Rock Dünyasının Mütevazı Kraliçesi: Fatma Turgut!

Rock Dünyasının Mütevazı Kraliçesi: Fatma Turgut!
  • 0
    0
    0
    0
  • Sanatın her dalında iyi bir altyapı, özverili çalışma gibi detaylar; ortaya çıkan eserin mükemmele yaklaşmasında önemli rol oynar. Bence önemli olan şeylerden bir diğeriyse samimiyettir. Doğal bir tutumla, samimi duygularını aktararak yaptığın işler diğerlerine göre daha özel değil midir hep? Fatma Turgut benim son 10 yıl içerisinde takip ettiğim müzisyenler içerisinde en samimisi. Yaptığı işlerde de, sahnede de, röportaj ve çekimlerde de bu izlenimi veriyor. Pozitiflik ve doğallığın kitabını yazmış Fatma Turgut'u gelin biraz daha yakından tanıyalım!  

    "Beni büyüten kadının, canım babaannemin adı ve soyadı. Ben taşımaktan gurur duyuyorum, çok memnunum"

      Fatma Turgut 2 Ocak 1984, Aydın doğumlu bir isim. Çocukluğu ve ilk gençliği Aydın Söke'de geçiyor. Apartmandaki komşuluk ilişkilerinin hala yaşanabildiği yıllar. O yıllar en büyük zevki bisiklet olan Fatma Turgut, günümüzde bu sevdasını motosiklete çevirmiş olacak ki şu an bir Vespa'sı var. Kendisi oğlak burcu ve göz önüne yansıttığı kadın da gerçekten burca ait özellikleri taşıyan birisi. Baktığımızda sözünü sakınmayan bir kadın. Bu özelliğine rağmen asla insanları kırmak için veya kıracak biçimde cümle kurmuyor. Fatma isminin sahne hayatına uygun olmadığını, daha geleneksel bir isim olduğu düşüncelerine katılmıyor. "Beni büyüten kadının, canım babaannemin adı ve soyadı. Ben taşımaktan gurur duyuyorum, çok memnunum" diyor. Hatta Fatma isminin biraz da "erkek Fatma" olmasıyla bütünleşmiş olmasının esprisini yapıyor. Erkek Fatma derken hafif yaramaz, bisiklet sevdalısı ve Tsubasa aşığı bir kız çocuğuymuş; çok da yaramaz sayılmazmış kendisi.   Doğal, kendini gizlemeyen ama içinde de bir "Fatma" taşıyan bir kadın. Kendi ayaklarının üstünde, güçlü. Her güçlü insanın "benim de biraz es vermeye hakkım var" dediği dönemler vardır. Bu biraz yaşadığımız şeylerin ek paketi gibidir. Fatma Turgut da bu dönemden geçen bir sanatçı. Toplumun zor zamanlarını itiraf etmekte zorluk çeken yapısına rağmen, Fatma Turgut bunu cesur yüreklilikle dile getiren, bunu başkaları da yaşamasın diye duyarlı davranabilen bir sanatçı. Türkiye'de rock müzik sanatçılarının genelde erkek olması, sektörde ağırlıklı erkek egemenliği olması dile getirildiğinde bunu bir eksi olarak görmediğini belirtiyor. Kendi ekibi de erkek haliyle ama bunun anlaşamama, ayrım haline geldiğine hiç rastlamamış Fatma Turgut. Kendisinin negatif bir etki görmemesi bir hayli sevindirici, bizler için bir kadın olarak bu alanda sivrilen ender isimlerden biri oluşu da bir hayli mutlu ediyor. Müziğe gönlünü çok erken yaşlarda kaptıran Fatma Turgut, aile seyahatleri sırasında Zeki Müren şarkılarına eşlik ederek başlamış müziğe. Sonra ilkokul yıllarında bir şarkı yarışmasında okulunu temsil etmiş, hiç şaşırmadık tabi ki kendisi birinci de olmuş. Lise yılları hepimizin gitara merak saldığı yıllardı ancak Fatma Turgut bunu bir adım daha ilerletip Dokuz Eylül Üniversitesi Konservatuvarı Müzik Bölümü'nü bitirmiş. Röportaj verirken eğitim almanın, çalışmanın var olan yeteneğe daha da pozitif etki sağladığını mutlaka belirtiyor sanatçı. Kendisi müzik bölümü mezunu olmasına rağmen, İstanbul'a yerleştikten sonra alanında yetkin bir şan hocasıyla uzun süre çalışmaya devam etmiş. Bu yeterli deyip bırakmayan, daima gelişmeye çalışan bir sanatçının özverisini takdir etmemek elde değil. Kendisi Aydın'dan İzmir'e, İzmir'den de İstanbul'a taşınıyor. Sonraki hikaye bizim bildiğimiz kısım.Biz Fatma Turgut'u 2005 yılında "A Due Carmen" olarak var olan, 2008 yılında "Model" olarak yola devam eden grubun solisti olarak biliyoruz. Hikaye şöyle: Can Temiz ve Okan Işık birbirini önceden tanıyor, Fatma Turgut 2007'de dahil oluyor bu ekibe. Arada ayrılanlar, girenler de var.  Uzun yıllar birbiriyle aynı sahneyi paylaşan ekip, 4 albüm ve sayısız konser sonrası 2016 yılında yollarını ayırma kararı alıyor. Bu ekipten sonra bir daha ekip kurmak ve bir gruba dahil olmak istemeyen Fatma Turgut kariyerine kendi ismiyle devam etme kararı aldığını açıklıyor. Tek başına da oldukça başarılı işler yapabildiğini hepimize kanıtlayan sanatçı, albüm yapmaya ve şarkılarını sevenleriyle söylemeye çok uzun yılar devam edecek gibi görünüyor. Bu konunun sorulduğu bir programda da ayrılık kararına ilişkin şöyle diyor: "Can ve Okan sağımdaki- solumdaki insanlar. Onlar olmadan ben niye Model olarak devam edeyim? Umarım onlar Amerika'da yaptıkları işi en iyi şekilde başarırlar, ben de burada farklı şeyler yapıyorum. Onlar benim canım, 11 senelik bir yolculuk bu. Biz ta İzmir'den kalkıp buralara geldik. Umarım herkes mutlu olsun." Sanat camiası dostlukların zor kurulduğu, çabuk bozulduğu ve "gerçek dost" kavramının çok fazla barınamadığı bir kurtlar sofrası olarak tanımlanır yıllardır. Fatma Turgut bunun aksinin mümkün olduğunu kanıtlayan isimlerden birisi.Grubu ayrılma kararı aldıktan sonra kurduğu cümleler de; Sertap Erener, Ferman Akgül, Can Bonomo ile kurduğu harika dostluklar da bunun ender de olsa rastlanabilen bir durum olduğunu gösteriyor bizlere. Çocukluk yıllarından bahsettiği bir programda, o yıllarda babasından gitar istediğini anlatıyor. "Evde org var, sen benden gitar istiyorsun" diyen babası gitarı almıyor. O dönem ailelerinin ciddi tasarruf bilinci yüzünden gitar hevesi kırılan Fatma Turgut'a, ilerleyen zamanlarda halası bir gitar armağan ediyor. Yine o dönemde sevdiği müzisyenlerin Metallica, Nirvana, No Doubt olduğunu ifade eden sanatçı, "Gwen Stefani ve rahmetli Amy Winehouse ile beraber şarkı söyleme şansına sahip olmayı çok isterdim" diye belirtmiş başka bir söyleşide. Rap müziğin ülkemizdeki en parıltılı zamanlarını yaşadığı sıralarda Fatma Turgut'a rap müzik hakkında da soru yöneltiliyor. Kendisi düşüncelerini şu şekilde aktarıyor: "Rap müzik derdi olan, bir şeyler anlatan bir müzik. Müzik her zaman yön değiştirir, akım değiştirir. Ben rap seviyorum ve de dinliyorum." diyor.

    "Çok yalnız kaldım, iyi ki de kaldım artık sorunlardan korkmuyorum, sıradaki diyorum"

    Gökhan Çınar'ın programına konuk olduğunda tüm zırhlarından arınıp kendini bizlere gösteriyor Fatma Turgut. Sanatın herhangi bir dalıyla uğraşanların deli işi yaptığını düşünen Turgut, günün sonunda Fatma ve Fatma Turgut'u  dengelemek gerektiğini söylüyor. Zamanında çok korktuğunu, korktuğunda aradığı insanların artık yanında olmadığını söylüyor. Yalnızlıkla çok büyük catışmalar yaşadığını anlatıyor. "Çok yalnız kaldım, iyi ki de kaldım artık sorunlardan korkmuyorum, sıradaki diyorum" diyor. Programda "Yalnızlık Senfonisi"nden bir kesiti seslendiren Turgut, başka bir röportajında "keşke benim olsa, ben okusam dediğim bir şarkı vardı. Sezen Aksu- Yalnızlık Senfonisi. Yıllardır severek sahnemde okuyorum" demişti. Sevgili Sezen Aksu'nun şarkıları yorumu zor şarkılar olmasına rağmen, Yalnızlık Senfonisini iyi yorumlayan nadir seslerden biri bence Fatma Turgut.     Beyaz Show'da " target="_blank" rel="noopener noreferrer">Levla'nın Hikayesi" adlı albümün ismini gerçekten Levla isimli bir hanımefendiden aldığını anlatıyor. Albümün bir yaşın 5 evresini anlattığından da bahsediyor Fatma Turgut. Zaten verdikleri birçok röportaj hem şarkıların gerçekten yaşanmış şeylerden çıkmasına, hem de okurken şarkının duygusunu tam olarak geçirmenin önemli olduğuna sürekli değiniyor. Mimiklerini eleştirenlere de bu konuda "Benim için önemli olan notaya doğru basmak, doğru sesleri vermek ve şarkı benden hangi duyguyu istiyorsa onu aktarmak. bunu yaparken yüzüm ne olmuş diye dikkat etmiyorum." Molped'in 20.yılına özel "Dostluk" temalı "Dünya Tek Biz İkimiz" kampanyasında da boy gösteren Fatma Turgut;hem rap müzik düeti hayalini gerçeğe dönüştürmüş, hem de çok değer verdiğimiz"dostluk" kavramıyla ilgili çok sempatik bir jingle'ı hayatımıza kazandırmış oldu. Ayben & Fatma Turgut düeti, bence inanılmaz bir ikili!     Fatma Turgut sahnede sadece bir müzisyen değil aynı zamanda bir dost oluyor bazı zamanlar. Yıllardır sahnede "Değmesin Ellerimiz" söyleneceği sırada seyircilere

    "Aranızda sevgilisiyle ayrılan ve barışmak isteyen var mı?"

    diyerek anons yapıyor. Sahneye gelen telefondaki kişiyle seyirciler arasındaki kişiyi barıştırmak için söylüyor şarkısını. Bu gelenek her zaman sevenleri kavuşturuyor mu bilemiyoruz ancak bir konserinde şöyle tatlı anlar yaşanmış:     Bu barıştırma çabalarının sonuç verdiği çiftler bazen bu ikinci şansı gerçekten kıymetini bilmiş ve yuva kurmaya karar vermiş oluyor. Bu tip durumlarda sevgili Fatma Turgut'tan nikah şahidi olmasını rica ediyorlar. Hayranlarını asla kırmayan sanatçı gerçekten Trabzonlu bir çiftin nikah şahidi oluyor. Bundan haberdar olan duayen sanatçı Demet Akbağ da sanatçımıza nikah şahidi olmakla ilgili unutulmaz anlar yaşatmış hatta kendi şaka programında.     Böyle bir kriz anında bile sakin ve minnoş kalmaya çalışıyor. Umarız bir daha yalnız kalmaz, umarım bir daha hiç "o" duyguları yaşamaz Fatma Turgut. Umarız çok uzun yıllar daha müzik yapmaya devam eder, sosyal sorumluluk hissini ön planda tuttuğu işlerle bizi ağlatır,  bağımlılık yapan şarkıları kulaktan kulağa dolanır!     Kaynak:" target="_blank" rel="noopener noreferrer"> 1, " target="_blank" rel="noopener noreferrer">2, " target="_blank" rel="noopener noreferrer">3," target="_blank" rel="noopener noreferrer"> 4, " target="_blank" rel="noopener noreferrer">5, " target="_blank" rel="noopener noreferrer">6, " target="_blank" rel="noopener noreferrer">7, " target="_blank" rel="noopener noreferrer">8.  

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.