Şirketlerin Gölgesinde Yarışanlar: Ford v Ferrari

Şirketlerin Gölgesinde Yarışanlar: Ford v Ferrari
  • 0
    0
    0
    0
  • Spor dalları, içlerinde barındırdıkları rekabet, mücadele ve takım çalışması gibi güçlü temalar yüzünden sinema filmlerine ve dizilere sıkça konu olmaya devam ediyorlar. Bu dallardan biri de hiç şüphesiz motor sporları. İnsanın doğasında bulunan rekabet duygusunun en yoğun hissedildiği sporlardan biri olan araba yarışları, yakın zamanda deneyimli yönetmen Ron Howard’ın Rush’ıyla (2013) beyaz perdede kendine yer bulmuştu. Bu yazıda ise, yine bu sporu konu alan ve yönetmen koltuğunda James Mangold’un oturduğu, Ford v Ferrari filmini incelemeye çalışacağım. Yapımın senaryosunda; Jez Butterworth, John-Henry Butterworth ve Jason Keller’in imzası bulunuyor. Oyuncu kadrosunda ise; Matt Damon, Christian Bale, Jon Bernthal, Caitriona Balfe, Josh Lucas, Noah Jupe ve Tracy Letts gibi isimler yer alıyor. Carroll Shelby (Matt Damon), kalp rahatsızlığı yüzünden kendisini işin arka planına almak zorunda kalan eski bir araba yarışçısıdır. Yarışçısı Ken Miles’la (Christian Bale) beraber, ufak müsabakalarda yer almaktadırlar. Maddi olarak eski gücünde olmayan ve iflas bayrağını çekmek üzere olan Ford şirketi, çıkış yolunu araba yarışlarında şampiyonluk elde etmekte görerek bu ikilinin kapısını çalar ve bu durum farklı olaylara yol açar. Bu süreçte, Carroll ve Ken’in arkadaşlıkları sınanacak ve üst düzeyde yaşanan şirket rekabetinin altında ezilmemeye çalışacaklardır. Motor sporları, doğalarındaki çekişme ve hız duyguları sayesinde, sinema için oldukça elverişli bir kaynak. Girl, Interrupted (1999), Identity (2003) ve Logan (2017) gibi, farklı türlerin başarılı temsilcilerine imza atan deneyimli sinemacı James Mangold da, bunu kendisinden beklendiği gibi ustaca kullanmış. Farklı karakter özelliklerine ve arka planlara sahip olan Carroll Shelby ve Ken Miles ikilisinin gerçeklere dayanan dostluk öyküsünü, etkileyici bir şekilde aktarmayı başarmış. Acımasız şirket savaşlarının etkisiyle, ilişkileri sınavlardan geçen ve dönüşen karakterler boyutlandırılmış. Bu noktada sadece, filmin iki buçuk saatlik upuzun süresine rağmen, dostluklarının nasıl oluştuğuna neredeyse hiç değinilmemesi eleştirilebilir. Zıt özelliklere sahip bu karakterlerin, farklı oyunculuk stillerine sahip iki oyuncu tarafından canlandırılması da ilginç olmuş. Bu noktada kazanan, elverişli ve delişmen rolünün de katkısıyla Christian Bale olmuş. Geçirdiği fiziksel değişimle yine şaşırtan oyuncunun, Oscar ödüllerinde en azından adaylıkla onurlandırılması bekleniyor. Dönemin politik arka planına neredeyse hiç değinilmeyen filmin adından da anlaşılacağı üzere, Ford ve Ferrari özelinde olduğunu ama neredeyse her alanda yaşanan şirket savaşlarına da eleştiriler getirdiğini görüyoruz. Filmin dramatik finali itibariyle bu eleştiri yerine ulaşsa da Amerikan Ford şirketine geniş bir yer ayrılan filmde, karşısına rakip olarak konumlandırılan Ferrari, tümüyle karikatürleştirilerek es geçilmiş. Toplu üretim yerine, prestiji ve özel işçiliği yeğleyen bir ticari anlayış benimseyen şirketin başındaki Enzo Ferrari, tuhaf ve eksantrik bir düşman olarak resmedilmiş. ford vs ferrari ile ilgili görsel sonucu Filmin büyük bölümünü kaplayan araba yarışı sahneleri, görüntü yönetimi ve kurgu çalışmasının desteğiyle, konuyla en ilgisi olmayan seyirciyi bile heyecanlandırabiliyor. 1960’ları başarıyla yansıtan sanat yönetimi ve kostümler de, bu ölçekte bir Hollywood filminden beklediğimiz kadar iyi. Ford v Ferrari, türe yenilikler getirmese de teknik yetkinliği, karakter odaklı yapısı ve başarılı oyunculuk performanslarıyla; sadece araba yarışı hayranlarını değil, tüm sinemaseverleri belli oranda tatmin edebilecek, kaliteli bir seyirlik.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.