Thomas Wayne Batman Olsaydı Ne Olurdu: The Flashpoint Paradox

Thomas Wayne Batman Olsaydı Ne Olurdu: The Flashpoint Paradox
  • 1
    0
    0
    0
  • Batman’i Batman yapan ailesinin öldüğü o gece ailesi değil de Bruce Wayne ölseydi ne olurdu diye düşündünüz mü hiç? Düşünmemiş olsanız bile DC cephesi zamanında bu durumu düşünmüş ve muazzam bir mini seri ortaya koymuştur. Flashpoint serisi içerisinde yer alan bu mini seri okurların ağzını açık bırakmaya yetiyor. Olağan üstü karanlık ve bir o kadar üzücü bir durum ile karşı karşıya kalıyor ki okuyucu seri bittiğinde beyninden darbe yemişe dönüyor insan. Lafı çok da uzatmadan anlatılan hikâyeyi sizlere sunmak isterim. Eğer seriyi doğrudan okumak isterseniz birkaç küçük araştırmadan sonra çizgi romanları birçok kitap sitesinden kolayca temin edebilirsiniz, nitekim yazımızda başlı başına hikâyeyi anlatmayı planlıyorum. Bu noktaya kadar gelenler için hikayemiz şöyle; Flash ölen annesini geri getirmek için zamanda yolculuk yapar ve bu durum dünyanın dengesinin tamamen bozup birçok karakterin origin hikayesine etki eder. Örnek vermek gerekirse Superman’in uzay aracı bir çiftlik evine değil de Pentagon’a düşer ve yıllarca güneş görmeden güçlerinin farkında olmadan onlarca deneye maruz kalır ve bildiğimiz kaslı güçlü Superman yerine pısırık ve çelimsiz ama yine de çok güçlü olan Superman ile karşılaşırız. Batman’e dönecek olursak, Thomas, Martha ve Bruce Wayne sinemadan çıktıktan sonra bir hayduttun saldırısına uğrarlar. Thomas Wayne cesur bir hamle ile hayduttun üstüne atılır bu sırada patlayan silahtan çıkan kurşun Bruce Wayne’ye isabet eder. Haydut olay yerinden kaçmayı başarır, Thomas ve Martha çaresiz bir şekilde evlatlarının ölümünü izlemek zorunda kalır. Aradan geçen aylarda baba Thomas psikolojik sıkıntılar ile boğulan eşine yardım etmek için ne yaptıysa hepsi boşuna gider. Eşine sürekli biraz gülümsemesini artık her şeyi geride bırakmaları gerektiğini söylese de kendisi de içten içe intikam arzusu ile yanıp tutuşmaktadır. Thomas uzun arayışlar sonucu oğlunun ölümünden sorumlu olan o suçluyu bulur ve adamı hak ettiği gibi yumruklaya yumruklaya öldürür. İntikamını almış olmanın verdiği huzur ile evine dönen Thomas mutlu haberi bir an önce eşine iletmek için yanına koşar, ama karşısında suratına bir bıçakla kocaman bir gülümseme çizmiş karısını bulur. Martha o gece aylardır evladının acısını unutamamış olan o kadını öldürür ve yerine Joker’i getirir. Bu hikayemizde Joker, Bruce Wayne’nin annesidir. Thomas bu durumdan sonra karısını akıl hastanesine kapatır ve çaresiz iyileşmesini beklerken, Joker’in ortaya çıkışını daha da hızlandırmıştır. Kendisi de bu süre zarfında boş durmamış ve kendisini geliştirerek Batman kimliğini almıştır. Bu uğurda Poison Ivy, Scarecrow Batman’ın azılı düşmanlarını öldürmekten geri kalmamıştır. O bizim bildiğimiz adalet dağıtan Batman yerine eli kanlı bir Batman olmayı tercih etmiştir. Bu hikâyede birçok farklı öğeler yer alsa da en çok dikkatleri çeken karakterler ise Penguen’in Thomas Wayne ‘nin kumarhanelerini yöneten kişi, Cat Woman’ın ise kâhin adını alıp usta hacker olan bir kadına dönüşmesidir. Cat Woman ise bu duruma kendi isteği ile değil de bir nedenden felçli kaldığı için bu yolu seçmek zorunda kaldığını belirtmek isterim. Hikayemize tekrar dönecek olursak, Thomas Wayne kanalizasyonda evsizleri kaçırıp yiyen bir yaratık olduğunu öğrenir ve oraya inmeye karar verir. Bu yaratığın Killer Croc olduğunu öğrendiğimiz hikâyede, Thomas Wayne ile Croc’u savaşırken görürüz ve Thomas elindeki kasaturayı Croc’un kafasına saplayarak işini bitirir. Bir süre sonra ise Thomas Jim Gordon ile karşılaşır ve Harvy Dent’in iki çocuğunun Joker tarafından kaçırıldığını öğrenir. Harvey Dent ile görüşmeye giden Thomas, Harvy Dent’ten çocuklarını bulamazsa başına neler geleceği hakkında bir düzine tehdit duyar ve işe koyulur. Gözleri oyulup ceplerine koyulan bir pizzacının cesedi ile Joker’in bağlantılı olduğu düşüncesi üzerine kâhine danışan Jim, birkaç ip ucunu birleştirerek Jokerin çocukları Wayne malikanesinde tuttuğunu öğrenir ve Thomas’a bu durumu söylemeden yola koyulur. Bu sırada Thomas Jim ’in kendisine haber vermediğini öğrenince aynı ip uçları üzerinden eski evine doğru hızla yol almaya çalışır. Bu arada Jim, Joker’in Batman’ın eski karısı olduğunu bildiğini ve bu iki karakterin de kimliklerini zaten bildiği için Thomas’ı bu işe karıştırmamak adına ona haber vermez. Her neyse, bir süre sonra malikaneye varan Jim Jokeri çocuklardan birinin kafasına silah dayarken gördüğü an silahı ile Joker’i vurur, ya da vurduğunu sanar çünkü joker tarafından kurulan bir tuzağın içine düştüğünü o an anlar. Joker çocuklardan birini kendisi gibi gösterir ve Jim’in vurduğu bu kişi de küçük kızdan başkası değildir. Joker bu durumdan istifade edip aniden Jim’e saldırır ve hali hazırda kafası karışık olan komiserin bu karışıklığından fırsat bularak boğazını keser ve onu öldürür. Küçük kız ise yaralı bir halde yardım beklerken Batman olay yerine yetişir ve küçük kıza yardım eder ve yarasına pansuman yapmaya çalışır. Bu sırada arkasından saldıran joker Batman’ın kafasına bir çekiç ile defalarca vururken bir boğuşma yaşanır ve ikili camdan aşağı düşerler. Joker Batman’e “içinde senin bulunduğun bir dünyayı istemiyorum” dediğinde, Batman “zaten öyle bir yer var ve Bruce orada hala hayatta” diyerek oldukça dramatik bir sahne ile bizi baş başa bırakır. Bu noktada araya girmek isterim çünkü bu anlatacağım olay bu mini seri içerisinde yer almıyor ve sadece Flashpoint serisinde anlatılıyor. Flash Point’te Flash olan biten her şeyi yoluna koyup dünyayı eski haline getirmeye çalışırken Batman’dan yardım ister. Batman’e kendi zaman diliminde Bruce’nin hala hayatta olduğunu ve onun da babası gibi Batman olduğunu söyler, hatta bu durum üzerine Thomas Wayne oğlu Bruce Wayne bir mektup yaşar ve Flash’tan alternatif zamanda yaşayan oğluna bu mektubu iletmesini ister. Flash bu isteği yerine getirir ve Gerçek Batman olan Bruce Wayne’yi ilk defa ağlarken görürüz. Hikayemize dönecek olursak, Martha ile Thomas alternatif zaman diliminde yaşayan oğulları hakkında konuşurken duygular sel olup akmaktadır. Martha oğlunun ne yaptığını sorar ve Thomas da ona babasının izinden gittiğini söyler. Martha oğlunun da Batman olduğunu öğrendiğinde dünyanın acımasızlığının farkına varır ve oğlunun böylesine acı bir kaderi yaşadığını düşünerek ormanın içine doğru koşar, haliyle Batman de onu takip eder ve bir süre sonra Joker derin bir çukurun içine düşerek ölür. Martha’nın kocasına son sözleri “Bu dünya kötü bir yer.” olur. Sevgili okurlarımız şahsen en sevdiğim çizgi romanlardan birini dilim döndüğünce size anlatmaktan büyük keyif aldım umarım siz de okurken keyif almışsınızdır.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.