Bir Yanılsamanın Geleceği: Sigmund Freud

Bir Yanılsamanın Geleceği: Sigmund Freud
  • 2
    0
    0
    0
  • Sigmund Freud, 1856’da Moravya’da doğdu. 1860’ta ailesi Viyana’ya taşındı ve Freud ömrünün geri kalanını burada geçirdi. Freud’un önemli bir insan olma hırsı, erken yaşlarda kendini belli etti. Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesinde okurken, önemli bir keşif yapıp ismini duyurmaya kararlıydı. Araştırmalarına, hocasının tıp laboratuvarında çalışırken başladı. Ancak beklediği bilimsel keşifler bir türlü gerçekleşmiyordu ve cesareti kırılmaya başlamıştı. Aynı zamanda Martha Bernays’a aşık olmuştu ve evlenip karısını rahatça yaşatmak için bir an önce para kazanması gerekiyordu.
    Bernays ile dört yıl süren nişanlılık süresinden sonra, 1886’da evlendiler. Freud nişanlılık döneminde Paris’te Jean-Martin Charcot’un hipnozla ilgili çalışmalarını gözlemlemek üzere bir araştırma bursu kazandı. Yine bu dönemde, bilinçaltının gücü üzerine görüşlerini geliştirmeye başladı. Joseph Breuer’le olan çalışması, hastaları üzerine yaptığı gözlemler ve kendi iç dünyasını incelemesi, nihayet 1900 yılında “Rüyaların Yorumlanması” başlıklı kitabının çıkmasını sağladı. Freud’un anne ve babasıyla olan ilişki dikkatle incelenmiştir. Babasının önceki evliliğinden birkaç çocuğu olmasına rağmen, Freud annesinin ilk çocuğu ve göz bebeğiydi. Freud doğduğunda annesi 21 yaşındaydı. Buna karşın, Freud’un babasıyla olan ilişkisi oldukça mesafeli, hatta bazen düşmancaydı. Freud babasının ölümünden yıllar sonra, onunla olan ilişkisine dair duyduğu suçluluk duygularıyla başa çıkmaya çalıştığını aktarmıştır. Freud’un geliştirdiği "Ödip kompleksi" tanımının kendi anne babasına karşı duyduğu duyguların bir yansıması olduğunu söylemek mümkündür. Freud yazılarında sık sık bu biçimde yorumlanabilecek imalarda bulunur. Freud, klinik sezgilerinin doğruluğunu sınamak için çoğu zaman iç gözlemler yapmış ve her akşam yarım saat kendini çözmeye ayırdığını söylemiştir. Freud uzun süren, mutlu bir evlilik yaptı. Bu evlilikten altı çocuğu oldu. En küçük çocuğu olan Anna, babasının kalbinde özel bir yere sahipti. Anna babasının yolundan gitti ve psikanalitik harekette babasının liderliğini devralarak bu alanda saygıdeğer bir kuramcı oldu. Freud, Anna’nın psikanalizini kendisi yaparken Ödip olasılıklarıyla dolu ilginç bir durum yaratmıştır. Nazi yönetimindeki Almanya, 1938 yılında Avusturya’yı işgal ettiğinde Freud ve ailesi Londra’ya gitmek zorunda kaldı. Bir yıl sonra Freud, 23 Eylül 1939’da, 83 yaşında Londra’da yakalandığı kanserden hayatını kaybetti. Uzun vadede hiçbir şey mantık ve deneyime karşı koyamaz ve dinin bu ikisiyle olan çelişkisi de son derece açık bir şekilde ortadadır. Hatta artırılmış dinsel düşünceler bile, dinin verdiği tesellinin herhangi bir bölümünü korumaya çabaladıkları sürece bu gelecekten kurtulamayacaktır. Bu düşünceler kendilerini, özellikleri tanımlanmayan ve amaçları sezilemeyen daha üstün bir ruhsal varlığa duyulacak inançla sınırlarlarsa bilimin meydan okumasından kendilerini sakınabileceklerdir ama o zaman da insanların ilgisini yitireceklerdir. Biz bilimsel çalışma yoluyla dünya gerçeği hakkında, sayesinde gücümüzü artırabileceğimiz ve yaşamımızı düzenleyebileceğimiz bazı bilgiler kazanılmasının mümkün olduğuna inanıyoruz. Bu inanç bir yanılsama ise, o zaman biz de sizinle aynı durumdayız demektir. Ama bilim, çok sayıdaki ve önemli başarılarıyla bir yanılsama olmadığını kanıtlamıştır.  Bilim, bize öğrettiklerinin çok az olması ve karanlıkta bıraktığı alanın karşılaştırma kabul etmez büyüklüğü ileri sürülerek kınanmaktadır. Ama insanlar bunu yaparken bilimin ne kadar genç olduğunu, başlangıcının ne kadar güç olduğunu ve insan aklının bilimin önüne koyduğu görevleri başarabilecek güce erişmesinden bu yana geçen zamanın ne kadar kısacık olduğunu unutmaktadırlar. Hayır, bizim bilimimiz yanılsama değildir. Ama bilimin bize veremediğini başka bir yerden alabileceğimizi sanırsak, yanılsamanın ta kendisi olacaktır. Freud ve onun psikanaliz öğretisi ile birçok konuyu gözlemleyeceksiniz. Bol bol not çıkarmaya hazır olun. Şimdiden keyifli okumalar dileriz. Kaynak: Sigmund Freud, Bir Yanılsamanın Geleceği, Alter Yayıncılık

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.