Şöhretin Kapısını Aralayan Albüm: The Doors

Şöhretin Kapısını Aralayan Albüm: The Doors
  • 6
    0
    0
    0
  • Albüm incelemelerinin üçüncü bölümünde efsanevi Amerikalı Rock müzik grubu The Doors’un, kendilerini dünyaya tanıtan albümleri olan ve grupla aynı adı taşıyan The Doors albümünü ele alacağız. The Doors grubu, 1965 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Kaliforniya eyaletinde, Los Angeles’ta kurulmuş bir Rock grubudur. Jim Morrison’ın vokalliğini, Robby Krieger’ın gitaristliğini, Ray Manzarek’in piyanistliğini, John Densmore’un davulculuğunu yaptığı grup, ağırlıklı olarak Psikedelik Rock, Acid Rock, Blues Rock türlerinde eserler kaydetti. 1965 yılında başlayan serüvenleri 1971 yılında grubun vokali Jim Morrison'ın ölümüyle bitse de grup bu 6 yıl içerisinde müzik dünyasında büyük ses getirmiş ve önemli albüm, tekli, turnelere imza atmışlardır. Grubun adı, Cesur Yeni Dünya kitabıyla bilinen ünlü yazar Aldous Huxley'in meskalin adlı uyuşturucu bir maddeyle yaşadığı gerçek deneyimlerini anlattığı Algı Kapıları (Doors of Perception) isimli kitaptan esinlenerek kondu. Grubun çıkardığı albüm ve şarkıların yanı sıra, yaşadığı skandallarla da ön plana çıkmaktaydı. Özellikle de grup vokaliste Jim’in aşırı alkol tüketimi ve taciz vakalarına adının karıştığı New Haven ve Miami konserleri sonrası, grubun Amerika’daki 21 eyalette sahneye çıkması yasaklandı. Grup altı yıllık kariyerinde tam sekiz stüdyo albümüne imza attı. Çıkış albümleri olan ve hikayesine değineceğimiz The Doors dışında, Özellikle de L.A Woman albümüyle tüm listeleri sarsmayı başardı. Çıkardığı on sekiz tekli arasında da grupla özdeşleşen Light My Fire’ın yanı sıra, ünlü yönetmen Francis Ford Coppola’nın Apocalypse Now filminin soundtrack listesinde yer alarak daha da çok dinlenilen The End gibi ünlü teklileri yer almakta. Ayrıca Y kuşağının Need For Speed adlı konsol oyunundan bildiği Riders on the Storm’da grubun ünlü teklileri arasında yer almakta. Bu kısa kariyerlerindeki başarılı işleri ve skandallarıyla tüm dünyada geniş bir hayran kitlesi edinen grubun, ilk ve en popüler albümleri olma şerefine erişen albümleriyse The Doors oldu. The Doors albümü, 4 Ocak 1967 tarihinde, Paul A. Rothchild yapımcılığında piyasaya sürüldü. Albüm on bir şarkıdan ve toplam 44:48 dakikadan oluştu. Şarkıların çoğunun sözlerini vokal Jim Marrison’ın yazdığı, bestelerini ise ağırlıklı olarak piyanist Ray Manzarek’in yaptığı albüm, Psikedelik Rock türündeydi. Kayıtları 24-31 Ağustos 1966 yılında tamamlanan albüm yaklaşık altı ay geç çıktı. Bunun nedeniyse, o yıl içinde ünlü İngiliz grup The Beatles’ın Rubber Soul ve Rovolver albümlerinin müzik piyasasını kasıp kavurmasıydı. Yeni yılda müzik listelerinin yenilenmesini ve biraz daha rahatlamasını bekleyen grup, bu hamlesiyle albümün ön plana çıkmasına bir hayli yardımcı oldu. Albüm, Bilboard ve Rolling Stones dergilerinin listelerine üst sıradan girerek birinci sıraya kadar yükseldi. Albüm içinde, grupla özdeşleşen ve tekli olarak çıktığında haftalarca birinci sıradan inmeyen Light My Fire ve uzunca bir şarkı olup, oidipus kompleksi içerikli sözleriyle tartışma yaratan The End'i barındırmaktadır. Albümün lansman konserleri, West Hollywood California'da sahne aldıkları Whisky a Go Go ve London Fog isimli performans kulüplerinde gerçekleşti. Albümün tanıtımı ve grubun sahne performansının izlenmesi açısından önemliydi. Çünkü buradaki performansları, Amerika genelinde bir turne talebine neden oldu. Albüm bir anda listelerde baş gösterip bir anda popüler olunca tüketimi de hızlı oldu. Konserler, lansmanlar ve teklilerin yayınlanması arka arkaya oldu. Grup aynı yıl içinde bir de Strange Days albümünü çıkarınca, albümün etki süresi beş ay ile sınırlı kaldı. Albümün ilginç yanlarından biriyse çıkan teklilere resmi bir klip çekilmemesi oldu. Video kliplerin sınırlı olduğu, daha çok radyoda şarkıların tüketildiği yıllarda, grup daha çok canlı performans kayıtlarını video klip olarak kullandı. Albüm 2012 yılına kadar dünya genelinde, farklı formatlarda 22 milyon kopya satarak, müzik tarihinin en çok satan albümleri sıralamasındaki yerini aldı. Ayrıca albüm 2012 yılında, müzik piyasasına yöne veren Rolling Stones Dergisi’nin uzun bir çalışma sonrası hazırladığı ‘tüm zamanların en iyi 500 albümü’ listesinde kendisine 42. sıradan yer buldu. 2015 yılındaysa Amerikan Kongre Kütüphanesi, The Doors albümünü kültürel, sanatsal ve tarihsel değerlerinden dolayı ulusal ses arşivine kabul etti. Albüm, çoğu otorite tarafından liste başarısı, konserleri ve turnesi, parçaları, kapak tasarımı ve imajıyla dünya müzik tarihinin en iyi stüdyo albümlerinde biri olarak, grubunsa en iyi çalışması olarak görülmektedir. 50. yılını geçtiğimiz yıl geride bırakan albümü dinelemeyenler için, baştan sona bir kulak verilmesini kesinlikle tavsiye ederim.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.