90. Oscar Ödülleri'ne tam 13 adaylıkla damgasını vuran, ülkemizde "Suyun Sesi" adıyla vizyona giren The Shape of Water, bu yılın etkileyici filmlerinden biri kuşkusuz.
Film için herkesin bir solukta izleyebileceği filmlerden diyemeyiz belki, fakat izlemeniz için birkaç neden sayabiliriz. Gelin hep birlikte The Shape of Water'a bir şans vermenizi sağlayacak nedenlere göz atalım.
1. Guillermo del Toro
Filmin yönetmen koltuğunda bulunan Guillermo del Toro, The Shape of Water'ın bu kadar çok konuşulmasının nedenlerinden biri elbette. Yönetmen del Toro, filmi neredeyse tek bir tonda seyirciye aktarırken yarattığı atmosfer o kadar ilgi çekici ve heyecanlı ki, izlerken farklı renkleri gözümüz aramıyor.
Kendisinin en bilinen işlerinden biri olan Pan'ın Labirenti'ni izleyip beğenenlerdenseniz bu filmi de en az onun kadar seveceğinizi söyleyebiliriz. Eğer daha önce yönetmenin hiçbir filmini izlemediyseniz The Shape of Water ile güzel bir başlangıç yapabilirsiniz.
2. Oyuncu Kadrosu
Filmin oyuncu kadrosunda Sally Hawkins, Octavia Spencer, Michael Stuhlbarg, Richard Jenkins, Michael Shannon gibi başarılı isimler bulunuyor. Hal böyle olunca filmin seyir zevki de yüksek oluyor. Özellikle Sally Hawkins'in performansı göz dolduran türden.
Filmin 13 dalda Oscar adaylığı olduğunu belirtmiştik. Bu adaylıklar arasında En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu adaylıkları da yer almakta.
3. Dışlanan Hayatlar
The Shape of Water, her ne kadar fantastik türde bir film olsa da filmin merkezinde dışlanma ve ötekileştirme meselesi yer alıyor. Yüzyıllardır kanayan bir yara olarak günümüze kadar gelen en büyük sorunlarımızdan biri de "kendimiz gibi olmayanlar"a karşı tahammülsüzlüğümüz elbette.
Farklılıklarından ötürü toplumdan dışlanan hayatları izlerken etkilenmemek elde değil. Bu konu yalnızca farklı bir canlı üzerinden değil, filmin bütün karakterleri üzerinden ayrı ayrı aktarılıyor izleyiciye.
4. Sanatla İç İçe
Filmin en güzel yanlarından biri de sanatın film içerisine nüanslarla yerleştirilmiş olması. Eliza'nın (Sally Hawkins) komşusu Giles (Richard Jenkins) reklam afişleri çizerek hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır. Resim alanındaki başarısının yanı sıra Eliza ile birlikte izlediği filmler ve film yıldızları hakkında da pek çok bilgiye sahiptir.
The Shape of Water, sinemanın klasiklerine, eski sinema salonlarına ve bugün unutulmaya yüz tutmuş dönemin ünlü simalarına selam göndermeyi ihmal etmemiş bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.
5. Engelsiz Bir Aşk Öyküsü
Diğer nedenler ilginizi çekmediyse, en azından alışılmışın dışında bir aşk hikayesi izlemek için filme bir şans verebilirsiniz. Bir ilişkiye başlamak insanlar için çoğu zaman karmaşık bir süreçken iki farklı "tür"ün arasında yaşanan aşk, aslında engelleri kendi ellerimizle yarattığımızın bir göstergesi niteliğinde.
1. Guillermo del Toro
Filmin yönetmen koltuğunda bulunan Guillermo del Toro, The Shape of Water'ın bu kadar çok konuşulmasının nedenlerinden biri elbette. Yönetmen del Toro, filmi neredeyse tek bir tonda seyirciye aktarırken yarattığı atmosfer o kadar ilgi çekici ve heyecanlı ki, izlerken farklı renkleri gözümüz aramıyor.
Kendisinin en bilinen işlerinden biri olan Pan'ın Labirenti'ni izleyip beğenenlerdenseniz bu filmi de en az onun kadar seveceğinizi söyleyebiliriz. Eğer daha önce yönetmenin hiçbir filmini izlemediyseniz The Shape of Water ile güzel bir başlangıç yapabilirsiniz.
2. Oyuncu Kadrosu
Filmin oyuncu kadrosunda Sally Hawkins, Octavia Spencer, Michael Stuhlbarg, Richard Jenkins, Michael Shannon gibi başarılı isimler bulunuyor. Hal böyle olunca filmin seyir zevki de yüksek oluyor. Özellikle Sally Hawkins'in performansı göz dolduran türden.
Filmin 13 dalda Oscar adaylığı olduğunu belirtmiştik. Bu adaylıklar arasında En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu adaylıkları da yer almakta.
3. Dışlanan Hayatlar
The Shape of Water, her ne kadar fantastik türde bir film olsa da filmin merkezinde dışlanma ve ötekileştirme meselesi yer alıyor. Yüzyıllardır kanayan bir yara olarak günümüze kadar gelen en büyük sorunlarımızdan biri de "kendimiz gibi olmayanlar"a karşı tahammülsüzlüğümüz elbette.
Farklılıklarından ötürü toplumdan dışlanan hayatları izlerken etkilenmemek elde değil. Bu konu yalnızca farklı bir canlı üzerinden değil, filmin bütün karakterleri üzerinden ayrı ayrı aktarılıyor izleyiciye.
4. Sanatla İç İçe
Filmin en güzel yanlarından biri de sanatın film içerisine nüanslarla yerleştirilmiş olması. Eliza'nın (Sally Hawkins) komşusu Giles (Richard Jenkins) reklam afişleri çizerek hayatını idame ettirmeye çalışmaktadır. Resim alanındaki başarısının yanı sıra Eliza ile birlikte izlediği filmler ve film yıldızları hakkında da pek çok bilgiye sahiptir.
The Shape of Water, sinemanın klasiklerine, eski sinema salonlarına ve bugün unutulmaya yüz tutmuş dönemin ünlü simalarına selam göndermeyi ihmal etmemiş bir yapım olarak karşımıza çıkıyor.
5. Engelsiz Bir Aşk Öyküsü
Diğer nedenler ilginizi çekmediyse, en azından alışılmışın dışında bir aşk hikayesi izlemek için filme bir şans verebilirsiniz. Bir ilişkiye başlamak insanlar için çoğu zaman karmaşık bir süreçken iki farklı "tür"ün arasında yaşanan aşk, aslında engelleri kendi ellerimizle yarattığımızın bir göstergesi niteliğinde.
Yorum Bırakın