Yedi Sağlık Sütununun önceki yazıları olan "Zihin ve Duygular", "Solunum", "Nemlendirme", "Yemek" ve "Hareket"i okuyabilirsiniz.
Yedi Sütun modeli, modern bir yaşamın karışıklığı ve yaşadığı bir canlılık, derin sağlık ve canlılık deneyimi konusundaki zorlukları konusunda bize rehberlik edecek açık bir harita sağlamayı amaçlayan bütüncül sağlık modelidir. Dünya'nın kendi ekseni üzerinde dönen ritmik hareketi ve güneş etrafında titreyen ilerlemesi, bu gezegen ve milyarlarca yıl boyunca burada gelişen yaşam için tutarlı bir güç olmuştur. Güneşin doğrudan etkisinin yokluğunun karanlık ve serinlik yarattığı, gün ışığından, sıcaklığından ve ışığından gelen keskin kontrast, çoğumuzun biyoloji ve fizyolojimiz üzerindeki etkilerini önemli ölçüde küçümseyen bir şeydir.
Gözlerimiz gün boyunca açıkça görülebilecek şekilde tasarlanmıştır ve cildimizin ışığa duyarlılığı, ışığın varlığında uyanıklığımızı artıran hormonal tepkileri tetikler. Elektriğin ve yapay ışığın ortaya çıkmasından önce, gün doğumu insanların uykularından çıktıkları ve gün batımının dinlenmek için olduğunun bir işaretiydi. Bu insanlar ve atalarımız için milyonlarca yıldır hala devam ediyor. Bir ay elektriksiz olduğunuzu hayal edin. Uyku döngünüz nasıl olurdu?
Uyku yoksunluğu gerçek bir sorundur. Uyku, görebileceğimiz en canlandırıcı durum ve en büyük anti-enflamatuar yardımımızdır. Uyarıcı ve elektrikle modern yaşamlarımız, daha kolay uyanabileceğimiz yanılsamasını veriyor ve bu çok kötü.
Bu Sağlık Sütunu, yeterli uyku almaktan ibaret değildir. Kendimizi, bu gezegende maruz kaldığımız en temel ritimlere göre ayarlamakla ilgili: aydınlık saatler ve karanlık saatler. Bunu yaptığımızda, kendimizi bu 24 saatlik periyot boyunca gerçekleşen ultradian ritimlerle daha iyi ayarlayabiliriz. Gece boyunca REM uykusundan rüyasız çok derin uyuma kadar çeşitli uyku aşamalarından geçtiğimizi biliyoruz. Bu aşamalar her gece dört veya daha fazla kez tekrar edebilir.
Hem uyanmak hem de uyumak hayatımızda bir yıl boyunca tekrarlanan yaz, dört mevsim, sonbaharda tekrarlanan günlük hareketlerimizde ilerlediğimiz ritmik bir senfoni veya danstır. Gezegendeki güneşe maruz kalan tüm yaşam aynı dansı izleyecektir. İnsanlar, fizyolojimiz üzerindeki bu güçlü etkiyi, sağlığımıza ve canlılığımıza büyük zarar verecek kadar sıkça etkiler.
Genelde, gece başına ortalama sekiz saat uykuya ihtiyacımız olduğu anlaşılmaktadır. Kış aylarında daha fazla ve yaz aylarında daha az. Akşam saat 22.30'dan önce uyumak ve mümkün olduğunca sabaha kadar uyanmamak, Altıncı Sağlık Sütunu söz konusu olduğunda, yol gösterici bir ilkedir. En yüksek kortizol seviyelerimiz 30 dakikalık uyanıklık içinde olduğundan, alarm erteleme düğmesini parçalamak da bize aittir. Aslında, alarmlarla kurtulmak ve her gün aynı saatte uyanmak için kendinizi eğitmek, ritminizi geri kazanmanın en etkili yollarından biridir. Bu ideal uyanma zamanı, gecenin karanlığı gün ışığına, gün doğmadan 30 ila 40 dakika önce yol açtığında gerçekleşir.
Öyleyse, sadece zamanın adımlarını hayat müziğiyle durdurmak yerine, ritmi zarafetle hissedebilir ve bütün varlığımızı zekice karmaşık ve sürekli değişen ritmin incelikleriyle uyumlu bir şekilde hareket ettirebilirsek, o zaman içgüdüsel bilgimizi geri alabiliriz. Yemek, uyumak, oynamak, çalışmak ve yaratmak için doğru zamanı bulmalıyız. Bu ritimler için “kulağınızı” ve sezgisel “hislerinizi” geliştirmek, size bazı dış kaynaklardan sunulan kuralları takip etmekten çok içinizdeki sesi daha derinlemesine dinlemenize hizmet edecektir.
Uyku yoksunluğu gerçek bir sorundur. Uyku, görebileceğimiz en canlandırıcı durum ve en büyük anti-enflamatuar yardımımızdır. Uyarıcı ve elektrikle modern yaşamlarımız, daha kolay uyanabileceğimiz yanılsamasını veriyor ve bu çok kötü.
Bu Sağlık Sütunu, yeterli uyku almaktan ibaret değildir. Kendimizi, bu gezegende maruz kaldığımız en temel ritimlere göre ayarlamakla ilgili: aydınlık saatler ve karanlık saatler. Bunu yaptığımızda, kendimizi bu 24 saatlik periyot boyunca gerçekleşen ultradian ritimlerle daha iyi ayarlayabiliriz. Gece boyunca REM uykusundan rüyasız çok derin uyuma kadar çeşitli uyku aşamalarından geçtiğimizi biliyoruz. Bu aşamalar her gece dört veya daha fazla kez tekrar edebilir.
Hem uyanmak hem de uyumak hayatımızda bir yıl boyunca tekrarlanan yaz, dört mevsim, sonbaharda tekrarlanan günlük hareketlerimizde ilerlediğimiz ritmik bir senfoni veya danstır. Gezegendeki güneşe maruz kalan tüm yaşam aynı dansı izleyecektir. İnsanlar, fizyolojimiz üzerindeki bu güçlü etkiyi, sağlığımıza ve canlılığımıza büyük zarar verecek kadar sıkça etkiler.
Sirkadiyen Dansımızın Taviz Verdiği Yollar Şunlardır:
- Değişken çalışma saatleri
- Ekranlar ve yapay aydınlatma - cep telefonları, bilgisayarlar, TV'ler, elektronik cihazlar ve her türlü aydınlatmayı düşünün
- Kahve, çay, ilaçlar ve eczacılık ürünleri gibi uyarıcılar
- Farklı zaman dilimleri içinde seyahat
- Düzensiz günlük uyku, yemek yeme ve hareket düzenleri
Genelde, gece başına ortalama sekiz saat uykuya ihtiyacımız olduğu anlaşılmaktadır. Kış aylarında daha fazla ve yaz aylarında daha az. Akşam saat 22.30'dan önce uyumak ve mümkün olduğunca sabaha kadar uyanmamak, Altıncı Sağlık Sütunu söz konusu olduğunda, yol gösterici bir ilkedir. En yüksek kortizol seviyelerimiz 30 dakikalık uyanıklık içinde olduğundan, alarm erteleme düğmesini parçalamak da bize aittir. Aslında, alarmlarla kurtulmak ve her gün aynı saatte uyanmak için kendinizi eğitmek, ritminizi geri kazanmanın en etkili yollarından biridir. Bu ideal uyanma zamanı, gecenin karanlığı gün ışığına, gün doğmadan 30 ila 40 dakika önce yol açtığında gerçekleşir.
Öyleyse, sadece zamanın adımlarını hayat müziğiyle durdurmak yerine, ritmi zarafetle hissedebilir ve bütün varlığımızı zekice karmaşık ve sürekli değişen ritmin incelikleriyle uyumlu bir şekilde hareket ettirebilirsek, o zaman içgüdüsel bilgimizi geri alabiliriz. Yemek, uyumak, oynamak, çalışmak ve yaratmak için doğru zamanı bulmalıyız. Bu ritimler için “kulağınızı” ve sezgisel “hislerinizi” geliştirmek, size bazı dış kaynaklardan sunulan kuralları takip etmekten çok içinizdeki sesi daha derinlemesine dinlemenize hizmet edecektir.
Doğal Ritimlerle Uykuyu Geliştirmek ve Uyumlaştırmak İçin İpuçları
- Günlük ritminizi güneş ile ayarlayın, güneşle uyanın.
- Uyanma ritminizin, enerjideki düşüş trendlerine saygılı olarak doğal enerji seviyelerinizi takip etmesine izin verin.
- İstediğiniz kadar uyuyun.
- Muhtemelen aldığınızdan daha fazla uyumaya ihtiyacınız var. Bunu unutmayın.
Yorum Bırakın