Silent Hill Karakter Analizi: Angela Orosco

Silent Hill Karakter Analizi: Angela Orosco
  • 0
    0
    0
    0
  •   Uyarı: Bu yazımız da Silent Hill 2 ile ilgili tat kaçırıcı spoilerlar bulunabilir. Uyarıldınız! Uyarı 2: Bu yazımız cinsel istismar, şiddet, intihar gibi ağır konular barındırır. Hassas okuyucularımızın okumaması tavsiye edilir.    İlk olarak mezarlıkta karşılaştığımız, on dokuz yaşındaki Angela Orosco; gel-gitli ruh hali, ürkek ve şüpheci tavırları onu anlaması zor ve anlaşması güç bir karakter yapıyordu. Ancak zamanla kendisini tanıyıp, bazı noktaları kafamızda birleştirince, trajedik hikayesi gün yüzüne çıkıyordu.

    İsmi

    Angela ismi Yunanca kökenli olan angelos kelimesinden gelir. Anlamı ''Tanrı’nın elçisi’’dir. Bu sebeple kendisinin meleği temsil ettiğini düşünebiliriz.  

    Bir Meleğin Cehennemde İşi Ne?

    Silent Hill 2; cinayet, şiddet ve taciz konularını üç karakterden (James, Eddie ve Angela) işleyen bir yapım. Bu üç karakter de cinayetten suçlu (?) bulundukları için Sessiz Tepe’deler. Ancak Angela’nın yaptıkları diğerlerinin aksine bencillik ve saf nefretten doğmuyordu. Çocukluğundan beri öz babası, Thomas Orosco tarafından şiddet ve tecavüze maruz kalıyordu. Annesi tarafından da sürekli ‘’Bu yaşadıklarını hak ediyorsun!’’ gibi söylemlere maruz kalınca, ne yazık ki Angela bu durumu içselleştirmeye başlamıştı. Bir süre sonra da annesi evden kaçtı. Kaçma sebebinin kesin bir nedeni yok, ancak annenin de Thomas Orosco tarafından şiddet ve baskıdan dolayı kaçmış olduğunu düşünebiliriz.   Babası ve kardeşiyle baş başa kalan Angela, sıkıcı bir restoran da garsonluk yapmaya başlar. Aldığı gülünç maaş, fazladan yaptığı mesailer, iğrenç et kokusu ve onu taciz eden müşteriler. Midesi bulanır Angela’nın, iğrenir her şey ve herkesten. İntihar etmeyi dener ancak başarısız olur. Doktoruna her şeyi anlatır fakat aldığı tek geri dönüş, reçetede yazılan antidepresandır. Bunu da içine atar Angela. Gün geçtikçe babasının uyguladığı şiddet ve taciz artar. Üstelik kardeşi de babasına katılmıştır artık. Liseyi bitirdikten sonra son bir çare olarak evden kaçmayı denese de, başarısız olur. Bir gece yarısı yaşadığı öfke patlamasıyla, mutfak bıçağını kaptığı gibi babasının boğazını keser. Defalarca göğsünden bıçakladıktan sonra, hiçbir şey olmamış gibi evden çıkar ve annesini Sessiz Tepe kasabasında aramaya başlar. Kardeşini öldürüp öldürmediği meçhuldür.  

    Görünüşü

    Angela, bej rengi boyunlu bir kazak ve kırmızı tonlarına sahip kahverengi bir pantolan giyer. Neredeyse tüm vücudunu kaplayan giysileri onun için bir kalkan görevi görür. Sürekli maruz kaldığı cinsel istismar ve aldığı fiziksel yaraları kapatmak için doğrudan bağlantılı olabilir.                      

    Vücut Dili

    Başta da belirttiğimiz gibi Angela’nın hareketleri gergin ve şüpheci. Kararsız bir şekilde ileri geri gitmesi, karşısındaki kişiyle arasına mesafe koyması ve göz bağı kurmaktan kaçınması geçmişindeki acı travmaların göstergesi olabilir. Konuşurken de sürekli kendini tekrar etmesi, kekelemesi ve ses tonunu ayarlayamaması davranışlarıyla orantılıdır. Yaptığı şeyleri açıklama hissi taşıması ya da yalan söylediği düşünüldüğünde sert çıkışmaları, James ile olan diyaloglarında görülür. Yine buradan yola çıkarak geçmişinde; kendisine inanılmadığı ve yalan söylediği düşünüldüğü görülebilir. -Uzak dursan daha iyi olur.

    Mezarlık, Aynalı Oda, Abstract Daddy ve Yanan Merdiven

    İlk olarak Sesiz Tepe’nin dışında kalan mezarlıkta gördük kendisini. O da aynı James gibi kasabaya girmek yerine önce mezarlığa uğramıştı. Bizlere ölümlü olduğumuzu ve kayıplarımızı hatırlatan bu rahatsız edici mekanda oyalanıyor gibiydi. İkinci olarak büyük bir aynaya sahip odada karşılaştık kendisiyle. Mezarlıkta yanında görmediğimiz, kanlı bir bıçak taşıyordu. -Ah... Sensin. Aynalar gerçeği göstermez. Biz neyi görmek istersek onu gösterir. Fiziksel olmaktan öte, bu bir gerçeğin yanlış olana çarpıtılmış hali de olabilir. Silent Hill 2’deki karakterlerin en büyük derdi olduğu konu da budur zaten. Gerçeği kabul etmeyip hatırlamazlar ve kendilerini yanlış olana hapsederler. Bu yüzden karakterler aynaya baktıklarında kendi benliklerini görmezler. Ancak bu sahnede Angela, aynaya baktığı sürece yaptıklarının farkındadır. James’e olan ürkekliği gitmiş, kendinden emin bir şekilde işlediği suçlardan bahsedebilir hale gelmiştir. Mezarlıkta göremediğimiz bıçağı, ilk kez bu oda da görüyorduk. Bunun da sebebi mezarlıkta; işlediği cinayeti bastırıp, unutması olabilir. Bıçağı James’e verdiği zaman tekrar annesini arayıp, eski ruh haline geri dönmesi; bıçağın, babasını öldürürken kullandığı suç aleti olduğu anlaşılır. Üçüncü ve sona geçmeden önce karakterle ilgili bahsetmemiz gereken bir yaratık var o da:

    Abstract Daddy

    Silen Hill evreninde en rahatsız edici yaratıklardan biri olan Abstract Daddy ya da ‘’İdeal Baba’’, Angela’nın karanlık geçmişini sembolize eder. Canavar, bir yatak üzerinde iki figürü betimliyor. Büyük olan figürün, çığlık atan küçük figürün üstünde durması, odadaki deliklerden sürekli pistonların girip çıkması Angela’nın geçmişinde yaşadığı cinsel istismarı anlatıyor. James ile canavarı öldürdüğümüz zaman, Angela’nın yaratığa içini kusması (tekmelemesi, televizyon fırlatması vs.) onu bir nebze rahatlatmış gibi gözükse de, her zaman içindeki korkmuş ve şiddete uğramış çocuğu rahatlatamayacağını biliyordu. Gelelim Angela ile diyalog kurabildiğimiz son yere; Lakeview Hotel’deki yanan merdiven. Artık ne korkuyor ne de endişeleniyor. Hatta merdivenin birkaç basamak üstünde, dimdik durup, göz bağı kurarak konuşuyor, James ile. Gerçeği kabullenmiş, verdiği bıçağı geri istiyor ondan. Ancak gerçekler acı ve bu gerçeklerle yaşayamayacağını da biliyor.  

    İntihar Düşünceleri

      James ve Angela, stresli ve acı geçen geçmişlerine tepki olarak yakınlarını öldürdü. James’in ki bencillikten olsa da Angela’nın ki zorunluluktu. Aynalı oda da, Angela James’e aslında aynı olduklarını söylediğinde, James’in verdiği aşırı tepki, gerçeği kabul etmek istememesindendi. İkisi de bastırdıkları gerçeklerin ortaya çıkmasından, olayların kontrol dışı ilerlemesinden korkuyorlardı. Ancak Silent Hill olgusunun işleniş biçimi tam da korktukları gibidir. Tek kurtuluş yolu ise söyledikleri yalanların, işledikleri suçları kabul etmektir. Ancak şöyle bir husus var ki Angela’nın kabul ettiği suç babasını öldürmesi değildi. Angela hiçbir zaman babasını öldürdüğünü bize söylemez. Oyuncu, oyundaki ipuçlarını birleştirerek olayı aydınlatır. Dolayısıyla onun suçu yaşadığı cinsel istismar ve şiddeti hak ettiğini düşünmesiydi. Angela aslında iyi bir insan, aldığı zor kararların dış etkenlere bağlı olduğunu biliyoruz. Peki Sessiz Tepe onu neden çağırdı? Bunun kişiden kişiye değişen bir sürü nedeni olabilir. Ancak bize göre bu kısır döngüden çıkacak tek bir yol görüyordu: o da intihar. Kasaba onu cezalandırmak için çağırmadı, yıllardır bulamadığı huzuru bulması için çağırdı. Sessiz Tepe kapılarını, onu cehenneminden alıp cennetine götürmek için açmıştı. Yanan merdivenli oda da, James ile son bir kez iletişim denemesi yaptı ve ardından ızdırap dolu ateşi arkasında bırakarak, ağır ağır çıktı merdivenlerden.

    James: Burası cehennem kadar sıcak.

    Angela: Sen de görüyor musun? Benim için... Bu hep böyle.

    Kaynak: 1

     

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.