2020 yılının başından beri zorlu bir süreç yaşıyoruz. Yayılmakta olan salgın hastalık nedeniyle kendimizi kapadığımız evlerde her şeyi denedik. Yogalar yapıldı, daha önce denenmemiş yemek tarifleri denendi, belki de yayındaki tüm diziler tüketildi. Biz evde yatarken kimsesiz kalan sokaklar, yağmalanan marketler ve sürekli maskelerle dolanan insanlarsa bizlere çeşitli salgın hastalığı konu alan filmleri hatırlatıyor. Dünyanın sonunu anlatan ve mücadeleci insanların hastalıklarla savaştığı filmlere bir göz atalım. Bu filmleri izlerken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacak ve evde geçirdiğimiz saatlere biraz da olsa heyecan katacağız.
Evde kalmayı ve filmleri izlemeyi unutmayın!
Güney Kore yapımı Flu, hava yoluyla bulaşan bir virüsün tüm dünyayı kontrol altına almasını anlatıyor. İnsanlığın şu an mücadele ettiği Koronavirüs (COVID-19) ile benzer semptomlara sahip olan virüsün filmde 36 saat içinde salgına yakalanan herkesi ölüme sürüklediği görülüyor. Salgın için aşı geliştirmeye çalışan Ji-goo'nun karantina altındaki şehirlere gitmesiyle heyecan doruğa çıkıyor.
12 saniye içinde en sağlıklı insanı bile yürüyen bir ölüye dönüştüren virüs, Amerika'dan tüm dünyaya hızla yayılmaya başlamıştır. Virüsten korunmak için ailesini güvenli bir bölgeye yerleştirmeyi başaran Gerry, dünyayı saran korkunç virüse son vermek için çözüm yolu arıyordur. Kısıtlı zamanda ölüm ile yaşam arasında giden Gerry'nin mücadelesi aksiyon dolu 2 saat vadediyor.
Televizyon muhabiri Angela Vidal'in haber peşindeyken aldığı yeni bir arama onu köhne bir binaya çeker. Binayı korku çığlıkları sarmıştır ve bilinmeyen bir virüsün etkisinde olduğu anlaşılan bir kadınla binadaki herkes karantina altına alınır. Binada mahsur kalan Angela'nın dışarısıyla tüm iletişimi kesilmiştir ve tek umudu elinde olan kamerasıdır. İzlerken "Ne karantinalar varmış!" dedirtecek 2008 yapımı bu korku filmi tüyleri ürpertecek seviyede.
Aksiyon, gerilim ve dramın bir arada bulunduğu Outbreak, bulaşıcı hastalıklar uzmanı Sam Daniels'ın ölümcül bir virüsü araştırmak için Zaire'ye gitmesiyle başlıyor. Virüsün Amerika'dan çıktığını ve kontrola alınamaması durumunda tüm Amerika'yı yok edebileceğini tespit eden Sam'in eski eşiyle beraber hızla yayılmakta olan virüsü kontrol altına alma çabasını izliyoruz. Tabii, artık deneyimli bir izleyici kitlesi olarak bir virüsün sadece belli bir bölgeye yayılmayacağının bilince olarak.
Son aylarda içinde yaşadığımız Koronavirüs paniğinin yıllar önceden çekilmiş bir belgeseli gibi olan Contagion, dünyada hızla yayılmakta olan ölümcül bir virüsün ve oluşan paniğin durdurulmaya çalışılmasını konu alıyor. Film, aslında virüsten daha tehlikeli olan toplumsal konulara yöneliyor. Paniğin, kargaşanın ve dağılmak üzere olan toplumsal birliğin medikal çalışmaların önüne geçerek virüsün yayılma hızını arttırmasına odaklanıyor. Günümüzde "panic-buying" olarak adlandırılan panik halinde ürün stoklama durumunun yaşlı ve yoksul kesimleri olumsuz etkilemesinin de toplumsal birlik ve beraberliği zedeleyebileceğini gösteren filmlerden.
2017 yılında gerçekleşen Cannes Film Festivali'nde "Yarışma Dışı" kategorisinde izletilen film, zombi ve virüs gibi iki klişe etikete duygusal bir yorum katıyor. İş yoğunluğundan dolayı kızıyla vakit geçiremeyen bir babanın durumu telafi etmek için kızını eski eşinin yanına götürmesiyle başlıyor. Busan trenine binen baba ve kızının, trende yayılmaya başlayan korkunç bir virüsle verdiği hayatta kalma mücadelesi kimi zaman duygulandırıyor kimi zaman da heyecanlandırıyor.
1- Children of Men (2006)
Alfonso Cuarón'un 2006 yapımı filmi Children of Men, 20 yıldır üreyemeyen insanlığın yaşam için verdiği mücadeleyi konu alıyor. Filmde, siyasi dengeler değişirken ezilen göçmenler ve parçalanan ailelerin arasından doğan anarşizm insanlık için bir kurtuluş oluyor. Eski bir aktivist olan Theodore Faron'ın hamile kalmış göçmen bir kadını korumak için verdiği mücadeleyi anlatan film, insanlığın verdiği savaşın her zaman kendisiyle olacağını vurguluyor.
2- Flu (2013)
Güney Kore yapımı Flu, hava yoluyla bulaşan bir virüsün tüm dünyayı kontrol altına almasını anlatıyor. İnsanlığın şu an mücadele ettiği Koronavirüs (COVID-19) ile benzer semptomlara sahip olan virüsün filmde 36 saat içinde salgına yakalanan herkesi ölüme sürüklediği görülüyor. Salgın için aşı geliştirmeye çalışan Ji-goo'nun karantina altındaki şehirlere gitmesiyle heyecan doruğa çıkıyor.
3- World War Z (2013)
12 saniye içinde en sağlıklı insanı bile yürüyen bir ölüye dönüştüren virüs, Amerika'dan tüm dünyaya hızla yayılmaya başlamıştır. Virüsten korunmak için ailesini güvenli bir bölgeye yerleştirmeyi başaran Gerry, dünyayı saran korkunç virüse son vermek için çözüm yolu arıyordur. Kısıtlı zamanda ölüm ile yaşam arasında giden Gerry'nin mücadelesi aksiyon dolu 2 saat vadediyor.
4- Quarantine (2008)
Televizyon muhabiri Angela Vidal'in haber peşindeyken aldığı yeni bir arama onu köhne bir binaya çeker. Binayı korku çığlıkları sarmıştır ve bilinmeyen bir virüsün etkisinde olduğu anlaşılan bir kadınla binadaki herkes karantina altına alınır. Binada mahsur kalan Angela'nın dışarısıyla tüm iletişimi kesilmiştir ve tek umudu elinde olan kamerasıdır. İzlerken "Ne karantinalar varmış!" dedirtecek 2008 yapımı bu korku filmi tüyleri ürpertecek seviyede.
5- Outbreak (1995)
Aksiyon, gerilim ve dramın bir arada bulunduğu Outbreak, bulaşıcı hastalıklar uzmanı Sam Daniels'ın ölümcül bir virüsü araştırmak için Zaire'ye gitmesiyle başlıyor. Virüsün Amerika'dan çıktığını ve kontrola alınamaması durumunda tüm Amerika'yı yok edebileceğini tespit eden Sam'in eski eşiyle beraber hızla yayılmakta olan virüsü kontrol altına alma çabasını izliyoruz. Tabii, artık deneyimli bir izleyici kitlesi olarak bir virüsün sadece belli bir bölgeye yayılmayacağının bilince olarak.
6- Contagion (2011)
Son aylarda içinde yaşadığımız Koronavirüs paniğinin yıllar önceden çekilmiş bir belgeseli gibi olan Contagion, dünyada hızla yayılmakta olan ölümcül bir virüsün ve oluşan paniğin durdurulmaya çalışılmasını konu alıyor. Film, aslında virüsten daha tehlikeli olan toplumsal konulara yöneliyor. Paniğin, kargaşanın ve dağılmak üzere olan toplumsal birliğin medikal çalışmaların önüne geçerek virüsün yayılma hızını arttırmasına odaklanıyor. Günümüzde "panic-buying" olarak adlandırılan panik halinde ürün stoklama durumunun yaşlı ve yoksul kesimleri olumsuz etkilemesinin de toplumsal birlik ve beraberliği zedeleyebileceğini gösteren filmlerden.
Yorum Bırakın