The Oz Dizisinden Duvara Asılacak Alıntılar

The Oz Dizisinden Duvara Asılacak Alıntılar
  • 0
    0
    0
    0
  • 1997-2003 yıllarında yayınlanmış olan dizi The Oz, Oswald State Correctional Facility adlı bir hapishanede geçen olayları anlatıyor. Pek çok şiddet içerikli sahneyi barındıran sürükleyici ve gerçeklik algısını başarılı bir şekilde işleyen bu dizide değinilen konular çoğu zaman o kadar etkileyiciydi ki dizi bittikten sonra birçoğumuzda büyük bir boşluk hissi yaratmıştı. Adını birçok kez duymuş ve başlama fırsatı bulamamışsanız da henüz geç değil çünkü sizin için seçtiğimiz, ruhumuza dokunan bu alıntılar sizi de etkisi altına alabilir.
    "Kendini acı sona hazırladığını düşündüğün zamanlarda aslında tek yaptığın bir mucizeyi beklemektir."
      “Eğer şairleri dinlerseniz başa gelen kötü olayların hayatı değiştirdiğini söylerler. Sevdiğiniz kadını ya da bacaklarınızı kaybederseniz, içinizdeki güzelliği birden fark edersiniz. Şairler işte bunu söylerler. İşin aslı böyle değildir. Büyük, kötü bir olaydan sonra sadece daha fazla kendiniz olursunuz. Büyük, berbat bir olaydan sonra kim olduğunuzu keşfedersiniz, içinizdekini.”
      "Hadi durma, medyaya yasak koy. Bize kısıtlama getir. Mektuplarımızı sansürle, ağızlarımızı bantla. Ama her zaman doğruyu söyleyecek bir adam olacaktır. Doğruluk duyulacaktır."  
    "Hepimizin problemleri var, çözümsüz problemleri. Sonra birisiyle tanışırız, bizden daha büyük problemleri olan birisi. Veya problemleriyle başa çıkamayan birisi. Ve bir şekilde zayıflıkları bize güç verir. Basit Gerçekler 22 Numara: Birisine yardım edersen kendine yardım edersin."
    "Ama en kötü suç ihanettir."
     
    "Bir erkeğin elinden pek çok şeyi alabilirsin. Sigara, spor, özgürlüğünü, bacaklarını, ama duygularını alamazsın. Duyguları olmaz."
    "Sana Oz’dakilerin masum olduklarını söylemiyorum. Burada bulunma sebeplerinin işledikleri suçlar olmadığını söylüyorum, derilerinin rengi yüzünden buradalar! Eğitimsizlikten, fakir olduklarından dolayı buradalar! Bu ayaklanma sigaranın serbest kalması, eş ziyareti yüzünden değil. Hapishane hayatı yüzünden de değil. Toplumun sorumluluk alması için. Bütün berbat adalet sistemi yüzünden! Daha fazla hapishaneye ihtiyacımız yok, daha büyüğüne, daha iyisine. Daha iyi bir adalete ihtiyacımız var."
     
    "Uyuşturucu aldın değil mi? Kimyasallar vücuduna hücum eder, beynine dolar. Ve duygular, o duyguları istersin tekrar ve tekrar ve tekrar. Ama sana bir şey söyleyeyim. Kederin, suçluluğun, nefretin de müptelası olursun çünkü için ölmüş olsa bile, kötü duygular yaşadığını hissettirir!"
     
    "Birisini öldürmüş bir adamı öldürdüm. Birisini öldürdüm. Belki de ben öldürmemişimdir çünkü tüfeklerden birisini boş veriyorlardı, belki de onu öldürüp öldürmediğimi asla bilemeyeceğim. Belki de bilememek bilmekten daha kötüdür."
     
    "Hareket etmeden düşünmeyi öğrenmen lazım. Hayat buz kıracağı değildir."

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.