"Filmler beni kolay kolay etkilemez." diyenlerden misiniz? Ya da çevrenizde bu cümleyi bol bol kuran bir dostunuz mu var? O halde mendillerinizi yanınıza almanızı tavsiye ediyor ve kendimizin de izlerken çok etkilendiği 5 filmlik bu farklı ve iddialı listeyi sizlere sunuyoruz.

1- Eddie the Eagle (2016)

Yönetmen koltuğunda "Wild Bill" ve "Kick-Ass" gibi filmlerden tanıdığımız Dexter Fletcher'ı bulunduran "Eddie The Eagle'', senaryosunda 1988 Kış Olimpiyatlarına İngiltere adına katılan Michael Edwards'dan esinlenilmiş bir biyografi filmi. Başrolünde Taron Egerton'ın bulunduğu filmde, başrolümüze kayak dersi veren Branson rolünü ise Hugh Jackman oynuyor. Komedi filmi olarak ele alsak da, "Eddie The Eagle"ı izlerken kendimizi birden gözü yaşlı bir halde bulabiliyoruz. Özellikle ilham verici hikayesiyle ve izleyiciye aktardığı duygularla kesinlikle izlenmesi gereken bir film olduğunu söyleyebiliriz.

2- The Pursuit of Happyness (2006)

Filmlerle hâlihazırda içli dışlı olanlar bu tavsiyemizi en az bir kez, hatta birkaç kez bile izlemiş olabilirler. Yine de "The Pursuit Of Happyness" hala izlemeyenler için henüz açılmamış gizli bir hazine kutusudur. Film bizlere Chris Gardner adıyla hayli seveceğiniz bir babanın, oğluyla beraber geçirdiği yürek burkan yaşam mücadelesini anlatıyor. Baba Chris Gardner rolünü Will Smith oynarken, oğlunu da gerçek hayattaki oğlu Jaden Smith'in oynaması hoş bir detay olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle bazılarımızın kendi yaşamından bir şeyler bulabileceği bu etkileyici film, ağlamamak konusunda kendine en çok güvenen izleyicileri bile acımasızca ağlatabilir. Baştan uyarıyoruz, mendillerinizi yanınıza alın.

3- Big Hero 6 (2014)

Yönetmeliğini Don Hall ve Chris Williams'ın ortaklaşa yaptığı animasyon "Big Hero 6", kalplerimize dokunan samimi ve sıcak bir aksiyon-macera filmi. Filmimiz Akademi Ödülleri'nde En İyi Animasyon Film ödülünü alarak iddialı olduğunu gösteriyor. Asıl karakterimiz Hiro Hamada zeki bir çocuk ve zekasını robot tasarımcılığı için kullanıyor. Ona yardımcı olan kardeşi Tadashi ile arkadaşları GoGo Tamaga, Wasabi No-Ginger, Honey Lemon ve Fred’in kötü adamlarla mücadelesini izlediğimiz bu filmin sonu, en güzel anı diyebiliriz.

4- Canım Kardeşim (1973)

Ağlamak söz konusu olur da Yeşilçam eksik olur mu? 1973 yapımı Canım Kardeşim'in başrollerinde yakın zamanda kaybettiğimiz iki usta ismi, Tarık Akan ve Halit Akçatepe'yi izliyoruz. Yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in üstlendiği Canım Kardeşim'in kadrosunda Metin Akpınar, Adile Naşit, Kemal Sunal gibi usta oyuncuların da yer alması filmi hâlâ izlememiş olanlar için yeterince fikir verici olmuştur diye düşünüyoruz. Senaryodan bahsedecek olursak, acıklı bir dram filmi sizleri bekliyor diyebiliriz. Tarık Akan'ın oynadığı Murat, kardeşi Kahraman'ın kanser olduğunu öğreniyor ve bu noktadan itibaren kendimizi hüngür hüngür ağlarken buluyoruz diyebiliriz. Daha fazla anlatmıyoruz, görüyorsunuz.

5- Hachi: A Dog's Tale (2009)

Lasse Halström'un yönettiği, senaryosunu yaşanmış bir olaydan alan bu filmi izlerken "Hayvanlar gerçekten en yakın dostumuz." cümlesini bol bol kuruyoruz. Sahibini çok seven Hachi isimli Akita cinsi dostumuzun hikayesini izlerken vefanın anlamını tekrar hatırlıyor ve başlıyoruz ağlamaya. Bonus: Children Of Heaven (1997)