Tiyatro Varsa Ben Varım: Afife Jale

Tiyatro Varsa Ben Varım: Afife Jale
  • 0
    0
    0
    0
  • "Beni acıyarak değil, düşünerek,severek,kucaklayarak hatırlayın. Tiyatro varsa ben varım" diye hayatının her döneminde haykıran, Türk ve Müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu, sadece gayrimüslim kadınların sanatına müsaade edilen zamanlarda, 16 yaşında, 10 Kasım 1918'de Darülbedayi'ye öğrenci olarak giren Refika, Behire, Memduha ve Beyza isimli 5 kızdan biri, "Nasılsa sahneye çıkartmayacaklar" diyerek dayanamayanların haricinde, Refika ile birlikte idealleri ve arzusu peşinde mücadele eden, en önemli "İLK" tiyatro sanatçısı kadınımız: Afife Jale Dr. Sait Paşa'nın torunu ve orta halli bir ailenin kızı olarak, 1902'de İstanbul/Kadıköy'de dünyaya geldi Afife Jale. Çok küçük yaşlarda kazandığı tiyatro ve sanat sevgisine en büyük engel babasıydı. Çünkü, düşünce yapısının sığ olduğu o dönemlerde, hiçbir müslüman kadının sahneye çıkması istenmiyor, bu durum ahlaksızlık ve mümkün olmayan bir olay gibi görülüyordu O DÖNEMLERDE. Babası da bu durumdan etkilenmiş olacak ki, kızının böyle bir meslek ile ilgilenmesine şiddetle karşı çıkıyordu. Kadıköy Kız Sanayi Mektebi'nde eğitimine devam eden Afife Jale, kısacık yaşamına koca bir devrim sığdıracağından habersizdi. Kadın olmanın çok zor olduğu bir coğrafyada, sanat ile hayatta kalmaya çalışan Afife Jale, 5 arkadaşı ile bugünkü adı İstanbul Şehir Tiyatroları olan Darülbedayi'nin açtığı sınava girerler ve kazanırlar. Zamanının ve zorluklarının farkında olan genç bir kız, her şeye rağmen mücadele etmeyi göze alacaktır. 5 kişi girdikleri Darülbedayi'de, zaman içerisinde 2 kişi kalacaklardır; kendisi ve Refika. Sürekli çalışıp,kendini sürekli geliştiren bu 2 genç kız, azimlerinin ve çalışmalarının meyvelerini aynı yıl yavaş yavaş toplamaya başlayacaktır. Refika suflör, Afife'de stajyer oyuncu kadrosundan Darülbedayi'de yer edinirler. Afife, koca bir sene büyük bir aşk ile provalarda yer aldı ama halen sahneye çıkamamıştı. Hüseyin Suat'ın "Yamalar" isimli oyununu çıkartacaktır Darülbedayi. Provalar devam eder. 13 Nisan 1919 günü prömiyer yapacaklardır ama oyunda Emel rolünü üstlenen Eliza Binemeciyan, Paris'e gider ve geri dönmez. Olaylar bu yönde gelişince yönetim, Emel rolünü Afife'ye verir. Bu, tiyatro tarihimizdeki en önemli devrimlerden birisidir. Şans eseri olarak Afife Jale, Kadıköy'deki Apollon Sineması'nda (bugün adı Rexx Sineması) Emel rolünü oynayarak, sahneye çıkan ilk Türk kadını olmuştur. O gece için, şu sözler dökülür Devrim Kadını Afife Jale'nin dudaklarından ;
    "Hayatımda mesut olduğum ilk gece (...) Sanatın, ruhuma verdiği güzel sarhoşluk içinde idim. Rol aldığım piyeste güzel bir sahne vardır; ağlama sahnesi... Orada taşkın bir saadetle ağladım. Sahiden ağladım... Alkış, alkış, alkış... Perde kapandı; açıldı, bana çiçekler getirdiler. Muharrir Hüseyin Suat Bey, kuliste bekliyormuş; ben çıkarken durdurdu; alnımdan öptü: 'Bizim sahnemize bir sanat fedaisi lazımdı; sen işte o fedaisin' dedi."
    Yamalar oyunu ile başladığı tiyatro hayatı, "Tatlı Sır" ve "Odalık" oyunlarıyla devam etti. Tüm kalbini uğruna adadığı, çok sevdiği tiyatrodaydı ama zorluklar peşini bırakmadı. Oyunları pek çok kez basıldı ve zaptiyeler tarafından karakola götürüldü. Bir sorgu sırasında "Dinini ve vatanını unutan sen misin?" diyerek bir tokat yedi ve hayatı boyunca bunu asla unutmadı. 27 Şubat 1921'de çıkartılan bildiri ile, Müslüman Türk kızlarının sahneye çıkması kesinlikle yasaklandı. Baskılara karşı gelemeyen Darülbedayi yönetimi de Afife Jale'yi kadrosundan çıkarttı. Her şeyini feda ettiği tiyatro, ona kapılarını kapatmıştı. Artık Afife daha yalnız, daha kimsesiz, daha güçsüz ve daha sahnesizdi. Artık hayat daha zorluydu ve ailesi bile ona sırtını çevirmişti. Evden ayrılmak zorunda kaldı. Bu yaşanılanlar Afife Jale'nin sağlığını olumsuz yönde etkiledi. Şiddetli baş ağrıları çekmeye, morfin tedavisi görmeye başladı. 20'li yaşlarının başlarında hayatı, deyim yerinde ise zindan oldu. Bu süre zarfında tiyatrodan vazgeçmedi ve Burhanettin Tepsi Kumpanyası ile Anadolu turnesine çıktı. Göze batmadan, fark edilmemeye çalışarak ufak tefek rollerde oynadı. Gün geldi ve Mustafa Kemal Paşa çıkıp Cumhuriyeti ilan etti. 1923 ile birlikte kadınların sahnelerde yer alması kabul edildi. Kadınlar artık özgürdü ama Afife Jale artık çok yorgun ve çok hastaydı. Yıllar içerisinde kendini toparlamaya çalıştı Jale. 1928 yılında Kuşdili Çayırı'nda bestekar Selahattin Pınar ile tanıştı. Birbirine aşık bu çift, 1929 yılında evlenmeye karar verdi. Peki biliyor musunuz, hepimizin bildiği ve çok sevdiği "Huysuz ve Tatlı Kadın" ve "Nereden Sevdim O Zalim Kadını" eserlerini, Selahattin Pınar'ın Afife Jale için bestelediğini? Bu büyük aşk, ne yazık ki uzun sürmez. Hastalığı ve Suriyeli bir eczacı tarafından morfine bağımlı hale getirilen Afife Jale, sevdiğine kendisini terk etmesi için yalvarır. "TERK ET BENİ". Afife'yi yalnız bırakmayıp, her şeyin düzeleceğine inanarak özveri gösteren Selahattin Bey, 6 ay sonra, biricik eşinin dediğini yapacaktır. Artık en kötü günler başlamıştır. Kimsesiz, parasız ve hasta haliyle kalan Afife Jale, parklarda yaşamaya, aş evlerinde karnını doyurmaya mecbur kalmıştır. Afife Jale, son durağı olan, Balıklı Rum Hastanesi'nde 1941'de,bir deri bir kemik olarak, yapayalnız aramızdan ayrıldı. Cenazesinde yalnızca 4 kişi vardı. Bir devrim kadınının hayatını tiyatroya ve sanata adayan bir kadının son yolculuğunda sadece ama sadece 4 kişi. Bu ayıp bize yetecek mi? En büyük kadınlarımızdan Afife Jale'nin ölümü, Selahattin Pınar'ı perişan eder. O zamandan sonra pek çok önemli ve hicran dolu esere imza atar. Son katıldığı radyo programında "Hatıralar" isimli bir şarkı seslendirir Selahattin Bey. Belki de Afife Jale için söyler...
    Beni de alın koynunuza ne olur hatıralar Dolanıp kalayım bir an boynunuza hatıralar
    Direnen ve kazanan ama tiyatroya ve sanata her şeyini verip kendine yaşayacağı hayat bırakamayıp, 1941'de aramızdan ayrılan Afife Jale, ve, 28 Mart 2018'de TBMM F Blok'ta sahnelenecek Çanakkale Şehitlerini Anma Gecesi'nde, yaklaşık 350 kişinin izleyeceği bir oyundan kadın oyuncuların kadrodan çıkartılması... Aradan geçen bunca sene neyi değiştirdi? 1919'da kadın oyuncu istenmiyordu, Cumhuriyet yoktu. Yıl 2018 oldu, kadın oyuncular yeniden istenmiyor. Afife Jale'den tam 1 asır sonra kadınların sahneye çıkması engellendi. Bu karanlık çağlara dönme çalışmaları neden? kaynak: 1, 2,

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.