Sonbaharın Huysuz Hastalığı: Sad

Sonbaharın Huysuz Hastalığı: Sad
  • 1
    0
    1
    0
  • Sonbaharın tam d içindeyiz. Günler iyice kısaldı. Okuldan ya da işten çıktığımızda tüm gün bitmiştir. Bir yazı da bitirdik. Uzun ve zorlu bir kış geliyor gibi. Bu kışı da bitirebilecek miyiz sizce acaba? Üzerimizde çok ağır bir ağırlık var. Ne bulduk mu yiyoruz ve çoğunlukla da yatıyoruz. Uyumak yorgunluğu asla çözmüyor. Sabah gene yorgunuz. Akşam arkadaşlar güzel bir yemeğe davet etti, bir bahane bulmak ve atlatmak gerek. Bizim dikkatimizi çeken hiçbir aktivite yok şu zamanlar. Günü nasıl bitireceğiz ki? Hiç bilmiyoruz da.

    Bu anlatığım şeylere cevabınız ‘Evet’ ise bir büyük bir sorun var muhtemelen. SAD olmuş olabilirsiniz. Peki SAD nedir? Üzgünsünüz anlamına gelen sad değil bu SAD. Mevsimsel Affektif Bozukluk (SAD) anlamına geliyor. Yukarıda bahsettiğim şeyler ve bu aralar pek çoğumuzun hissettiği ve  yaşadığı durumun tam da sebebidir ‘SAD’. Daha az gelen gün ışığı melatonin hormonunun seviyesini oldukça etkiliyor ve duygusal durumumuz birden bozuluyor. SAD, karmaşık gelişen bir hastalıktır. Beynimizin ruh halini, uykuyu ve iştahı kontrol eden bölümünde olan hormon seviyelerini (melatonin ve serotonin) kontrol eden bölüme, güneşin yavaş yavaş ortadan kaybolmasıyla yaşanan bir durumdur.

    SAD'in belirtileri fazlasıyla çok çeşitlidir ve depresyon, enerji eksikliği, konsantrasyon sorunları , kaygı, endişe, aşırı yemek, libido azalması, sosyal ilişkilerde sorunlar ve ilkbahardaki ani ruh durumu değişiklikleri olabilir veya hipomani (aşırı aktivite) zamanlarını içerebilir. Kısaca güneşin ortadan yokolması bu günlerde bizleri birazcık kötü etkiliyor. Sonuçta güneş yaşamımızda bizim için en az su kadar ciddi bir rol taşıyor. Ruhumuz ve bedenimiz için, güneş her zaman  sudan sonra çok  önemli bir yerde bulunuyor. Güneşin etkisi asla tartışmasız değil mi?

    Güneş asla olmadan yaşam olmaz deriz her zaman. Bu kesinlikle ama kesinlikle doğrudur. Güneşin yaşamsal faktörlerdeki önemi asla ama asla tartışılmamalıdır. Güneşin en iyi bilinen noktası da D vitamini senteziyle ilgili olmasıdır. Ama çok daha fazlası da var. Örneğin: Kırmızı ışık, yaşlanmayla birlikte gelen göz dibi değişiklikleri, dizlerde oluşan osteoartroz, soğuk yanıkları, hipotiroidizm, beyin hasarı sonrası algı bozuklukları gibi, selülit, saç dökülmesi ve fibromiyaljide etkin kullanılmaktadır. Mavi ışığın ise akne ve antibiyotiğe dirençli enfeksiyonlarda etkili olan sonuçları var. Güneşin tam spektrum beyaz ışığı ise kan akışını güzelce artırmakta, antikor üretimini tetiklemekte ve vücuttaki inflamasyonu oldukça azaltmakta. Gördüğünüz gibi hastalıkların nedenlerini ve tedavisi her zaman doğada var. Güneş bizim her zaman olmazsa olmazımız. Ancak vücudumuz ve ruhumuz güneşin ortadasn kaybolmasına alışana kadar çok kısa bir süre SAD hastalığı ile savaşıyor olacağız.

    Kaynak: 1, 2, 3


    Yorumlar (1)
    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.