Duygusal bir çerçevenin içerisine tam olarak aynı ölçülerde yerleştirilen atmosferik elektronik dans müziği, 1 santimetre bile eksiği ya da fazlası yok. Fransız asıllı müzik ikilisi The Blaze'in yaptığı işi tam olarak böyle tanımlayabiliriz.
İki kuzenden oluşan grubun üyeleri; Jonathan ve Guillaume Alric.Fildişi Sahilleri'nde doğan Jonathan, 3 yaşındayken ailesiyle beraber Paris yakınlarında bir kasabaya taşındı.Kuzeni Guillaume ile beraber burada büyürken, ailelerinin severek dinlediği klasik müzik dolu bir ortamda yetiştiler.
Geçen yılların ardından Guillaume'nin Reggae müziğe ve kültürüne olan sevgisi gitgide büyüdü ve Mayd Hubb takma adıyla müzik yapmaya başladı. Aynı yıllarda Brüksel'de film okulunda eğitim gören Jonathan proje olarak yapacağı bir klibin müziği için kuzeninden yardım istedi ve The Blaze doğdu. Beraber müzik yapmaya başlayan ikili; House, Pop ve Dub müziğe keder dolu vokalleriyle eşlik ederek daha önce pek de rast gelmediğimiz imza niteliğinde işler ortaya çıkarıyorlar. 2016'nın başlarında yayınladıkları ilk parçaları karakteristiğini klibiyle de belli eden, 'erkeksi' anlamına gelen Virile.
2017'nin başlarında ilk EP'leri Territory'yi yayınlayan ikili klibin de başarısıyla beraber iyi bir ivme yakaladı. 1 yıl sonra 2018 başlarında ise Heaven'ı yayınladılar. Heaven, DANCEHALL albümünden duyduğumuz ilk şarkıydı.
İki yetenekli kuzen 7 Eylül 2018'de, daha önce yarattıkları bütün beklentileri karşılayan bir albümle döndü. 10 şarkıdan oluşan albüm Columbia Records etiketiyle çıktı. Albümün en çok dinlenen şarkısı ise albüm henüz çıkmadan kulağımıza çarpmış olan Heaven.
Opening şarkısıyla albümün gerçekten de açılışını yapan ikili bu şarkıda aşktan, hayal kırıklığından ve yaşanmışlıklardan söz ediyor. Yoğun duygu yüklü bu şarkı tekrar eden ritmik bir piyano barındırıyor.
The sun is turning away and is burning out to sea
What the fuck do you wanna know?
This heart and soul is open to you now
Albümün genelinde duyacağımız, şarkıların iskeleti olarak konumlandırdıkları piyano 'She' şarkısında da karşımıza çıkıyor. Lirikal olarak bir zenginlik barındırmayan bu şarkı müzikal anlamda kendini kurtarmaya yetiyor.
Oh, she is my girl
Oh, she loves to fight but
She's never been loved
She's never been loved
Piyanoyu daha arkalarda duyduğumuz, sözlerinin bize çok bir şey anlatmadığı fakat ritmiyle kendi atmosferini yaratıp bizi de buna dahil eden bir şarkı var sırada; Places.
I feel you know
A little place
Where we can go
And dance so well
Hiç söz bulundurmayan 'Rise', Fransız ikilinin bu albümdeki deneysel çalışmalarından biri. Aslında müzikal anlamda kendi içerisinde giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinin hepsini barındıran gayet dengeli bir şarkı.
Sırada albümün 6. ve benim favori parçam var; Runaway. Low bass'lardan kurulu bir temele kendi yarattıkları ve sürekli kullandıkları distortion(çarpıtma) dolu vokallerle eşlik ediyorlar. Hem müzikal hem de lirikal anlamda benim en çok keyif alarak dinlediğim şarkı olsa da Spotify'da albümün en çok dinlenen ilk 5 şarkısı arasında bile yer almıyor. Fakat bu yazıyı okuyan sizlere bu şarkıyı şiddetle tavsiye ediyorum.
At ninety nine degrees
The mind is nearly boiling
But you can feel the breath
Of the crowded dancing
Çapraz uyak (kafiye) düzenine göre yazılmış, çok basit dörtlüklerden oluşan bir şiire ne kadar fazla duygu doldurulabilir?Ya da aynı anda duyduğumuz 'sound'larla, en doğru zamanda yapılan tonlamalar böylesine basit bir şarkıyı ne kadar yukarı taşıyabilir? The Blaze bir kere daha kendi formülünü ve büyüsünü en saf şekilde kullanarak bizlere sunmuş.
In my whole life
I've never felt so free
In my whole life
For the first time I feel I can breathe
Lirikal anlamda yetersiz, müzikal anlamda vasatın birkaç gömlek üzerinde olan bir şarkı Queens. Klip olarak ise az önce de bahsettiğim ''büyü'' giriyor işin içine. Fransız ikilinin yönetmen koltuğunda oturduğu klip, ölen bir kızın cenaze töreninde başlıyor ve 'flashback'lerle bize gerçekten duygu dolu bir demet sunuyor. Kuzenlerden Jonathan'ın film okulunda öğrendikleri ise hem olay örgüsüyle hem de birçok alışık olmadığımız kamera açısıyla kendini bariz bir şekilde hissettiriyor.
So long so long so long
You were my army field
For you I see
So long so long so long, forgets me
Herhangi bir söz barındırmayan 'Faces' aynı 'Rise' gibi tamamen enstrüman odaklı bir şarkı.
Albümün 10. ve kapanış şarkısı 'Mount'.Bu albümde söz barındırmayan 3. şarkı.Ama aynı diğer enstrümantal şarkılar gibi sizi özenle seçilmiş bir duyguya, hisse doğru sürüklüyor.
Albümün geneline baktığımızda sözlerin çok da etkili olmadığını fakat The Blaze müziğinin sözlere çok da gerek kalmadan bizleri belirli duygu durumlarına soktuğunu söyleyebiliriz. Albümle beraber Avrupa ve Amerika ağırlıklı olmak üzere birçok konser veren grubun 'DANCEHALL'da iyi bir iş çıkarttıklarını söyleyebiliriz. Bir sonraki albümlerinin tarihi henüz bilinmese de ileride yapacakları işlerin de bizi heyecanlandıracağı kesin.
Müzik dinlemeyi ihmal etmeyin, görüşmek üzere...
Kaynak: 1, 2, 3, 4.
Yorum Bırakın