The Mandalorian'ın ilk bölümü sonunda yayınlandı. Karşımıza kendi hikayesini ekrana taşıyarak yeni bir
Mandalorian karakteri geldi.
Peki, nasıldı Mandalorian?
Jango Fett ve
Boba Fett ardından gelen boşluğu doldurmak gerekiyordu. Ancak hiçbirimiz son zamanlarda
Disney elindeki
Star Wars markasından ümitli değildik. Bu yüzden,
The Mandalorian dizisine daha çekingence yaklaştık. Fakat Disney endişelerimizi boşa çıkartarak beklediğimizden çok daha iyi bir iş çıkarmış.
Konusu:
Return Of The Jedi'dan 7 yıl sonrasını anlatan bu dizinin zamanında imparatorluk gitmiş, bir
ödül avcısının hikayesiyle baş başa kalmışız. Karakterimizin ilk bölümün, ilk sahnesinde bir ödül için avlanışıyla karşılaşıyoruz. Bu görevden dönüşünde ise ana karakterimize bambaşka bir teklif sunuluyor. Bu teklifin ödülü ise fazlaca büyük. Ancak kendisi, bu yeni görevin biraz tehlikeli olduğunu fark edecek. Sonrası fazlaca spoiler içerdiğinden anlatmıyorum.
Star Wars Evreninden Ne Görüyoruz?
Dizi bize,
imparatorluk sonrasını anlattığı için aslında elinde kurgulamaya çok müsait bir boşluk var. Bu boşluğa çizilen her bir parça da gayet oturaklı gözüküyor. Üstelik spoiler olmasın diye söylemediğim bir detay var ki o gerçekten çok önemli. Çünkü
Yoda'nın ölümünden sonra
onunla alakalı garip şeyler yaşanıyor. Bu
Star Wars ve
Yoda ile alakalı hiç dokunulmamış bir bilinmeyen. Bunların dışında şu an için
Star Wars'a özgü büyük ve yeni detaylar göremiyoruz.
Dizi Hakkında
Pedro Pascal'ın oyunculuğu gayet iyiydi. Bir kaskın arkasından olaylar hakkındaki düşüncelerinizi yansıtmanız yüzünüz olmadan çok zordur.
Pedro Pascal ise bunu başarmış. Sahnelerin akışı, abartılmamış ve tadında mizahı hiç fena değildi. Aksiyon sahnelerini çok yavan bulduğumu itiraf etmeliyim. Bazı sahnelerde kendimi
“Şu hareketi şöyle farklı yapabilirdi.” ya da
“Bunu buradan atlayarak yapamazsın.” derken buldum. Buna rağmen
Space-Western gibi ilginç ve güzel bir fikrin tadı ise bambaşkaydı.
Diziyi izlerken “kovboy filmi” tadı almayan varsa gelsin yorumlara yazsın. Uzayda geçen bir
bilim kurgu dizisinde
vahşi batı tadı almak, çok spesifik bir zevk.
Mandalorian'da bu iki türün sentezinin çok iyi yapıldığını görmek hoşuma gitti. Bazı yerlerde, bazı yaratıkların
CGI olduğuna inanmak istemeyebilirsiniz. Bununla beraber dizinin görsel tasarımını çok beğendim. Bazı sahnelerin renk paleti ve mekân tasarımları “
Star Wars” dokusunu yıllara rağmen koruduğunun göstergesiydi.
Peki Bu Dizi İzlenir Mi?
Star Wars seven ya da sevmeyen herkes izleyebilir bu diziyi. Tıpkı her kurgu evrende ve bu evrende geçen film, oyun veya çizgi romanlarda olduğu gibi bu bir konu evreni.
The Mandalorian da bu konu evreninde bir ödül avcısının hikayesini konu alan bir dizi. Yani
Star Wars'ı çıkardığınızda bir ödül avcısının hikayesi kalıyor elimizde. Bu açıkçası özlenilmiş olduğunu düşündüğüm tarzda bir hikâye. Bu yüzden bu dizinin izlenilir olmasının haricinde herkes tarafından da sevilebilir olduğunu düşünmekteyim.
Yorum Bırakın