Nazım Hikmet'in kaleminden kağıtlara dökülen şiirin derinliği ve anlamlılığı 4 ülkede birden konuşulup yıllar boyu destanlarca anlatılmıştır. Tahir ile Zühreden bahseder şiirde. Yine sonu kötü biten bir aşk hikayesidir bu mesele. Şiiri okurken her satırından öz çıkarım yapabiliriz. Herkes farklı bir cümlesine takılı kalmıştır. Benim en sevdiğim yeri ise;
"Sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı ?"
İşte bazı şeyler bu kadar basittir. Sen seversin hem de hakkıyla seversin. Öyle basite indirgeneceği düşüncesi bile canını yakar insanın. Karşındaki seni sevmiyorsa yapabilecek hiç bir şey yoktur. Öyle ya, kavuşmak şart mı ?
Şimdi hikayemize geçelim bakalım kimmiş bu Tahir ile Zühre?
Zamanın birinde çok yakın arkadaş olan bir padişah ve veziri varmış. Bu iki arkadaş aynı dertten müzdaripmiş. İkisinin de çocuğu olmuyormuş. Bir gün bir derviş görmüşler ve ondan yardım istemişler. Derviş bir elmayı ikiye bölerek birini vezire diğerini padişaha vermiş. Ve padişaha kızının,vezire ise oğlunun olacağını söyler. Büyüdüklerinde ise 'birbirleriyle evlendirin katiyyen ayırmayın 'der. Dervişin dediği olur. Vezirin oğlu Tahir padişahın kızı Zühre birbirine sevdalanır. Padişah artık evlenmelerine kanaat getirir fakat karısı buna karşıdır kızını bir padişah oğluna layık görür ve padişahın Tahir'den soğuması için büyü yaptırır. Padişah Tahir'i görmek istemez ve 7 yıl Mardin zindanına hapseder. Tahir çeşitli yollar deneyerek sarayın kapısına gelir kızı kaçırmaya çalışır. Bir gün Tahir yarı baygın yatarken derviş onu bulur ve saraya götürür. Sarayda Zühre'nin düğünü olmaktadır. Arap köle bunu görür ve padişaha söyler. Padişah tarafından yakalanan Tahirin idam kararı çıkar. İdamından önce namaz kılıp dua etmek ister . Ve Allaha hemen canının alması için dua eder. Oracıkta da ölür. Bunu duyan Zühre delirir bu acıya dayanamaz. Bir gün Tahir'in mezarına gider ve aynı duayı o da eder ve o da sevdiğinin yanında oracıkta ölür. Üstelik mezarlarında açan güllerin birbirlerine olan aşkının devam ettiğine de inananlar vardır.
TAHİR İLE ZÜHRE MESELESİ
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.
Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?
Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
Hikmet, N. Bütün Şiirleri. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2016.
Yorum Bırakın