Beyaz Zambaklar Ülkesinde: Grigoriy Spiridonoviç Petrov

Beyaz  Zambaklar Ülkesinde: Grigoriy Spiridonoviç Petrov
  • 0
    0
    0
    0
  • Grigoriy Spiridonoviç Petrov 26 Ocak 1866’da Petersburg’a bağlı küçük bir kasaba olan Yamburg’da olan Yamburg’da dünyada geldi. Kendisi, soyunu kısaca ''orta sınıftan gelen bir şahsın, çocukluğunda ise bir çobanın oğlu'' olarak ifade etmişti. Başka kaynaklara göre ise Petrov'un babası küçük bir tüccardı ve misafirhane işletmeciliği yapmaktaydı. Petrov'u iyi tanıyan Maksim Gorki yazarın çocukluk yılları ile ilgili şunları yazmıştı: ''Kendisi bir meyhanecinin veya büfecinin oğlu olup,çocukluğunda küfürden başka bir şey duymamış ve sarhoş insanlar dışında birilerini görmemiştir.'' Eğitimine Narva Lisesi'nde başlayan Petrov Petersburg'a yerleştikten sonra burada önce Ruhban Okulunu, ardından 1891 yılında İlahiyat Akademisini bitirdi. Papaz olduktan sonra eğitimcilik mesleğini seçen Petrov; Mihaylovsk Topçu Okulu, Paj Askeri Okulu, Politeknik Enstitüsü, Aleksandrovsk Lisesi ve Petersburg'un diğer birkaç lisesinde konferans vermeye başladı. Genç ve yetenekli papaz zamanla başkentte aranan ve saygı duyulan bir vaiz olarak tanındı. Parlak vaazları ve halka açık konferanslarının ünü bütün Petersburg'a yayılmıştı. Sahip olduğu hitabet yeteneği, açık fikirleri ve konuşmalarında hayati önem taşıyan konuları ele almasıyla dikkatleri üzerine çekmekte ve halk tarafından çok sevilmekteydi. Dönemin filozoflarının dahi konferanslarına katıldığı görülmüştür. Petrov olayları bakış açısı ile toplumsal bir çok soruna örnek çözümler sunmuştur. Petrov, Rusya’nın toplumsal hayatında yaşanan durgunluğu şiddetle eleştirmekte ve halkın yaşantısının zorluğundan yakınmakta; toplumun ileri görüşlü, aydın kesimini halkın refahı ve ülkenin kalkınması için çalışmaya ve hayatlarını bu amaca adamaya davet etmekteydi. Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Finlandiya’yı konu edinmektedir. Kitapta bataklık ve kayalıklar arasında yer alan, doğal kaynak fakiri bu küçük ülkenin ayağa kalkarak yoksulluktan kurtulması ve siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan gelişmiş bir refah toplumuna dönüşmesinin hikayesi anlatılmaktadır.

    Neden Finlandiya ?

    Tarihte benzer şekilde etkileyici bir gelişme kaydederek yüksek kalkınmışlık ve refah düzeyine ulaşan başka ülkeler yok mu? Nitekim Petrov kendisi de devrimden önceki yazılarında defalarca Hollanda, Çekoslovakya, Almanya ve diğer ülkelerin tecrübesine başvurmuş ve bu ilkeleri Rusya için örnek olarak vermiştir. Fakat kaleme aldığı en samimi, duygu dolu ve ciddi fedakarlıkların ürünü olan kitabında özellikle Finlandiya örneğini ele almaktadır. Bunu izah etmek zor değildir. Bir yandan, Grigoriy Petrov Finlandiya’yı diğer ülkelere göre çok daha iyi tanıyordu, çünkü uzun süre bu ülkede yaşamış ve her tarafını baştan başa dolaşmıştı. Fakat diğer, belki de en önemli neden, kendisinin Finlandiya’ya karşı her zaman hissettiği samimi hayranlık,sıcaklık ve yakınlık duygusudur. Bizce milliyet fark etmeksizin her vatandaş bu değerli kitabı okumalıdır ve egemen güçler tarafından adeta karanlığa hapsedilmiş insanların zayıflıklarını, eksikliklerini tabir-i caiz ise ağza sakız etmek yerine bu toplumların gelişimine kafa yormalı ve daha çok çalışmalıdır. Finlandiya ismini duyduğumuzda hepimizin zihninde eğitim kelimesi uyanıyor. Bunun en temel sebebi 1800’lü yıllardan itibaren her alanda samimi bir şekilde çalışma yürüten Finlandiya halkıdır. Dünya coğrafyası maalesef her millete aynı türden zenginlikleri sunmamaktadır. Fakat ülke olarak bilimde ve sanatta gayesi muhasır medeniyetler seviyesine ulaşmak olan toplumlar er ya da geç refah seviyesine ulaşır. Eğitim devlet politikaları ile koşut olsa bile en temel faktör halkın başarma arzusudur. Bu arzuyu ise destekleyecek en önemli etken ülküdür. Ülküsü demokrasi, eşitlik, adalet olan bireyler bir toplum portresi oluşturmaktadır. Finlandiya halkının 1800'lü yıllarda içerisinde bulunduğu toplumun arzusu bu yönde gelişme kaydetmek olsa dahi kamu düzeni içerisinde sorumsuzca davranışa sahip kamu personelleri bulunmaktaydı. Kitapta da baş karakterimiz Johan Vilhelm Snelman bu soruna dikkat çekmektedir. Gelişimin sadece toplumun bir köşesinde sınırlı kalmaması gerekir. Gelişim topyekün olmalıdır. Kamu yönetiminde, devlette, sanatta ve bir çok yerde. Sadece bir sosyal alanda gelişim sağlamak yeterli değildir. Öğretmenlerin ve öğretimde öğrencilere sunulan ders kitaplarına kadar her alanda eğitimin öğrencilerde araştırma ruhu uyandırması gerekir. Bu konuları yalın ve akıcı bir dil ile aktaran Petrov ortaya muazzam bir eser sunmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk bu eserin eğitim öğretim müfredatına konulmasını istemiştir. Bu değerli eseri okumanızı tavsiye eder şimdiden keyifli okumalar dileriz. Kaynak: Beyaz Zambaklar Ülkesinde - Grigoriy Petrov Koridor Yayıncılık, Grigoriy Petrov Hakkında (s.7 s.9), Grigoriy Petrov ve Finlandiya (s.24)

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.