'Bir Fırtına Tuttu Bizi ' Türküsünün Hikayesi

'Bir Fırtına Tuttu Bizi ' Türküsünün Hikayesi
  • 6
    0
    0
    0
  • Bu türküyü ilk ablamdan dinledim. Onun o güzel pamuk gibi sesine o kadar yakışıyor ki... Türküyü okumaya başladığında başka bir yere gidiyordu sanki.Yoksa o kadar içli okumasını anlayamazdım. Bir gün o anlattı bana hikayesini. O gün anladım neden böyle içli okuduğunu. Bu şarkıların türkülerin hikayelerini araştırmaya da o zamanlar başladım işte.  Sanırım bunu bir seri haline getireceğim. Çünkü hikayesi bilinen şarkıların artık melodileri daha farklı daha hüzünlü duyulmakta.

     

    Yine türküden de anlaşılabileceği gibi bir aşk hikayesiymiş bu türkü. Kavuşamayan 4 aşık... Türk-Yunan mübadelesi sözleşmesi da var üstelik. Ortalık yangın yeri,kağnılarla taşınan bebkler memleketine son defa bakan insanların acısı vardı dört bir yanda.Yunanistan’dan Türkiye’ye; Türkiye’den 200.000 Rum Yunanistan’a.... İşte tam da bu zamanlarda aşık olmuştu Sabriyle arkadaşı Dimitri. Sabri Rum kızı Angelikiye Dimitri ise Türk kızı Şefikaya kaptırmıştır yüreklerini. Aileleri de en başından karşıymış bu aşka ama bu iki arkadaş ne laf ne söz dinlemişler. Hatta bir gün Sabri dayanamaz, bir gün Dimitri’ye:

    “Dimitri, ben Angeliki’yi kaçıracağım.”

    “Nasıl olur Sabri? Başarabilir miyiz?”

    “Ben her şeyi göze aldım. Sonu mahpushane olsa da, idamlık olsa da ben bu işe gireceğim. Sen, bana yardım eder misin?”

    “Ne demek, filos(Arkadaş)seninle ölümüne giderim,”der Dimitri.

    Dimitri Selanik garına kadar götürecektir arkadaşını. Sabri de oradan Anadoluya geçerek alacakti sevdiğini. Buraya kadar her şey normal gider plan tıkır tıkır işler fakat tam Sabri kızın camındayken ahali ve kzıın babasının baskınına ugrar. Kolundan vurulur Sabri. Bu olaydan sonra ise Dimitriyle birlikte Selanik Balkanlarına kaçarlar. Bir süre dağlarda gezerler. Sabri ve Dimitri güneye indikleri bir gün Halk idi bölgesinde, böcekbaşı zaptiyelerine yakalanırlar. Selanik zindanına atılırlar. Bir müddet mahpushanede kalırlar. İşte türkünün ilk sözleri burada yazılır. "Bir fırtına tuttu bizi, deryaya kardı. O bizim buluşmalarımız a yârim mahşere kaldı."...diye bir ağıt yakar Sabri. Kaçırılma olayından sonra Angeliki,  baş göz edilir başkasına verilir. Selanik’ten kaçırılır. Gelin olup giderken Angeliki, mahpushanede Sabri’yi duymuş gibi cevap verir.” Pencereden baka baka yârim ela gözler süzüldü.”

    Mahpushaneden çıktıklarında, Sabri ve Dimitri hiçbir şeyi bıraktıkları gibi bulamazlar. Mübadele başlamış. Sabri’nin evleri yakılmış. İki halk arasında düşmanlıklar başlamıştır. Babaları Anadolu’ya göç etmiş. Şefika ve ailesi taşınmıştır.

    Dimitri ile otururlar, “Biz ne iyi komşuyduk, bizi neden birbirimize düşman ettiler?” diye söylenirken dudaklarından bir ağıt yükselir.

    Bir fırtına tuttu bizi, a yârim deryaya kardı.

    O bizim kavuşmalarımız, a yârim mahşere kaldı.

    Yeni cezve, yeni cezve kaynar, kaynamaz oldu.

    O benim nazlı yârimin dilleri söyler, söylemez oldu.

    Yeni cezve, yeni cezve kaynıyor ocakta.

    Kasatura belimizde, a yârim martinimiz kucakta.

    Mahpushanede yata yata her yanım çürüdü.

    Pencereden baka baka a yârim ela gözler süzüldü.

    Yollarına baka baka a yârim ela gözler süzüldü.

    Mahpushanenin mahkûmları sıra sıra dizildi.

    Bu bizim kaderimize a yârim kara yazı yazıldı....

     

    İşte böyledir bu türkünün hikayesi.. Bir yanda aşk acısı diğer taraftan memleket acısı yakıp kavurmuş o zamanlar. Dilerim mahşerde kavuşabilmişsiznizdir.....

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.