Melankolik Şarkıların Sahibi; Birkan Nasuhoğlu İle Röportaj

Melankolik Şarkıların Sahibi; Birkan Nasuhoğlu İle Röportaj
  • 3
    0
    0
    0
  •  Sevgili okuyucularım; birazdan muhteşem bir röportaj okuyacaksınız :) Bu haftaki konuğum Yedinci Ev'in solisti Birkan Nasuhoğlu'dur. Kendisi müzik piyasasının köklü isimlerindendir. Yaptığı besteler ve yazdığı sözler ile de kendisini her defasında kanıtlamaktadır. Hazırsanız röportajımıza geçelim :)

     

    1-) Birkan Bey röportajıma konuk olduğunuz için teşekkür ederim. Nasılsınız? Umarım çok iyisinizdir. Hazırsanız başlıyorum sorularıma. 
    Her müzisyen müziği bir duygu aktarım aracı, kendini ifade etme sanatlarından biri olarak görür. Müzik sizin için ne anlam ifade ediyor?


    Öncelikle röportaj teklifiniz için teşekkür ederim. Gayet iyiyim, umarım sizlerin keyfi de yerindedir.
    Müzik, beni hayatta tutan en önemli güç diyebilirim. Her türlü duyguma eşlik eden ve yaşamımı anlamlandıran bir güç. Müzisyen olmamın yanı sıra müziğin hayatımdaki yeri gerçekten çok büyük. 


    2-) Yedinci Ev grubu ile şarkılar yapıyorsunuz ve bir yandan da solo kariyerinize devam ediyorsunuz. İkisini aynı anda götürmek zor olmuyor mu? Çünkü ben Yedinci Ev dinlerken ayrı Birkan Nasuhoğlu dinlerken ayrı bir enerji alıyorum, az da olsa tarz olarak biraz farklılıklar mevcut özellikle melodilerde bu durum belirgin bir hal alıyor.


    İki taraf müzikal olarak birbirinden fazlasıyla farklı. Bunu bilinçli olarak bu şekilde tutuyorum. Şarkıyı söyleyen insan olduğum için iki içeriğin birbirine karışması çok olağan bir durum. Bunu kırmak için dikkat ediyorum. Fakat yaptığım şarkılar uzun bir süredir tarafını kendisi seçiyor zaten. Dinlediğinizde bu şarkı solo olarak yayınlanmalı diyebiliyorsunuz yani. Ya da tam tersi. Şimdiye kadar herhangi bir zorluğunu yaşamadım. Konser ve şarkı yayın kısmında da planlı, programlı gidince sorun yaşanmıyor.


    3-) Geçtiğimiz günlerde "Gitmesi Bile Güzel" adında bir single yayımladınız. Şarkının yapım süreci nasıl geçti? 


    Şarkıyı yaklaşık bir senedir arkadaş ortamımda, evde kendi kendime çalıyorum aslında. Ne zaman yayınlanacak diye biz de kendi aramızda sabırsızlanıyorduk. Yayınlanmasına öncelikle biz sevindik diyebilirim o yüzden. Sanırım 2 sene kadar önce melodisini bulup üzerine çalışmaya başlamıştım. Sözlerini yazmak biraz uzun sürdü. Sonra değişiklikler yaptım falan derken yayın tarihi bu zamana kadar geldi. Canlı olarak çaldım, o şekilde kaydettik. Sade bir video da çektik ve bu şekilde servis edildi.


    4-)Yakın zamanda da (19.01.2024) Yedinci Ev grubu ile yaptığınız "Ezberledi Kalbim" adında bir single çıkartacaksınız. Şarkının yapım süreci nasıl geçti? 


    Ezberledi Kalbim yakın zamanda yaptığım bir şarkı. Aslında kenarda bekleyen bir taslağı tamamen değiştirerek içime sinen bir noktaya taşıdım. Şarkının ortaya çıktığı andaki ritminden ve armonisinden oldukça farklı bir yerde sonlandı. Bu yüzden de diskografimde benim için özel bir yerde konumlandı. 2 günlük bir kayıt süreci geçirdik. Sonrasındaki işlemler de sorunsuz aktı ve kısa süre içinde yayınlayabilir hale geldi.


    5-) Bireysel solo kariyerinize baktığımda şarkılarınızda bir yanlızlık anlatıyorsunuz. Yaptığınız şarkılar biyografik izler taşıyor mu? En son hangi şarkınız bir hikaye üzerine yazıldı? 


    Gitarım benim en yakın arkadaşım. Her şeyimi ona anlatıyorum. Herkesten çok daha fazla şey biliyor. Bu yüzden yalnızlık temasını hissetmeniz normal. Dert ortağım olduğu için biraz da melankolik bir tavır var tabii. Ben bir hikaye anlatıcısıyım. Bazen kendi hikayemi bazen de başkalarının hikayesini şarkı olarak dile getiriyorum. Fakat hepimiz şarkılara kendimizce bir anlam yüklüyoruz. Bu güzelliği bozmamak adına şarkılarımdaki hikaye hakkında pek bilgi vermeyi tercih etmiyorum. Magazinsel bir yerden uzak örnek verecek olursam; Yollar Bitmez’i kaybettiğim kuzenim için yapmıştım. Burada Yaşamak Çok Zor şarkımı da o dönemki orman yangınları esnasında yazdım.


    6-) Benim dinlediğim ve sevdiğim sanatçılar genelde çok azdır çünkü sanatçının müziği anlaması kadar bilmesini de isterim. Yani siz de biliyorsunuz ki ülkemizde sesi güzel olan herkes şarkıcı olmak istiyor ve bu da bana kalırsa bir yığın yaratıyor. İş müzik teorisine gelince sanatçılarımızın büyük bir kısmı kaçıyor. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Müziği bilmek, müzik yapmak kadar önemli midir?
     
    Açıkçası ben de müzik teorisine hakim bir müzisyen değilim. Enstruman bilgim kendime yetecek kadar var ve bana yetiyor. Bu durum yaptığınız müzik tarzıyla ya da bir şeyi ne kadar bilmek istemenizle alakalı biraz. Fakat şarkı yayınlamak artık çok kolay olduğu için biraz kirlilik durumu da oluyor tabii. Müziği çok iyi biliyor olmak da insanı yaratıcı birisi yapmaz. Her iyi enstrumanist aynı zamanda iyi bir şarkı yazarı değildir.


    7-) Biliyorsunuz ki ülkemizde eğlence sektörüne karşı çok ciddi kararlar alınıyor. Festivaller iptal ediliyor, belirli bir saatten sonra da müzik yasağımız vardı. Siz alınan bu politikalar karşısında ne düşünüyorsunuz?


    Bence en büyük sorun ekonomi. En ucuz konser bileti 200₺, barda içeceğiniz bir içki de o civarda başlıyor. Bir gece eğlenmeye çıktığınızda cebinizden 500₺ bir anda çıkıveriyor zaten. Bu da insanı daha seçici bir hale getirmek zorunda kalıyor. Mesela eğlenmeye, kafa dağıtmaya, sanatla ilgilenmeye en çok ihtiyacı olan bir öğrenci ayda kaç konsere gönül rahatlığı ile gidebilir? Bence maksimum 2 kez. Bu tip durumlar da ülkedeki kültür-sanat olgusunun yerinde saymasına neden oluyor. Yasaklara hiç girmiyorum bile. Yöneticiler kontrol edemedikleri her şeyi yasaklamayı bir huy haline getirdi.


    8-) Biraz üretim alanından yani işin deyimiyle mutfaktan bir soru sormak istiyorum. Siz şarkı sözlerinizi yazarken nelere dikkat ediyorsunuz? Nelerden ilham alıyorsunuz?


    Hayatın ta kendisi benim en büyük ilhamım. Yaş aldıkça hayatı yorumlama şeklim de değişiyor. Artık emin olduğum düşüncelerim oluşuyor. Nasıl sevdiğimi biliyorum. Neyi sevmediğimi biliyorum. Bu da derdimi anlatırken daha doğru kelimeler seçmemi sağlıyor. Hayatın içine karışarak bu kelime kumbaramı değerlendiriyorum.


    9-) Her insanın hayatında bir dönüm noktası vardır. Bu dönüm noktalarında alınan kararlar insanın kaderine yön verir. Sizin dönüm noktanız neydi?


    Ben bir insanın hayatında birden fazla dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Ve bunun da farkında olduğumuzdan emin değilim. Hayatında şimdiye kadar iyi, kötü fazlasıyla kırılma anı oldu. Ama bunları dönüm noktası olarak görmek bana biraz iddialı geliyor. Bu dönüm noktalarına göre hayatımı yorumlamak bana pek doğru gelmiyor. Her yaşanılan olayın bir sebebi var ve hepsi birbirine bağlı. Bazen yaşadığımız ve “ufak” gördüğümüz bir deneyim kocaman bir konuya sebep olabiliyor. Sanırım o kalıplaşmış söz olan ‘günü yaşamak’ düşüncesinde kalabilmek gerekiyor.


    10-) Röportajımızın son sorusuna geldik. Tekrardan bu röportajıma konuk olduğunuz için teşekkür ederim. Son olarak takipçilerinize neler söylemek istersiniz?


    Lütfen olabildiğince konserlere gelin. Yedinci Ev sahnesini herkesin görmesini istiyorum. 2 saatlik bir konser kompozisyonumuz var ve bunu olabildiğince göstermek istiyoruz. Sürekli farklı şehirlerde çalmaya çalışıyoruz. Herkese ulaşmaya çalışıyoruz fakat daha çok seyirciye ihtiyacımız var. Konsere gelin, konserlere gelin, gelebildiğiniz her konserimize gelin. Ben de teşekkür ederim. Tekrar görüşmek üzere.

     

    Bu muhteşem röportaj için Birkan Nasuhoğlu'na teşekkür ediyorum. Ben röportajın her aşamasında çok çok eğlendim umarım siz de okurken eğlenmişsinizdir.

    Instagram

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.