Şiirden Şarkıya Dönüşmüş 15 Muhteşem Beste I

Şiirden Şarkıya Dönüşmüş 15 Muhteşem Beste I
  • 1
    0
    0
    0
  • Yazınsal anlatımlar arasında duyguların damıtılarak en yoğun halini aldığı türdür şiir. Edebiyatımız bu konuda oldukça zengindir. Cemal Süreya, Özdemir Asaf, Attila İlhan, Nazım Hikmet... Şiir günümüze yaklaştıkça uyak, redif, dize gibi kalıplardan uzaklaşıp özgürleşmiş ve bu özgürleşme de şiiri melodiye yatkın hale getirmişti. Bu yatkınlık duygu yüklü birçok muazzam şiirin beste haline gelmesine de vele olmuştur. İşte bu eserlerden bazılarını sizler için derledik. Keyifli dinlemeler, şiirle kalın! 1. Attila İlhan - Ayrılık Da Sevdaya Dahil: "rüzgâr uzak karanlıklara sürmüş yıldızları mor kıvılcımlar geçiyor dağınık yalnızlığımdan onu çok arıyorum onu çok arıyorum her yerinde vücudumun ağır yanık sızıları bir yerlere yıldırım düşüyorum ayrılığımızı hissettiğim an demirler eriyor hırsımdan ay ışığına batmış karabiber ağaçları gümüş tozu gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar yaseminler unutulmuş tedirgin gülümser çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili hiç bir anı tek başına yaşayamazlar her an ötekisiyle birlikte her şey onunla ilgili telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar gittikçe genişleyen yakılmış ot kokusu yıldızlar inanılmayacak bir irilikte yansımalar tutmuş bütün sahili çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var öyle vahşi bir tat ki dayanılır gibi değil çünkü ayrılık da sevdaya dahil çünkü ayrılanlar hala sevgili yalnızlık hızla alçalan bulutlar karanlık bir ağırlık hava ağır toprak ağır yaprak ağır su tozları yağıyor üstümüze özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır eflatuna çalar puslu lacivert bir sis kuşattı ormanı karanlık çöktü denize yalnızlık çakmak taşı gibi sert elmas gibi keskin ne yanına dönsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin kapını bir çalan olmadı mı hele elini bir tutan bilekleri bembeyaz kuğu boynu parmakları uzun ve ince sımsıcak bakışları suç ortağı kaçamak gülüşleri gizlice yalnızların en büyük sorunu tek başına özgürlük ne işe yarayacak bir türlü çözemedikleri bu ölü bir gezegenin soğuk tenhalığına benzemesin diye özgürlük mutlaka paylaşılacak suç ortağı bir sevgiliyle sanmıştık ki ikimiz yeryüzünde ancak birbirimiz için varız ikimiz sanmıştık ki tek kişilik bir yalnızlığa bile rahatça sığarız hiç yanılmamışız her an düşüp düşüp kristal bir bardak gibi tuz parça kırılsak da hala içimizde o yanardağ ağzı hala kıpkızıl gülümseyen -sanki ateşten bir tebessüm- zehir zemberek aşkımız " 2. Attila İlhan - Mahur Beste:

    "Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız

    Bir yangın ormanından püskürmüş genç fidanlardı Güneşten ışık yontarlardı, sert adamlardı Hoyrattı gülüşleri aydınlığı çalkalardı Gittiler akşam olmadan ortalık karardı Bitmez sazların özlemi daha sonra daha sonra Sonranın bilinmezliği bir boyut katar ki onlara Simsiyah bir teselli olur belki kalanlara Geceler uzar hazırlık sonbahara" 3. Attila İlhan - Böyle Bir Sevmek: "Ne kadınlar sevdim zaten yoktular Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir Azıcık okşasam sanki çocuktular Bıraksam korkudan gözleri sislenir Ne kadınlar sevdim zaten yoktular Böyle bir sevmek görülmemiştir Hayır sanmayın ki beni unuttular Hala ara sıra mektupları gelir Gerçek değildiler birer umuttular Eski bir şarkı belki bir şiir Ne kadınlar sevdim zaten yoktular Böyle bir sevmek görülmemiştir Yalnızlıklarımda elimden tuttular Uzak fısıltıları içimi ürpertir Sanki gökyüzünde bir buluttular Nereye kayboldular şimdi kim bilir Ne kadınlar sevdim zaten yoktular Böyle bir sevmek görülmemiştir" 4. Attila İlhan - Gece Buluşması:
    "Sen İstinye'de bekle ben buradayım İçimde köpek gibi havlayan yalnızlığım Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git Çünkü ben buradayım karanlıktayım Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor Şarabım bütün ekşi suyum soğuk Yanımda olmadın mı seni seviyorum Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin Gece yarıları telefon ettin mi hiç Karanlık adamlar hüviyetini sordu mu Ben senin olmadığını arıyorum Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git Yabancı gibisin miyop gözlerin kısık Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor Sana ait ne varsa hiçbiri benim değil Belki ölmek hakkımı kullanıyorum Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git"
    5. Attila İlhan - Ağustos Çıkmazı: "Beni koyup koyup gitme, n'olursun Durduğun yerde dur Kendini martılarla bir tutma Senin kanatların yok Düşersin yorulursun Beni koyup koyup gitme, n'olursun Bir deniz kıyısında otur Gemiler sensiz gitsin bırak Herkes gibi yaşasana sen İşine gücüne baksana Evlenirsin, çocuğun olur Beni koyup koyup gitme, n'olursun Elimi tutuyorlar ayağımı Yetişemiyorum ardından Hevesim olsa param olmuyor Param olsa hevesim Yaptıklarını affettim Seninle gelemeyeceğim Beni koyup koyup gitme Ne olursun..." 6. Sabahattin Ali - Eskisi Gibi: "Seneler sürer her günüm, Yalnız gitmekten yorgunum; Zannetme sana dargınım, Ben gene sana vurgunum. Başkalarına gülsem de, Senden uzakta kalsam da, Sevmediğini bilsem de Ben gene sana vurgunum. Dağları aşınca başım, Geri kaldı her yoldaşım, Gel sevgilim, gel kardaşım, Ben gene sana vurgunum. Gönlüm seninkine yardı, Aynı şeyleri duyardı; Ayaklarımız uyardı... Ben gene sana vurgunum." 7. Sabahattin Ali - Mapushane Türküsü: "Başın öne eğilmesin Aldırma gönül aldırma Ağladığın duyulmasın Aldırma gönül, aldırma Dışarda deli dalgalar Gelip duvarları yalar Seni bu sesler oyalar Aldırma gönül, aldırma Görmesen bile denizi Yukarıya çevir gözü Deniz dibidir gökyüzü Aldırma gönül, aldırma Dertlerin kalkınca şaha Bir sitem yolla Allah'a Görecek günler var daha Aldırma gönül, aldırma Kurşun ata ata biter Yollar gide gide biter Ceza yata yata biter Aldırma gönül, aldırma" 8. Sabahattin Ali - Çocuklar Gibi: "Bende hiç tükenmez bir hayat vardı Kırlara yayılan ilkbahar gibi Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı Göğsümün içinde ateş var gibi Bazı nur içinde, bazı sisteyim Bazı beni seven bir göğüsteyim Kah el üstündeydim, kah hapisteydim Her yere sokulan bir rüzgar gibi Aşkım iki günlük iptilalardı Hayatım tükenmez maceralardı İçimde binlerce istekler vardı Bir şair, yahut bir hükümdar gibi Hissedince sana vurulduğumu Anladım ne kadar yorulduğumu Sakinleştiğimi, durulduğumu Denize dökülen bir pınar gibi Şimdi şiir bence senin yüzündür Şimdi benim tahtım senin dizindir Sevgilim, saadet ikimizindir Göklerden gelen bir yadigar gibi Sözün şiirlerin mükemmelidir Senden başkasını seven delidir Yüzün çiçeklerin en güzelidir Gözlerin bilinmez bir diyar gibi Başını göğsüme sakla sevgilim Güzel saçlarında dolaşsın elim Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim Sevişen yaramaz çocuklar gibi" 9. Sabahattin Ali - Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz: "Sene 1341 nefsime uydum Sebep oldu şeytan bir cana kıydım Katil defterine adımı koydum Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz Sen üzülme anam dertlerim çoktur Çektiğin çilenin hesabı yoktur Yiğitlik yolunda üstüme yoktur Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz Çok zamandır çektim kahrı zindanı Bize de mesken oldu Sinop’un hanı Firar etmeyilen buldum amanı Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz Sinop kalesinden uçtum denize Tam üç gün üç gece göründü Rize Karşıki dağlardan gel oldu bize Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz Bir yanımı sardı müfreze kolu Bir yanımı sardı Varilcioğlu Beş yüz atlı ile kestiler yolu Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz" 10. Sabahattin Ali- Leylim Ley: "Döndüm daldan düşen kuru yaprağa Seher yeli dağıt beni kır beni Götür tozlarımı buradan uzağa Yarin çıplak ayağına sür beni Aldım sazı çıktım gurbet görmeye Dönüp yare geldim yüzüm sürmeye Ne lüzum var şuna buna sormaya Senden ayrı ne hal oldum gör beni Ayın şavkı vurur sazım üstüne Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne Ay bir yandan sen bir yandan sar beni Yedi yıldır uğramadım yurduma Dert ortağı aramadım derdime Geleceksen bir gün düşüp ardıma Kula değil yüreğine sor beni"   11. Nazım Hikmet Ran - Herkes Gibisin: "Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor Onlardan kalbime sevda geçmiyor Ben yordum ruhumu biraz da sen yor Çünkü bence şimdi herkes gibisin Yolunu beklerken daha dün gece Kaçıyorum bugün senden gizlice Kalbime baktım da işte iyice Anladım ki sen de herkes gibisin Büsbütün unuttum seni eminim Maziye karıştı şimdi yeminim Kalbimde senin için yok bile kinim Bence sen de şimdi herkes gibisin" 12. Nazım Hikmet Ran- Ceviz Ağacı: "Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında, budak budak, serham serham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında, Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril. Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil Yapraklarım ellerimdir tam yüz bin elim var, Yüz bin elle dokunurum sana, Istanbul'a. Yapraklarım gözlerimdir.Şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, Istanbul'u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane parkında, Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında" 13. Nazım Hikmet Ran - Geberiyorum : "Geçip gitmiş günler gelin Rakı için sarhoş olun Islıkla bir şeyler çalın Geberiyorum kederden. İlerideki güzel günler Beni görmeyecek onlar Bari selam yollasınlar Geberiyorum kederden. Başladığım bugünkü gün Yarıda kalabilirsin, Geceye varmadan yahut Çok büyük olabilirsin." 14. Nazım Hikmet Ran - Mavi Liman: "Çok yorgunum, beni bekleme kaptan. Seyir defterini başkası yazsın. Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman. Beni o limana çıkaramazsın..." 15. Nazım Hikmet Ran- Seni Düşünmek: "Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey, Dünyanın en güzel sesinden En güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey... Fakat artık ümit yetmiyor bana, Ben artık şarkı dinlemek değil, Şarkı söylemek istiyorum."      

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.