Trainspotting'den Hayatı Sorgulatacak 10 Replik

Trainspotting'den Hayatı Sorgulatacak 10 Replik
  • 4
    0
    0
    1
  • İlk filmi 1996 yılında yayınlanan Trainspotting, yönetmenliğini Danny Boyle'un yaptığı öyküsünün Irvine Welsh'e ait olduğu bununla birlikte konu olarak Edinburgh'da yaşayan eroin bağımlısı bir grup gencin hayatlarından kesitler sunarken aynı zamanda toplumsal normlara ve düzene yaptığı göndermelerle birlikte akıllarda unutulmaz bir yer edinmiştir. Trainspotting'in birbirinden etkileyici repliklerinden bazılarını sizler için derledik. Keyifli Okumalar!

    1-''Toplum diye bir şey yoktu, varsa da ilgim yoktu.'' 2- “Hayatı seç. Bir meslek seç. Bir kariyer seç. Kocaman bir televizyon seç. Otomatik çamaşır makinelerini, arabaları cd çalarları ve elektrikli konserve açacaklarını seç. Sağlıklı olmayı, düşük kolesterolü ve diş sigortanı seç. Geri ödemesi en az olan banka faizini seç. Ufacık bir ev seç. Arkadaşlarını seç. İyi bir tatili ve bavulu akıllıca doldurmayı seç. Üç odalı evini en güzel kumaşlarla donatmayı seç. Kendi işini kendin görmeyi ve pazar sabahı kim olduğunu düşünmeyi seç. Beyni uyuşturan, ruhunu ezen şov programlarını seyrederken,  yiyeceklerle tıkınacağın televizyon karşısındaki koltuğunu seç. Sonunda da, sefil bir evde yalnız başına geberip giderken, yerini, senin yerine geçmek için, seni kandıran bencillere bırakmayı seç. Çürüyüp gitmeyi ve yetiştirdiğin gerzek veletlere rezil olacak biçimde kendi altına etmeyi seç. Geleceği seç. Hayatı seç... Ama ben neden böyle bir şey yapmayı isteyeyim ki? Ben hayatı seçmemeyi seçiyorum. Ben başka bir şeyi seçiyorum. Sebep ne mi? Sebep falan yok. Eroini aldıktan sonra sebeplere neden ihtiyaç duyarsın ki?”
    3-''C vitamini yasa dışı olsaydı onu da kullanırdık.''
    4-"Benim sorunum şu: ne zaman sahip olmayı çok istediğim bir şeye sahip olma olasılığı karşıma çıksa; kız arkadaş, ev, iş, eğitim, para filan, birden o şey bana çok aptalca ve anlamsız geliyor..."

    5- "Toplum, davranışları kendi normlarının dışında kalan insanları emebilmek için yapay ve dolambaçlı bir mantık icat eder." 6- "Kendimin ve hayatın sınırlarıyla yüzleşemediğim için kendimden nefret ediyordum..." 7- ''Uyuşturucuyu bırakmanın birinci basamağı hazırlıktı. Bana gereken hiç çıkmamam gereken bir oda. Rahatlatıcı bir müzik. Domates çorbası 10 kutu, mantar çorbası 8 kutu. Belki grip olurum. Dondurma, vanilyalı 1 kiloluk. Magnezyum, öksürük şurubu 1 şişe. Parasetimol 1 kutu, vitaminler, soda, sirke, porno dergiler… Bir battaniye, bir kova işemek için, bir kova kusmak için. Bir televizyon ve bir kutu sakinleştirici. Böylece annemin istediği gibi toplum tarafından kabul görmeye hazır biriydim ve ayrıca bunu da istiyordum. Artık hazırdım. Şimdi yalnızca, sakinleştirici etkisini gösterene kadar acımı hafifletecek bir şeye ihtiyacım vardı.'' 8- ''Hayat sıkıcı ve anlamsız. Büyük umutlarla başlıyoruz, sonra çuvallıyoruz. Hepimiz bir gün büyük sorulara cevap bulamadan öleceğimizi keşfederiz. Hayatımızın gerçeğini farklı biçimlerde yorumlayacak dolambaçlı düşünceler geliştiririz, bedenimizle büyük şeylere, gerçek şeylere dair kayda değer bir bilgiye ulaşmaksızın. Aslında, kısa ve hayal kırıklıklarıyla dolu bir hayat yaşar, sonra da ölürüz.'' 9- ''Ona aşktan söz ediyorum ve bana aşk diye bir şey olmadığını hükümetin bunu halkı uyutmak için afyon olarak kullandığını söylüyor.'' 10- ''Tanrım, beni bana yardım etmek isteyenlerden koru.'' Kaynak:1,2

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.