'Türkçe Akustik Blues Rap Neden Olmasın?' Dedirten Grup: ''Zulanın Peşinde'' Röportajı!

'Türkçe Akustik Blues Rap Neden Olmasın?' Dedirten Grup: ''Zulanın Peşinde'' Röportajı!
  • 0
    0
    0
    0
  • Cihangirde mahalle ortamında evimiz dediğimiz kafemizde CreAtölye'de onlarla tanıştım, şarkıları nasıl olduysa hep dilimdeydi, etrafımdaki herkes içinde öyleydi. Çok konuklu bir İf konserinde 6 şarkıyı tüm salon ezbere söylemişti. Albümü çıkmadan bu kadar şöhrete dayanamadılar ve bu yolculuğu profesyonel bir yere taşımaya karar verdiler. Oğuz, Alperen, Emre ve Aziz iyi arkadaşlığın ve ortak hikayelerin buluştuğu Zulanın Peşinde’nin kurucuları. Getto ‘da büyüyen, metropol hayatının içindeki her türlü rengi ve dokuyu yaşamış, şehrin samimiyetini ve gerçeklerini anlatmaya amaç edinmiş bir ekip. Yaptıkları müzik alaycı bir dille gerçeklere dayanıyor. Bu yüzden küfür de var, alay da ağıt da. Sokakta neysek yüzümüze de o çarpsın, o samimiyet geçsin diye akustik müziğin gücüne de inandıklarını söylüyorlar. 1.Öncelikle sizi tanıyalım, kimdir bu Zulanın Peşinde? Neyin peşindesiniz? Zulanın peşinde yeni akım akustik rap ve blues müziğin içinde yerini bulmanın peşinde. Gerçekten zulanın peşindeyiz. Zula bizim için insanın içinde sakladığı, kendince bir şey. Bizim için bu müzik ve bunun peşindeyiz aslında. Nerden geliyoruz dersek bir müzik grubu olmaktan çok Cihangir'de bir arkadaş komünitesi. Alperen Yekeler (vokal ve ritim gitar), Oğuz Gündüz (vokal), Emre Yılmaz (back vokal, solo gitar) ve (Rapunkel) Aziz Özer (perküsyon)’dan oluşan grupta ikimiz çocukluk arkadaşıyız (Alperen, Emre)  3 yıl önce başladık, 2017’de  kendi şarkılarımızı yapmaya başladık, arkadaş grubumuza çalıp söylüyorduk ve baktık ezbere söylüyorlar, herkes albümümüzün olduğunu sanıyor konser yapınca da artık daha profesyonel olalım diye yola çıktık. 2.''Zulanın Peşinde'' ismi nerden geldi?  Gerçekten peşinde olduğunuz bir Zula var mı? Her insanın kendince bir zulası olduğuna inanıyoruz. Bu müzik de olabilir para da olabilir insan çok sevdiği bir şeyi zulalamak ister. Biz de artık bu zulaları zulalamayalım da paylaşalım diye Zulanın Peşinde olduk. Cihangirde Alperen ve Oğuz’un film, reklam ofisi vardı, her şeyin bir zulası vardı. Herkesin kendini bulabileceği bir yer var şarkılarımızda, amacımız da dinleyicilerin içindeki zulaya ulaşabilmek.

    Paf diycez patlatcez hüp diycez hüpletcez, Mançiz sen çiz, ben çiz, bok çiz, Lan artist bu densiz bir narsisti delsin, Seversin içersin denersin dönersin, Enerjin bir gelsin gezersin seversin’

    3. Sözleri açmadan dinlediğimde melodik rastlantısal kelimeler gibi geldi sözler. Sonra sözleri açtım bir daha dinledim ve çok derin bir yerden girip bizle dalga da geçiyor olabilir. Sizce hangisi? Aslında bu bizim tam olarak amacımız, her sözün bir anlamı ve hikayesi var hiçbiri rastgele denk gelmeler sonucu oluşmadı ama bunu ti-ye alır bir tavırla anlatmak istedik. 4. Müzik janrasına  ‘Akustik Blues Rap’ adında yeni bir alt başlıklı tür oluşturduk diyor musunuz? Tam olarak öyle bir şey demiyoruz Rock’n Roll’da var, bir türküden esinlenme de var. Evet akustik rap biz de çok görmedik, bizim akustik olmasını istememizin sebebi, evde bir yerde çalarken çıkan şarkılar hep akustik şekilde oldu ve o samimiyeti kaybetmemek istedik. Bizim konserlerimize de bu şekilde taşındı, sahne enerjimizde de sevilen olay ‘samimiyet’. Bizim bir derdimiz var ve kendi dilimizde bunu anlatmak istedik. Rap de bizim anlatma şeklimizden biri. Rap olmasaymış akustik güzelmiş diyenler de oldu ama biz kendimizi şu an böyle anlattık.

    ‘'Adamın biri bilmez oldu görmez oldu, Sevip de sayardı               ama saymaz oldu,          Engin arşa bakıp durmaz oldu,           O güzel kız gözlerini                    kırpmaz oldu.                Bir de sen varsın ya sevgilim,   O da tam bir Kezban oldu.’'

      5. Bu yeni tarz ve bu kadar farklı olmak sizi korkuttu mu? Kabul görmeme kaygısı oldu mu? Tam aksine nadir görülen bir hastalığımız varmış da anlatamamışız gibi hissediyorduk albüm çıkınca rahatladık. 6. Söz, beste, aranje tüm ekip birlikte mi yapıyor yoksa bir paylaşım var mı?  Besteler Alperen Yekeler’e ait, Emre Yılmaz aranje, sözleri de Oğuz Gündüz ve Alperen Yekeler’ ait. Tüm süreçte birlikte çok provayla ilerledik, önce melodiyi buluyoruz onun bize hissettirdiği duyguyu konuşurken provada parçalar oluşuyor. Genellikle melodiler başkalarının hikayelerine ya da bir anılarımıza dayanıyor. Ekip olarak hep bir arada olmak zorunda oluyoruz birlikte çalışıyoruz hisleri soloları defalarca çalıp deniyoruz. Bu mesela melodinin hissi çocukluğumda yaşadığım bir olayı hatırlatıp onu anlatmaya itiyor beni kafamızdaki ortak hikayeler birleşiyor ve yolunu bulana kadar deniyoruz. 7. ‘Sinekten Yağ Çıkarma Operasyonu’ isimli bir şarkınız var ve başı sinek sesiyle başlıyor. Ara ara da küfürler var. Tiyotradaki Face to Face akımı oyunlarında o duygunun ne kadar rahatsız edici olduğunu hissettirmek için gerçekliği direk yüzüne vurur, oyuncunun tükürmesi gerekiyorsa tükürür onun gibi. Eğlendirirken bir taraftan da seyirciyi rahatsız etmeyi mi istiyorsunuz? İlk halleri çok daha küfürlü ve rahatsız ediciydi aslında. Çok üstüne basarak söylediğimiz küfürlerimiz vardı öyle insanlar değiliz ama orda bir kavgayı anlatıyorsam ''.... koyiyim'' dersin, sokakta kavgada küfür duyuyoruz, "pardon affedersin" duymuyoruz. Oğuz küfürlü yazmayı seviyor onu da törpüledik biraz. Hayat da alay ve gerçeklik arasında. O da kendimizi ifade etme ve rahat hissetme halimiz biziz küfür de sokak da insan da. Sinekten yağ çıkarma operasyonu hikayesi; bizim bir abimiz var Hacı isminde o bize eskiden beri hep destek olur, koruyup kollardı. Bir gün bir arkadaşımızın evinde sabaha kadar takılıp sabaha karşı evden çıktığında yolda yürürken ayağı kayıyor ve düşüyor. Kafasını kaldırdığında Zürafa sokaktaki genelevin kapısını görüyor ve aklına birden Sinekten Yağ Çıkartma Operasyonu diye bir şey geliyor. Ayağı kalkıyor yürümeye devam ederken hemen telefondan ben (Alperen) ve Oğuz'u arayarak ofise çağırıyor. Biz de sabahın köründe yeni uyanmışız daha farklı bir olay var sanıp apar topar ofise gidiyoruz Oğuz ile birlikte. Sonra bize etrafımızdaki, sürekli bizi sömüren ama hiç bir fayda sağlamayan arkadaşlarımızdan daha iyi fayda sağlayabileceğimiz bazı konulardan bahsediyor. Tabi biz şok "nasıl ya bu yüzden mi çağırdın bizi?" falan derken bizde bir aydınlanma yaşatıyor sabahın erken saatlerinde. Biz de Oğuz'la bu konunun üzerine neler yapabiliriz diye düşünürken oturup konuyu şarkı yapıyoruz derdimizi bu şekilde anlatmaya çalışıyoruz. 8. '‘Dışardan bakıldığında hoşsun, Tepeden tırnağa bomboşsun, Bütün Nuriler senin olsun Huriler sıraya dursun’' bu kime yazıldı? Fenomen birine gönderme var mı? (Alperen) Bir dönem nerde ne event var ordaydık, gece hayatımız işimizden dolayı da çok fazlaydı. Eğlenmeyi de seven insanlarız ama arkadaş ortamımızda, tanıştırdığımız tüm kadınlara aşırı ilgili birkaç erkek arkadaşımız vardı. Bizi de durum biraz rahatsız ediyordu eğlenmek yerine sürekli etrafımızdaki kadınlara aşırı ilgi bir süre sonra farklı anlaşılabiliyor. Bir gün yine bir şekilde sinirlenmiştik, marslı bir serseri boşver derken ve bir anda bu şarkı geldi. Tüm ‘kadın düşkünü’ adamlara yazdık aslında. ‘Dışardan bakıldığında hoşsun Tepeden tırnağa bomboşsun Bütün Nuriler senin olsun Huriler sıraya dursun’ artık adam kadın hepsi senin olsun dedik yani.  9. ‘Hainin Köpeği’ şarkınız biraz daha farklı diğerlerinden, girişini çok beğendim türkü gibi başlıyor sonra blues üzerine Rap arada Hit The Road Jack geçiyor. Süprizli bir şarkı Anadolu topraklarından başlayıp blues-jazz a geçiş nasıl oldu?  (Emre) Hainin Köpeği şarkısının girişi Erkan Oğur’dan ders aldığım zamanlarda öğrendiğim ‘Büyük Cevizin Dibi’ diye anonim bir türkü aslında. Türkünün Orjinali düğünlerde çalınan hareketli bir parça, Erkan Oğur bu şarkıyı kendine göre tekrar aranje edip yorumlamış, o dönemde ondan gitar dersi aldığım için bana da göstermişti, ben de hayran kalmıştım ve biz de izin alarak bu şarkının başında kullanmak istedik. Bizim şarkımızdaki bazı akorlar bana o şarkıyı hatırlatıyordu. Türkü sounduyla başlıyoruz sonrasında bir isyan ettiğimiz bir yere varıyor. Arada Bir Hit The Road Jack Cover’ı yapıyoruz. Evrensel bir hal oluyor şarkı aslında böyle baktığımızda, evet. Zamparalar bizler, rampalar her gün inip çıktığımız cihangir yokuşu, kumbaralar insanlara açtıklarımız, Kangurular bize yanlayanlar, tantananalar boş projeler ve işler.  ‘‘Zamparalar rampaları aşmadan lambaları açmalılar, Kumbaralar kankalara saçılmadan önce açılmalılar, Kangurular yoncalara basmadan önce hop zıplamalılar, Tantanalar boş laflara karışmadan dağılmalılar’’ 10. Müziğinizi kime yakın buluyorsunuz? Bu müzik türü oluşurken kimlerden etkilendiniz? Aranje yapan ben olduğum için kendi müzikal alt yapımdan etkilendiğim oluyor. Erkan Oğur bunlardan biri, hocam olduğu için de ayrıca önemli biri. Pearl Jam çok dinlediğim için onun melodik yapıları onun verdiği enerjiden ilham alıyorum mesela. (Emre) En temelinde jazz blues ve rap olan birçok müzisyenden etkilendik diyebilirim. Dinlediğimiz çok kişi var Cihan Mürtezaoğlu da var rap müzik camiasından olan bir çok kişi de var. Bunu sadece şu kişiler diyebilmek bizim açımızdan çok zor çünkü tek bir kişiye veya kişilere göre evrilmedi müziğimiz. Herkesten alabildiğimizi alıp kendi yapmak istediğimiz tarzı bulduk.  11. Büyük Ev Ablukada’nın çıkış yaptığı ‘Ay Şuram Ağrıyo’ albüm konseptine sizin tarzını yakın buldum. Sizi etkileyen bir albüm mü? Evet tabi ki seviyoruz, yakın buluyoruz ama yaptığımız müzik olarak çok benzetmiyoruz. Bu albümde Cem Adrian’dan Erkan Oğur’a, Jehan Barbur’a, Ahmet Aslan’a kadar etkiler görebiliriz. Albüm kayıt sürecinde Alperen kopuz öğreniyordu mesela çok alakasız yaptığımız tarzla ama bağlama ve kopuz çalıp saatlerce türkü jam’leri yaptığımız gecelerimiz oluyor. ‘Belki de kayıp giden bu yılların sebebiyle, Senin olsun hayallerin umutların dirilince, Belki de geçip giden şu zamanın peşindeyse, Seçemezsin bütün yalanları birikince’ 12. Yeni yolculuğa başlamış çiçeği burnunda bir ekip olarak biraz hayallerinizi, hedeflerinizi merak ediyorum. 2020’de Zulanın Peşinde nerde olmak istiyor?  Tabii ki ana hedefimiz daha fazla konserler yapıp müziğimizi daha çok insana ulaştırmak. Bunun için sürekli konserler yapıyoruz albüm çıktığı süreçten itibaren her ay konser yapmaya başladık. Onun dışında yeni şarkılar geliyor yazmaya ve üretmeye devam ediyoruz. Akustik sound’umuzu koruyarak belki üzerine yeni eklemeler yapabiliriz. Katmak istediğimiz şeyler var ama gerisi sürpriz olsun müziğimiz evrilecektir. Müzikal anlamda sürekli yeni şeyler dinleyip farklı keşifler arıyoruz. Türkü dinlemezken dinlemeye başladık, alt melodiler, ezgiler çok farklı ve iyi gelmeye başladı. Bu da bizim müzikal evrimimizle yeni gelen şarkıları etkileyecektir diye düşünüyoruz. Albüm olarak değil ama 2020 de single ya da üçlü şarkılar gelebilir. İçimizden gelen şekilde olacak. O an içimizden nasıl geliyorsa hissettiğimiz şeyler nelerse o enerjiyi boşlamadan stüdyoya giriyoruz. Zulanın Peşinde’nin  bir sound’u var zaten onun üstüne yeni şeyler eklenerek devam edecek süre. Doğu ve batının sentezini anlatmayı çok seviyoruz. Bir sonraki albümde bunu daha da yoğun hissedebiliriz. 13. Bu coğrafyaya ait sound, enstrüman gibi net bir şey olacak mı? Saz, kopuz, elektronik alt yapılar biraz biraz yeni gelecek şarkılarda olabilir. Tabi bunlar gelirken Blues ruhunu bozmayacağız. Ama kim bilir belki bir taş düşer kafamıza Mars’dan gelen başka şeylere yöneliriz.      14. 'İlham Perisi' isim olarak kulağa duygusal bir şarkı gibi geliyor ama bambaşka bir şekilde karşımıza çıkıyor bu şarkının hikayesi nedir? Ben çocukluğumu İstanbul’un biraz gettosunda geçirdim bu da bana farklı hayatların içerisinde nasıl tutunmam gerektiğini öğretti fazlasıyla.Üniversite zamanlarımda Portekiz’de bir bir buçuk yıl yaşadım, sonra Cihangir'e taşındım 12 yıldır Cihangir'deyim. Ama hep iki ucu gördüm, yaşadım, biliyorum. Hepimiz öyleyiz aslında. Başlı başına kültür senteziyiz. Bu şarkı da içimdeki bu kültür karmaşasını, anlatamadığım şeyleri o gördüğüm gettoyu anlatmak istediğim bir şarkı oldu. Bu şarkıyı söylerken gerçekten aşırı etkileniyorum beni bambaşka bir havaya sokuyor. Yazarken de çocukluğumuzdan bu güne gördüğümüz herşeyden esinlenerek kaleme almaya çalıştık. Görünmezsem seni kendime çekemem bu gettodaki anlam karmaşası. (Alperen) Oğuz da taşrada Karabük’te büyümüş, orda bir rap stüdyosu kurmuş Arda diye biri de stüdyosundan ekipman çalıp patlatmış. Ölüp dirilmek başka bir şey seni kendine çekmek başka bir şey. Sözlerimiz aslında tam olarak bizi anlatıyor yaşadığımız şeyleri gördüklerimizi. 15. Grubunuzun ismi olan şarkınız da var 'Zulanın Peşinde'. İlk klibiniz çok keyifli görünüyor ve enerjinizi yansıtmış bence.  Kendi klibini yönetmenliği yapmak zor muymuş peki? Klip şöyle gelişti aslında. Kayıt sürecinden tut çok daha öncesi de var, 3-4 yıldır çaldığımız yerlerden biriktirdiğimiz videolarımız vardı. Zulanın Peşinde’yi bilen ve komün dediğimiz insanların hepsi var videoda. Oğuz kendi kendine yapmış bize söylemeden. Sonra bizi de gazladı ve biz de ufak birkaç dokunuş ekleyerek böyle bir klip çıkarttık. Süper renkli ve kalite kokan bir klip de yapabilirdik zaten gerçekte işlerimiz Film üretmek (Alperen – Oğuz) ama bu samimi ruhumuzu ve yaptığımız müzikte durduğumuz noktayı bozsun istemedik. 16. Albümden konuşmadığımız 'Belki De' şarkınız kaldı, onla ilgili de hikayenizi alabilir miyiz? Oğuzun eşi evlenmeden önce kız istemeye gittik. Ben de sağdıcım akşam otururken ben sıkıldım gitar geldi bir anda ben bu şarkıyı yazdım. Bu şarkıda ben bu hayata niye geldim, sanatçı ruhuyla büyüdüm ama birini parlatmak üzerine oluştu tüm işlerim. Sanatçı ruhlu olmama rağmen yönetmenlik gereği birinin klibi sosyal medyada parlatmak için oldu işlerim. 27 yaşına geldim ve ilk defa kendime bir şey  hediye ettim o da müzik. Piyasaya iş yapmıyoruz para kazanma gibi bir gayemiz yok tamamen enerji ve gerçeklik bunu anlatıyor. 17.Yakınlarda konserler var mı? Evet var özellikle bu ay her hafta farklı bir yerde konserimiz var. Çarşamba günleri  BKM Mutfak’da Açık Mikrofon sahnesinin açılışını yapıyoruz onun dışında;

    5 Aralık Monc Live-Suadiyede ,

    18 Aralık Zeuve-Kadıköy,

    21 Aralık Yuri Gagarin-Beyoğlundayız.

    Bizi dinlemek isteyen herkesi bekliyoruz.

        ‘GERİSİNİ SEN TAMAMLA!’ En son gittiğin konser; Nilüfer Fest – Athena Konseri En son gittiğin film; Joker En son gittiğin tiyatro; Salozun Mavalı En motive eden şarkı; Büyük Ev Ablukada – Ne deve ne kush Marşım dediğin şarkı; Zulanın Peşinde En hüzünlendiğin şarkı; Cihan Mürtezaoğlu – Bir Beyaz Orkide En beğendiğin klip; Mor ve Ötesi - Bisiklet En sevdiğin albüm; Fırtınayt-Büyük Ev Abluka En sevdiğin kadın vokal; Jessie J. En sevdiğin erkek vokal; Athena - Gökhan En sevdiğin youtube kanalı; Self Servis Tv En son okuduğun kitap; Vazgeçebilme- Guy Finley En son izlediğin film; Joker En beğendiğin film; Otomatik Portakal En sevdiğin yerli grup; Büyük Ev Ablukada En sevdiğin yerli şarkıcı; Erkan Oğur En sevdiğin yabancı grup; Larkin Poe En çok seyahet etmek istediğin yer; Amerika – Cuba - Brazilya En çok beğendiğin şehir; Lizbon – Valencia - Roma En çok beğendiğin ülke; İspanya - İtalya En son satın aldığın şey; Grip ilacı – Gitar Teli - Çorap En sevdiğin dizi; Game of thrones – Peaky Blinders En sevdiğin ‘ben’aktivitesi; Müzik yapmak En daraldığında dediğin şey; Küfürlü şeyler söyleyebiliyor muyuz ? Hay s.keyim böyle işi.

    Daha yakından tanımak isteyenler  "instagram", "twitter" ,

    ''facebook'' ''youtube'' ve "spotify" linklerine tıklayarak onlara ulaşabilir.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.