Polisiye Edebiyatının kadın temsilcilerinden Agatha Christie yazarlığa, gençlik yıllarında yazmaya başladığı duygusal öykülerle ilk denemelerini yapmaya başladı. Evlilik yıllarındaysa boş vakitlerini polisiye roman okumakla geçiren yazar polisiye edebiyata yöneldi. Romanlarında yer alan özgün karakterleri ve akıcı anlatımıyla tanınan yazarın kriminoloji ve toksikoloji gibi alanlarda gösterdiği uzmanlığın kitaplarına yansıması bir çok filme uyarlanmasının başlıca sebeplerinden. Ünlü yazarın romanlarını konu alan uyarlama filmleri heyecanı doruklara taşıyacak. Zekice  kurgulanmış olayları takip ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız!

1- Murder She Said (1961)

Agatha'nın en popüler romanlarından biri olan Murder On The Orient Express'te olduğu gibi Murder She Said'de de olaylar trende gerçekleşir. Sinemaya taşınmış ilk Miss Marple uyarlaması olan filmde Miss Marple'ın trende şahit olduğu bir cinayeti çözmeye çalışması konu alınır. Kimseyi trende bir cinayet işlendiğine ikna edememiş olan Miss Marple, bir dedektif gibi kolları sıvar. Bulunamayan cesedi ve kimsenin görmediği cinayeti aydınlatmaya çalışırken tek başına olacaktır.

2- Ten Little Indians (1965)

Türkçeye On Küçük Zenci ismiyle çevrilmiş kitabın uyarlaması Ten Little Indians, Agatha'nın en akıcı kurgularından birine sahip. Yabancı biri tarafından dağ başındaki kimsesiz bir eve davet edilen on farklı kişinin sırayla öldürülmesi konu alınıyor. Karakterlerin filmle aynı ismi taşıyan -Ten Little Niggers- bir şiirde anlatılan şekilde sırayla öldürülmesi katilin işlediği sıralı cinayetlere daha da dramatik bir hava katıyor. Tercihen siyah beyaz çekilen film, cinayetlere daha karanlık bir hava katarken, gerilim her geçen dakika daha da artmaya devam ediyor. Kuşkusuz Agatha'nın kıvrak zekasını gördüğümüz en başarılı uyarlamalardan biri. 3- Appointment With Death (1988) Dedektif Hercule Poriot'un da kurgusunda yer aldığı Appointment With Death, kapalı kapıların ardındaki kalabalıkların karmaşasını didiklemeyi seven Christie'nin açık havada geçen kitaplarından birisi. Başarılı oyun yazarı Anthony Shaffer tarafından beyaz perdeye aktarılmış film, varlıklı bir kadının şüpheli ölümünü konu alıyor. Aile bağları, miras ve gizli ilişkilerin de serpiştirildiği filmin Lut Gölü civarlarındaki bir kazı alanında geçmesi diğer filmlerde gördüğümüz "panik odası" hissiyatını azaltıyor. Bu sefer katili dört duvar arasında değil de kazı alanında dolandığını görüyoruz.

4- Love From A Stranger (1937)

En eski Agatha Christie uyarlamalarından biri olan Love From A Stranger çözülmeyen bir iplik yumağı gibi. Yazarın kalabalık grupların arasında çıkardığı çatışmalara alışkın olsak da, bu filmin dramatik bir yanı da var. Sadece polisiye ve gerilim üzerine kurulmayan eserlerinden biri. Filmde, lotodan yüklü miktarda para kazandıktan sonra hayatını değiştiren Carol'ın para avcısı bir adamla oynadığı "kovalamaca" konu alınıyor.

5- Murder on the Orient Express (1974)

1974 yapımı Murder on the Orient Express, altı dalda Oscar'a aday olmuş ve başarılı oyuncu Ingrid Berman'a 3. Oscar ödülünü kazandırmış en keyifli Agatha Christie uyarlamalarından biridir. Filmin en güzel detayı İstanbul-Paris arasında sefer yapan bir Doğu Ekspresi'nde yaşanan cinayeti konu alması. İlk sahnelerinde gördüğümüz Anadolu yakasındaki Salacak iskelesi ve semtin görünen bazı kısımları 70'lerin İstanbul'una nostaljik bir yolculuk yaptırıyor. Dönemin eleştirmenlerinden tam puan alan film, diğer yönetmenleri Christie'nin başka eserlerini de sinemaya taşıma konusunda cesaretlendirmiştir. Evde kalın, iyi seyirler!