduğunu söyler annem hep. Okulda korolar, gitar çalmayı öğrendiğim bir dönem derken hayatımda müziğin olmadığı bir an yoktu. Üniversitede müzik kulüpleri, çok sesli korolar ve kendi müzik grubumla sahne almamla beraber işin daha profesyonelleşmeye başladığı kısımlara dahil olmaya başladım. O noktadan sonrası da zaten çorap söküğü gibi kendi şarkılarımı yayımladığım şimdiye getirdi beni.

    3)Şarkılarınızı dinlediğimde gerçekten çok büyük özgünlükler keşfettim. Şarkı yazarken nelerden ilham alırsınız?

    Aslında her şey olabiliyor. Gördüğüm bir manzara, izlediğim bir haber programı hepsi bir yerlere dokunup bir şeyler canlandırıyor derinlerde. Herkesin yaratım süreci farklı oluyor tabii ki, ben daha çok kendimle kalmayı ve gözlem yapmayı seven biriyim bu süreçte. İlham konusu çok detaylı ve sıkıntılı bir konu aslında. Bir bakıma her şey etkiliyor insanı ve bir şeyler üretme gayretindeyken onun sihirli bir şekilde gelmesini beklemek hüsranla sonuçlanabiliyor.

    4) Geçtiğimiz aylarda -Şubat ayı olması lazım- “Kirli Ellerin” adında FadeOut etikketiyle bir şarkı yayımladınız. Şarkının yapım süreci nasıl geçti?

    Eylül ayında çıktı aslında ama bundan iki yıl önce yazdığım bir şarkıydı. Yayımlama amacı gütmeden daha kişisel bir yerden yazmıştım. Şarkıyı yazdığım zamanlar ve sözlerin çağrıştırdığı depresif havasından dolayı da saklı duruyordu bir köşede. FadeOut’da Kerem Çakıroğlu ve Gökhan Doğum ile beraber dinleyince şarkının bizi alan bir yeri oldu. Kerem Çakıroğlu prodüktörlüğüyle şarkı bambaşka bir tavra büründü. Akustik ve daha sakin bir düzenden, sert gitarların eşlik ettiği isyanvari bir parçaya evrildi, bu hali de şarkının anlattıklarına çok yakıştırdım. 

    5)Müzik kariyerinizde ulaşmak istediğiniz hedefler nelerdir? Hatta kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz?

    İlk ve en yakın zamanlı hedefim çeşitli şehirlerde konserler vermek. Hedeflerini ve hayallarini çok fazla dillendirmeyi ve paylaşmayı seven yapıda biri değilim ama müzikal ve görsel dünyasıyla kendine yer edinmiş bir diskografi ve geçmişe sahip bir Dilay olmayı hedefliyorum diyebilirim yıllar sonrasında. 

    6)Çoğu sanatçının örnek aldığı sanatçılar olur. Bunlar gündelik hayat olsun, şarkıları olsun bir şekilde yansıtılır. Sizin örnek aldığınız bir sanatçı var mıdır? Varsa kim veya kimlerdir?

    Etkilendiğim yerli ve yabancı bir çok isim var tabii ki. Aklıma gelen kendime yakın bulduğum ilk isim Alexandra Savior oluyor. Vokal karakterizasyonuna bayıldığım sürekli dinlediğim isimlerden biri. Bunlar dışında Pj Harvey, Portishead, Melody Gardot, Erkin Koray, Can Güngör aklıma gelen isimler arasında. Dönem dönem dinlediğim müzikler değişse de daha sakin ve yumuşak vokaller aradığımda hep Portishead ve Melody Gardot şarkılarına gider elim.

    7)Ülkemizde müzik piyasası ve müzik anlayışı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bu konuda geride miyiz?

    Dinleyenlerin de sanatçıların da daha kolay tüketilebilir müziklere yöneldiği ve özellikle yeni başlayan sanatçıların sosyal medyada var olmadan bir şeyler yapmasının neredeyse imkansız olduğu bir dönemdeyiz. Ülkemizde müziğin de çoğu zaman geri plana atılan, herhangi bir sıkıntıda ilk feda edilen şey olduğunu defalarca yasaklarla ve politikalarla gördük. Bunlara rağmen küçük grupların ve müzisyenlerin dayanışma halinde daha fazla var olma çabası sergilediği ve dinleyicilerin de bunu sahiplendiği bir zamandayız. Konser vermenin ve konsere gitmenin ekonomik zorluklarına rağmen çoğu kişinin sevdiği sanatçıları desteklediğini görmek güzel bir şey. Umarım daha ileriye gideceğimiz zamanlar olur toplum adına.

    8) Röportajımızın son sorusuna geldik. Son olarak dinleyicilerinize ve sizi yeni tanıyacak kişilere neler söylemek istersiniz?

    Öncelikle röportaj için çok teşekkür ederim. Yakında yeni şarkılarda tekrar görüşmek üzere. Dinleyen, destek olan herkese çok teşekkürler ve sevgiler...  


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.