Soykırımdan Hayatta Kalanlar: Emanet Çocuklar ve Etnik Tecavüz

Soykırımdan Hayatta Kalanlar: Emanet Çocuklar ve Etnik Tecavüz
  • 0
    0
    0
    0
  • Bu içerik Soner Sancak tarafından seslendirilmiştir. Wannart'a bu katkısından dolayı kendisine bir teşekkürü borç biliriz. Soner Sancak'ı Instagram'dan takip edebilirsiniz. [audio mp3="https://cdn.wannart.com/production/post/2019/12/Soykırımdan-Hayatta-Kalanlar-Emanet-Çocuklar-ve-Etnik-Tecavüz.mp3"][/audio] Dünya, çoğu insanın tahmin ettiğinden çok daha fazla etnik tecavüz ve çok daha fazla soykırıma şahit oldu. Tüm bu yaşananlardan sonra bir iz bırakma gereği duyulduğunda yayımlanan eserlerin günümüzde en çok bilinenleri Anne Frank’ın Hatıra Defteri, Hitler’in Sekreteri, Holokost ve Maus gibi sürekli çok satanlarda görebileceğimiz popüler kitaplardır. Hatıra değeri oldukça yüksek olan ve araştırmalarda sık sık kullanılan bu eserlerin yanı sıra bir de daha fazla insanın hikayesini içeren, direkt olarak soykırımı travmatik yollarla atlatabilmiş kişilerin ağzından yazılan kitaplar da mevcuttur. Bu kitaplardan birisi, soykırım koşullarında hayatta kalmayı başarabilen 23 çocuğun hikayesini anlatan Emanet Çocuklar’dır. Amerikalı yazar ve araştırmacı Jane Marks’ın bu 23 kişiyle birebir görüşerek oluşturduğu bu kitap birçok ödül almıştır.   Emanet Çocuklar, aslında bir topluluk. Yahudi soykırımının gizli tanıkları olarak çocukluk dönemini o dönemde geçiren kişilerin oluşturduğu, hikayelerini paylaştığı ve en sonunda bunları yazılı hale getiren küçük bir grup. Emanet Çocuklar kitabı, ilk olarak 1993 yılında araştırmacı Jane Marks tarafından hazırlanmıştır. Tanıkların çocuklarını anlattığı bu eserde, hem hikayelerin gerçek olması sebebiyle hem de daima bir yardımlaşma söz konusu olduğu için soykırım koşullarını anlamak; o dönemde yaşamayan bizler için daha kolay hale geliyor. Emanet Çocuklar'ın anlatıcılarının çok farklı hikayeleri var. İki sene boyunca lağımda yaşayan, uzun süre komşusunun ahırında gizlice kalan, hiç tanımadığı insanlarla bambaşka ülkelere kaçan onlarca çocuk hikayesini şeffaf bir şekilde anlatarak cesaretlerini tarihsel değeri olan bir kaynağa dönüştürüyorlar. Ve aynı zamanda, bu savaş sırasında yardım aldıkları kişilere olan minnettarlığını yazılı olsa bile daima karşı tarafa iletebiliyorlar. Tam da bu noktada aslında cesaret gösteren tarafın yalnızca savaşı atlatmayı başarabilen Yahudiler olduğunu değil, aynı zamanda onlara yardım eden kişiler de olduğunu görebiliyoruz. Bazı çocukların komşuları, bazılarının yabancı ya da farklı din kökenli dadıları, bazılarının öğretmenleri ve daha birçok çeşitli çevreden insanların, Nazilere karşı onlarca çocuk koruduğuna ve bunu gerçekten hümanist duygularla yaptıklarına şahit oluyoruz. Emanet Çocuklar topluluğunun üyeleri, eski yaşadığı hayattan tamamen uzaklaşsa bile hala hayatta kalmasında emeği geçen herkese karşı sonsuz minnet duyuyor ve aynı hümanistliği hayatlarının her noktasında gösteriyorlar. Emanet Çocuklar gibi, bir savaş ve soykırım sırasında kurtulmayı başarabilenlerin hikayelerini anlattığı 1993 basımı başka bir eser daha var: Etnik Tecavüz. Etnik Tecavüz, Bosna soykırımında (kitapta genel olarak soykırımdan etnik tecavüz olarak bahsediliyor) işkenceye uğrayan, şiddete tanıklık eden ve savaşı yakından gören insanların, çoğunlukla kadınların hikayelerini anlatıyor. Savaşın üzerinden uzun yıllar geçmesine rağmen bunun travmasını tam olarak atlatamamış olan kadınlar, gördükleri muameleyi birebir anlatırken çoğumuzun aklına bile gelmeyecek işkenceleri en ince detayına kadar hatırlıyor. Emanet Çocuklar'ın aksine Bosnalı kadınların büyük bir kısmı savaştan ve toplama kamplarından birinin yardımıyla değil, şanslarıyla ve kendi emekleriyle çıkmış. Bu yüzden hikayelerini anlatırken bu işkencelere tanık etmelerine rağmen hiç yardım etmeyen kişileri çok net bir şekilde hatırlıyorlar. Bu iki kitabın ortak noktası, aslında bakış açılarının benzerliği. Tarih boyunca savaşanlar, savaşı başlatanlar ve bitirenler kronolojik sıralamada değer görse de aslında savaşın gerçek yüzü tam olarak bu hikayelerden oluşuyor. Nereden ve hangi şekilde savaşın geldiğini bilmeyenler, masumlar, şiddetin ne demek olduğunu bilmeyenler bulunduğu koşulların ne olduğunu bile anlamadan bambaşka hayatlara sürüklendiği gibi kimileri de kalmaya ve yaşamaya zorlanıyor. Kadınların ve çocukların her zaman diğerlerine göre ''savunmasız'' görüldüğü için tarihte yer edinmelerine şiddetle karşı çıkılıyor fakat tüm bu hikayelerden anlıyoruz ki, gerçekten cesaret göstermek için ve güçlü olduklarını kanıtlamak için cephede savaşmaya, silah kullanmaya ya da birilerine zarar vermeye gerek yok; tüm bu korkunç koşulların üstesinden gelip yaşamaya devam etmek zaten kişinin hayatında verebileceği en büyük savaş. Bosnalı kadınlar ya da Yahudi çocuklar gerçekten cesaret gösterebilenlerin çok küçük bir kısmını oluşturuyor. Soykırım sürecinde oluşan korkunç hikayeler saymakla bitmeyeceği gibi, aynı zamanda çoğu kişiye travma etkisi yarattığı için üstü kapatılıyor ve bir şekilde ortaya çıkması engelleniyor. Tüm bunlara rağmen cesur anlatıcılar Emanet Çocuklar ve Etnik Tecavüz gibi birçok eserin oluşmasına yardımcı olarak hikayelerini son derece açık bir şekilde paylaşıyorlar ve gelecek nesillerin soykırımın ne olduğunu anlamalarına yardım ediyorlar.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.