Seyreltilmiş Hayalet: Alita: Battle Angel

Seyreltilmiş Hayalet: Alita: Battle Angel
  • 0
    0
    0
    0
  • Robert Rodriguez, sadece 7 bin dolara mal ettiği El mariachi’den (1992) beri düşük bütçelerle tür filmleri çeken bir yönetmen olarak tanınıyor. 90’larda yükselişe geçen Amerikan sinemasının mimarlarından birine dönüşen sinemacı, Desperado (1995), From Dusk Till Dawn (1996) ve Sin City (2005) gibi filmlerle yıldızlaşmıştı. En iyi filmi olan devrimsel çizgi roman uyarlaması Sin City’nin ardından yakın arkadaşı Quentin Tarantino ile birlikte korku türündeki iki film birden projesi Grindhouse’a (2007) imza atmıştı. Sinemacı şimdi ise popüler sinemanın kitabını yazmış olan usta sinemacı James Cameron’ın 20 yıllık rüya projesi Alita’nın yönetmen koltuğunda. Yukito Kishiro’nun 1993 tarihli Gunnm isimli grafik romanından uyarlanan Alita: Battle Angel 15 Şubat itibariyle vizyonda olacak. Filmin senaryosunda Rodriguez ve Cameron’un dışında Laeta Kalogridis’in de imzası bulunuyor. Alita’yı Rosa Salazar’ın canlandırdığı filmin oyuncu kadrosunda; Christoph Waltz, Jennifer Connelly, Mahershala Ali, Ed Skrein, Jackie Earle Haley ve Keean Johnson gibi isimler yer alıyor. Filmin konusu kısaca şöyle özetlenebilir; 300 yıl önce yaşanan bir savaşın ardından kıyamet kopmuştur ve bildiğimiz dünyadan eser kalmamıştır. Dünyanın uydusu olan ve sadece üst zümredekilerin yaşadığı yapı ise enerjisini kullanarak gezegeni sömürmektedir. Dr. Dyson Ido, fiziksel hasar alan cyborgları tedavi etmektedir. Bir gün hurdalıkta malzeme toplarken bir cyborg kafası bulur. Zihin bölgesinin hasar almadığını fark edince onu evine götürüp ölen sakat kızı için hazırladığı gövdeyle birleştirir. Kızının adını alan Alita, genç bir kızın beynine sahiptir ve zaman ilerledikçe hatıraları belli belirsiz parçalar halinde görünmeye başlar. 300 yıl önceki savaşta kilit bir önemi olduğunu anlayan Alita, uyduya çıkmak istemektedir. Bunun için motor yarışında birinci olmak zorundadır. Ürettiği Terminator serisiyle robot hikayelerinin sinemada ciddiye alınmasını ve yüksek bütçeleriyle göz kamaştıran işlere dönüşmesini sağlayan James Cameron’ın yirmi küsür yıldır kafasında olan bir proje aslında Alita. Cameron odağını gişe rekoru kıran Avatar’ın devam filmlerine kaydırdığı için proje gecikti ve ister istemez benzer projelerin tekrarı olma riskiyle karşı karşıya kaldı. Proje en sonunda Cameron’un vizyonuyla, düşük bütçeli filmlerin mütevazı yönetmeni Robert Rodriguez’in eline teslim edildi. İnsanların cyborg ve robotlarla iç içe yaşadığı bir dünyada geçen Alita’nın Blade Runner ve Ghost in the Shell gibi yapımlarla kurduğu akrabalıklar açık bir şekilde gözüküyor. Zaten film içinde de sıkça yapılan kabuk metaforuyla, yine Japonya çıkışlı olan Ghost in the Shell’e bariz göndermeler yapılıyor. Alita da bu öyküsel benzerliklerin farkında olunduğu için kendine özgü bir distopik dünya kurmaya çalışılmış. Benzer yapımlarda gördüğümüzün aksine filmin biçimi yoğun neon ışıklarına ve binalara yerleştirilmiş subliminal mesajlar içeren devasa, parlak billboardlara teslim edilmemiş. Daima yağmur yağmayan, daha gerçekçi bir şehir portresi çizilmiş. İşin ‘kabuktaki hayalet’ kısmına fazla odaklanılmayan filmde daha çok aksiyona ve Alita-Hugo çifti arasındaki romantizme odaklanılmış. İşin içine şampiyonun büyük ödülle şereflendirildiği ve kirli oyunların döndüğü acımasız bir yarış da eklenince film Hunger Games serisiyle benzeşmeye başlıyor. Gerek yarışma gerekse dövüş sahnelerinde filmin 200 milyon dolarlık devasa bütçesinin hakkı verilmiş. Biraz fazla efekt koksa ve plastik kaçsa da yavaş ve yakın çekimlerle desteklenen sahneler izleyicilerin nabzını yükseltmeye yetiyor. Bu sahnelerde aşırı hızlı bir kurgunun kullanılmaması da eylemleri görmemizi kolaylaştırmış. Düşük bütçeli filmlerin kralı Robert Rodriguez, robotlarla, cyborglarla dolu olan bu kahramanlık hikayesini göz alıcı bir şekilde perdeye aktarmayı başarmış. Avatar ve Titanic filmlerinin de yapımcısı olan 20th Century Fox şirketinin James Cameron ismine güvenerek yatırdıkları mega bütçeyi efektif bir şekilde kullanmış. Ama  bu yüzden o çok sevdiği kan-revan dolu sahnelerden feragat etmek zorunda kalmış. Tüm oyuncu kadrosu da ellerinden geleni yapmış. Özellikle klişe bir rolle de olsa uzun zamandır kendisine hasret bırakan Jennifer Connelly’yi tekrar bir filmde izlemek mutlu etti. Görsel efektler ve görkemli aksiyon sahneleri eşliğinde seyreltilmiş bir Kabuktaki Hayalet hikayesi sunan Alita: Battle Angel’ı türün sevenlerine gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.