Aydınlığa Umutla Yürümektir, Okumak!

Aydınlığa Umutla Yürümektir, Okumak!
  • 11
    2
    2
    2

  • Modern çağda savruk gelişmelere hayret edemeden, zihin dünyamıza atılan -ve bizi hipnotize eden- epistemik yığınlarla çizilmiş bir yol haritasıyla sair gayeler uğruna düzüle büzüle yol yürüyoruz. Mefkûrelerimiz ve kelimelerimiz üzerinden gerçekleştirilen sömürü girişimleri zihni bir mukavemet ile karşılaşamadığı için tahrip olmuş ve gelen her misafirin tavrıyla yeni bir esvaba bürünmüştür. Hayatı başkalarının satırlarıyla anlamaya çalışırken kendi satırlarından kopuk bir maceraya açılmanın ve imite tutumlarla kendi ben’ine yabancı kalmanın adıdır okumamak. Fikirlerin ses verdiği bir dünyada çıkan herhangi bir sese tek nefesle bile iştirak etmekten mahrum kalmaktır okumamak. Başkasının hayatını kendi bedeninde yaşatmaktır okumamak ve sarfedilebilir cabası… Toplumsal marazaların, önyargılı yaklaşımların,  pasif siyasi politikaların, güdümlü linçlerin, eğitimsel kifayetsizliklerin, iş görmez muhalefetlerin, anlamsız sosyal ilişkilerin ve birbirini dinlememenin temel sebebi okumak eyleminden uzak kalmaktır. Okumak eyleminin ahlak edinilmemesi toplumda tedavisi muhal yaralar açmaktadır. Çünkü insan sosyal bir varlıktır ve hem etkilenen hem de etkileyendir. Kleinbaum’un enfes eseri ‘’Dead Poets Society’’da geçen, - Kitap okuyor musun Bay Anderson? - Okumuyorum, eksikliğini de hissetmiyorum. - Ama biz hissediyoruz. Diyalogu ifade edilenlere temel teşkil etmektedir. Müşterek bir mekâna sahip olmamız ve küreselleşmiş bir dünyada yaşamamız hasebiyle toplumsal sorumluluklarımızın olduğunu unutmamalıyız. Eskilerin diyarlar ve beldeler kat ederek ulaştığı ve uğruna bedeller ödediği öğrenmek eylemine biz tek adım dahi atmakta zorlanıyoruz.
    Bilginin mumla arandığı ve arayanının çok olduğu zamanlardan, her yerde ışık olmasına rağmen okumaktan kaçan ve karanlığa müptela olanların zamanlarına geldik. Tozlanmış kitap raflarına yaklaşmamızın popüler nedenlerinden ‘artık modası geçti diye rafları değiştirmek’ fikri ve bu çok acı…
    İnsan eşreftir ve en mûtena olandır. Bu sıfatlara mazhar olmasının alâmetifarikası da anlamak ve bilmek eylemine sahip olmaktır. Âlemi anlamak, insanı anlamak, bir kuşu anlamak yahut eşyayı bilmek, hakiki manasına ulaşmak için yeterli teçhizata sahip olmak ve pek fazlası insana bahşedilmiştir. Bundandır ki insan hem çok behredardır hem de çok talihsizdir. Behredar olma sebebi, idrak kabiliyeti ve etrafını tanıyabilme imkânına sahip olması; talihsizliği ise tüm bu imkân ve meziyetlere rağmen ataleti, abesle iştigali, dalgınlığı ve okumak eyleminden uzak kalmasıdır. Modern dünyanın bunalımlarına, tek tuşla önümüze gelen bilgi yığınlarına, hedonist bağımlılığa ve McDonalds kültürünün tesirinde kalmalara karşın elimizdeki en büyük koz okumaktır. Zihnimiz günlük yaşamda tesadüf edilen enformatik kirliliklerle, oradan buradan duyulan haberlerle, çeşitli manipülasyonlarla bocalanıyor ve ancak düzenli bir okumayla yıpratılan zihin oksijen alıyor. Bundandır ki okumak zihne oksijen vermektir ifadesi bir hakikatin izharıdır.   Ayrıca okumak ulvi kitabımızın ilk emridir. Okumak, medeniyetimizin irtifasının mihenk taşıdır, zihnin berraklaşmasıdır, hürriyettir, müstemlekeden kurtulmaktır. Yanlış giden bir şeyler varsa bunu anlamak ve başkaldırmaktır dolayısıyla kitap okumak umutlanmaktır. Sair fikirlerden arınıp yerel bir mefkûreye sahip olmaktır ve geçmişin diri dimağlarından istifade etmektir.  Son dediğim çok mühim, derler ki:  ‘’Dünya bir bataklıktır ve bu bataklıktan kurtulmanın tek yolu ayak izlerini takip etmektir.’’ çünkü geçmişinden bihaber olan geleceğini inşa edemez. Hal böyle iken denilebilir ki geçmişle irtibatın yegane vasıtası ve tabiri caizse inşamızın en mühim malzemesi kitaplardır. Binaenaleyh ayak izlerini takip etmemiz ve bataklığa düşmememiz okumakla mümkündür. Son olarak okumak eylemi üzerine yaptığımız değerlendirmeler pek mühim olsa da, kitabın nevi şahsına münhasır marifetini unutmamak ve kendisine de hakkını teslim etmek gerekir. Bir kere bu lezzete varan ve kitabın dostluğunu ve muhabbetini kazanan kişi gerçek manada çok şey elde etmiş olacaktır. Çünkü kitap çoğu kez yardıma hazırdır, zarar vermez ve ona attığın bir adıma o birkaç adımla karşılık verir. Evet, biraz nazlıdır fakat onu anlamayı başarırsan sana kendini açar. Sen usanmadıkça o da usanmaz. Ve kibardır, ne arkandan konuşur ne de cehaletini anlatır. Usul usul sana öğretir hayatın izbe köşelerini ve ta kendisini. Cemil Meriç’in ‘’İnsanlar kötüydü, kitaplara sığındım.’’ dediği tam buydu. Dostluğu kurmuştu nüshalarla ve çözmüştü mevzuyu.  Târîk belli, yordam belli, hadi o zaman herkes yeni bir arkadaş edinsin ve sığınacağı limanı bulsun umutla... Anlatsın, anlasın ve yaşamanın anlamlı tadına varsın. Karanlıktan, rotasız yolculuktan, fikirsiz zikirden ayrılsın ve umudun aydınlığına selam versin!

    Yorumlar (2)
    • Tebrikler gerekliydi, okuduk..

      • Tebrikler 👍 Çok güzel ve anlamlı bir içerik olmuş. Öne çıkarmalarda çoğu zaman absürt içerikler yayımlanıyor; böyle bir yazıya denk gelmek beni sevindirdi. Yolunuz açık olsun 💯 Beğenmeyen de kimse zoruna gitmiş bazı şeyler 👏

        Yorum Bırakın

        Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.