Yıllardır Tartışılan Konu: Maymunlar ve İnsanlar

Yıllardır Tartışılan Konu: Maymunlar ve İnsanlar
  • 0
    0
    0
    0
  • Primatlar ile başlayalım. Primat, hayvanlar aleminin memeliler grubudur ve maymun orangutan, goril, şempanze ve insan ya da “insansılar”dır. İnsansılar primat sınıfının üst familyasına aittirler. İnsansılar bu familyanın en gelişmişidir.

    Neden?

    Dört ayak üzerinde yürümekten iki ayak üzerine geçilmesi insansıları bugünkü insan yapmıştır. Bu sürecin nasıl olduğuna dair birçok teori vardır. Ayak üzerinde durulması yaklaşık 4 milyon yıllık bir süreçtir. Ama her şeyi değiştirmiştir. Çünkü bebekler, anne karnında yatay konumda pozisyon alırken annenin iki ayak üzerine kalkması ile birden ana rahmine yaklaşmaya başladı. Rahim ağzından ve dik konumdan ötürü genel anlamda insanların boyutları küçülmeye ve kafatası büyümeye müsait olduğu için daha da büyük beyne sahip olmaya başladılar. İşte böylelikle beynimizin ön lobunun gelişmesi bizi diğer primatlardan ayıran en büyük yeteneği sağladı: Konuşmak! Sadece bu da değil. Gelişmekte olan beyin sayesinde, ne kadar zaman önce ateşin bulunduğu hala tartışılan bir konu olmasına rağmen net olan bir bilgi var ki o da ateşin ilk olarak insanların kendilerini savunmak yani avlanmak için kullandığıdır. Çok zaman sonra etin pişirilmeye başlanması proteinin vücuda girmesini sağlamış ve dolayısıyla enerjiyi ve kilo almayı da arttırmıştır. Böylelikle insanların vücutları daha da gelişmiş ve güçlenmiş, güçlendikçe daha çok avlanmışlar ve güçlerine güç katmışlardır fakat bu farkında olmadan birçok değişikliği beraberinde getirmiştir. İlk olarak, çiğneme alışkanlıkları değişmiştir. Önceden çiğ eti çiğnemek için bütün arka dişlerin eforuna ihtiyaç varken, bugün fazlalık diş gibi büyüyen yirmiliklerimiz olmuştur. Yani çene yapımız değişmiştir. İkinci olarak çiğnenmiş bir yiyeceği mide daha fazla sindirilebilir yapmaktadır. Bu da bağırsaklarımızın uzunluğunu değiştirmiş, yani günümüzdeki şeklini alana kadar günden güne kısalmıştır. Günümüzde bu akrabalık ilişkisi sebebiyle birçok maymun türü ve insan birçok teste sokulmuştur. Doğal yaşamlarının gözetlenmesinin ve yapılan testlerin sonucunda ise maymun ve insan kültürünün farklıları gözler önüne serilmiştir.

    Yaşam Sürdürme

    Başka bir maymunu gözlemleyen maynunun, gözlediği kişiden yalnızca işine yarar hareketleri aldığı gözlemlenmiştir. Aslında bu bir sosyal öğrenmedir ve bize maymunların kendileri için yaşadıkları yani "bireysel" davrandıklarının bilgisini vermektedir. Örneğin; bir maymun büyük bir av avlanmak için yanına birkaç maymun daha alır ve burada herkesin farklı bir görevi vardır. İşbirliği içerisinde avlanmazlarsa aç kalırlar, kısacası beraber hareket etmelerinin, yiyeceklerini paylaşmalarının altında çıkar ilişkisi yatmaktadır çünkü yırtıcı hayvanların ilgisini çekmeyecek muz gibi küçük bir yiyeceğe sahiplerse, gruptan ayrılır ve uzakta bir yerde kendi başına muzunu yer. İnsanlarda ise durum tamamen farklıdır çünkü "toplumsallığa" veyahut "birlikteliğe" önem veriyorlardı. Ava giden her kimse, avı, tartışılmaksızın herkesle paylaşırdı. Onların kültürlerinde bu adil olan yoldu. Buna uymayan cezalandırılırdı.

    Sahiplik

    Maymunlarda sahipliğe ya da mülke saygı vardı fakat bunun sebebi eğer bir maymun diğerinin mülküne saygı göstermezse daha sonra intikam alacağını düşünürdü. Yani yine kendilerinin çıkarına gelecek şekilde hareket ederlerdi. Aynı zamanda, bir maymun için çok değerli bir şey varsa, onu kimse alamazdı. Değerli bir üzümü bin üzüme tercih ederdi. İnsanlarda ise diğerlerinin haklarına herkes saygı gösterirdi. İşbirliği içerisinde alan paylaşılırdı. Örneğin; sahildeki pisliği sürekli temizleyen kişiler sahilin sahibi olurlar ve herkes buna saygı duyardı.

    Çocuk Bakımı ve Sosyal Davranış

    Maymunlar bir başkasına ancak ve ancak yapılacak iş çok küçük bir enerji gerektiriyorsa yardım ederlerdi fakat kırmızı çizgileri yiyeceklerdi. Yani sevdiği yiyecekleri başkalarıyla paylaşma konusunda hiç istekli değillerdi, paylaşacakları kişi kendi çocukları olsa bile. Maymun anneleri etin en lezzetli kısmını kendisi yer, lezzetsiz ya da çer çöp kısmını çocuklarına verirdi. Bireysel davrandıkları için akrabalık kavramlarının geliştiği de söylenemezdi. Bu yüzden annelerden başka çocuklarına bakan ya da yemek yediren olmazdı. İnsan kültüründe ise durum tamamen farklıydı. Bu konuda da işbirliği içerisinde hareket ederlerdi. Bir bebeğin annesi, babası, anneannesi ya da herhangi biri bebek için yemek bulabilir ve ona bakabilirdi.

    İletişim ve Öğretme

    Birlikte hareket etme içgüdüsü insanlarda konuşabilme yeteneği ile başladı çünkü iletişim birlikteliği tetikleyen bir aktiviteydi ve insanlar rutin olarak diğerlerine yardımcı olabileceği konuda bilgi verirlerdi. Öğretme bilginin geleceğe aktarılması için anahtar kelimeydi. Bu aynı zamanda kümülatif ürün denilen kavramı ortaya çıkartmıştır. Bireyler mevcut ihtiyaçlarını karşılamak için atalarından miras aldıklarını iyileştirmeye çalışmışlardı. Günümüzde kullandığımız hemen hemen her ürün kümülatif üründür. Böylelikle ortak hedeflere doğru yürümeye başladılar. Maymunlarda ise avlanırken herkesin başka bir görevi olduğundan bahsetmiştik. Bazısı gözlemler, bazısı avı yakalar ve bazısı diğer hayvanlardan avı korur. Bu esnada iletişime geçerler fakat bu iletişim ileriye dönük, işe yarayacak, geleceğe aktarılacak tarzda bir bilgi vermek değil, durum bilgilendirmesidir çünkü maymunlarda öğretme arzusu yoktur. Örneğin, bir maymuna öğretilen bir mimiği, diğerleriyle kesinlikle paylaşmamıştır.

    Kurallar

    İnsanlar sadece diğerlerinin "ne yapacağı" konusunda istatiksel bir beklentiye girmez aynı zamanda "ne yapması gerektiği" konusunda normatif bir beklentiye girerlerdi. Bu sosyal normlar ile evliliklerin bir kağıt üzerinde resmiyete dökülür olmasına kadar giden düzenlemeler oluşmuştur. İnsanlar bu normları iki sebepten ötürü takip ediyorlar ve saygı duyuyorlardı. Birincisi eğer bu normlardan birine uyulmazsa toplum tarafından dışlanılır, cezalandırılır ve görmezden gelinirdi. İkincisi ise aidiyet yani gruptan biri olma hissiyatı. Bugün insanların modayı soluksuz takip etmesi, cenazelerde siyah giyilmesi veya düğünlerde beyaz giyilmesi bu normların etkilerinin günümüzdeki küçük örnekleridir. Yeteneklerini ve becelerini toplum faydasına kullanırlar. Maymunlarda ise farklı nüfuslara ait bazı davranışlar kültür olarak yorumlandı: Farklı yerlerde maymunların aynı şekilde fındık kırdıkları (nut cracking) ve iki maymunun el ele tutuşup ellerini havaya kaldırıp öylece durmaları (grooming hand clasp). Yeteneklerini kendilerine saklarlar. Bireyselcilik ve Toplumsalcılık kavramlarının iki farklı kültürü oluşturmadaki temel fark olduğu ortada. Peki size soruyoruz: İnsanlar geçmişin bir yansıması mıdır?

    Kaynak: Human Culture in Evolutionary Perspective, Micheal Tomasello


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.