The 100'ın Yeni Sezonundan Beklediklerimiz

The 100'ın Yeni Sezonundan Beklediklerimiz
  • 0
    0
    0
    0
  • Kass Morgan'ın aynı adlı kitap serisinden uyarlanan, Jason Rothanberg'ün yapımcılığını üstlendiği, başrollerinde Eliza Taylor ve Bob Morley'i izlediğimiz, The CW için tasarlanan The 100, altıncı sezonuyla dönmeye hazırlanıyor.
    30 Nisan'da yeni sezonuyla dönmesi beklenen dizinin ilk fragmanı ve posteri yayınlandı, sezonun ilk iki bölümüyse beklenmedik bir şekilde sızdı ve yeni sezona dair teoriler konuşulmaya başladı bile.
    Dünyada kalan yaşanabilir son toprak parçası "Eden" için savaşılan beşinci sezonun sonunda, kahramanlarımız Eden'ın yok oluşuyla son çare olarak cryo sleep'i kullanmış, 125 senelik uyku sonunda uyanışlarını görmüştük.
    Monty'nin yıllar boyu yaptığı çalışma sonucu keşfettiği yeni gezegen sıfırdan bir başlangıç için umut olmuş, ilk önce Bellamy ve Clarke'ı uyandıran Monty, kaydettiği video aracılığıyla onlara şöyle seslenmişti: "Umarım Jasper yanılıyordur, umarım problem biz insanlar değilizdir. Umarım oradaki yaşamınız benim buradaki hayatım kadar güzel olur. İyi insanlar olun."
    The 100 evreninde iyi insan kavramı o kadar çok tartışılıyor, hayatta kalma temasıyla o kadar çok çatışıyor ki "iyi" olabilmek oldukça güç bir hal alıyor.
    Her sezon olduğu gibi bu sezon da bu kavramın sorgulanacağını şimdiden tahmin etmek zor değil.
    Fragmandan, posterden ve ilk iki bölümden anlaşıldığı üzere dizinin yeni sezonu bambaşka, izleyicisinin alışık olmadığı bir atmosfere sahip.
    Görsel açıdan çok daha renkli, daha ışıklı. Eski karanlık havasından biraz da olsa çıkmış gibi. Sinematografisi açısından renkli bir hale bürünmüş olsa da konusu her zamanki karanlığından ödün vermeyecek.
    Karakterlerin hem kendileriyle hem de birbirleriyle olan yüzleşmelerine tanık olacağız yeni sezonda. Sezonun sloganı ise "Face your demons."
    Kahramanlarımız, daha önce hiç karşılaşmadıkları bir düşmanla karşılaşıyorlar bu sezon. İçlerindeki şeytanla, korkularıyla, pişmanlıklarıyla, bugüne kadar hayatta kalabilmek ve kendi insanlarını hayatta tutabilmek için yaptıkları şeylerle yüzleşiyorlar.
    Önceki yazımda dizinin karakterlerinin aştıkları sınırları, iyi insan - kötü insan ayrımını, hayatta kalabilme motivasyonu altında yaptıkları şeyleri sorguladıklarından ve bu durumun diziye önemli bir etik katman getirdiğinden bahsetmiştim.
    Yeni sezonda bütün bunlarla "somut" olarak savaşacaklar gibi gözüküyor. Bu sefer düşman dışarıda değil, bu nedenle yenilmesi de hayli zor. Altıncı sezonda dizinin psikolojik gerilim ögeleri arttırılmış, bildiğimiz The 100 havasından biraz da olsa uzaklaşmış diyebiliriz.
    Yeni gezegende güneş tutulmasıyla birlikte yayılan toksinler, havayı soluyan herkesin akli melekelerini kaybetmesine, halüsinasyonlar görerek psikoz haline geçmesine neden oluyor. Tutulma, birbirini seven insanları gerek fiziksel gerekse mental olarak birbirinin canını yakma isteğiyle dolduruyor, en büyük pişmanlıklarını, ikilemlerini gün yüzüne çıkarıyor.
    Fragmanda Octavia'nın yer altında yarattığı arenada, Bloodreina haliyle savaştığını görüyoruz. Octavia'nın bu içsel çatışması sezonun öne çıkan hikayelerinden olacaktır diye düşünüyorum. Fragmandan aldığımız bir diğer ipucuysa Clarke hakkında. İçinde çocukların da bulunduğu, kendilerine yardım eden yüzlerce insanı, halklarını kurtarmak adına öldürmek zorunda kaldıkları Mount Weather'a geri döndüğünü görüyoruz. Bu iç hesaplaşmalar, sezonu oldukça farklı ve ilgi çekici kılacağa benziyor.
    Beşinci sezonda hemen hemen bütün ilişkilerin, altı yıllık boşluk sebebiyle eski dinamiğini kaybettiğini görmüştük. Geçtiğimiz sezonun en büyük problemi buydu bana kalırsa.
    Kamera önünde izleyemediğimiz o altı yıllık zaman atlamasında yeni ilişkilerin doğması, seyircinin bildiği ve sevdiği dinamiklerin bozulması beşinci sezonu zayıf bir sezon yapmıştı. Her şeye rağmen, dalgalı geçen beşinci sezonun ardından yaptıkları oldukça kuvvetli finalle izleyicilerinin büyük kısmını yeni sezon için heyecanlandırmayı başardılar. Yeni sezondan beklenen şeylerden birisi de karakterlerin ilişkilerine biraz daha fazla odaklanılması, zarar gören dinamiklerin eski haline döndürülmesi ve üstünkörü geçilen karakter değişimlerinin biraz daha irdelenmesi.
    Panellerde konuşulanlardan ve yapımcının sözlerinden anladığımız kadarıyla altıncı sezon bir final sezonu olarak tasarlanmamış. Yeni sezonun finalinde de bizi cevaplanmamış pek çok soruyla baş başa bırakacaklar. Dizinin yedinci sezonu için yenilenmesine ise şimdiden kesin gözüyle bakılıyor.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.