Özgürlük Anıtı Göçmenler İçin Bir Sembol Haline Nasıl Geldi?

Özgürlük Anıtı Göçmenler İçin Bir Sembol Haline Nasıl Geldi?
  • 0
    0
    0
    0
  • Özgürlük Anıtı’nın 28 Ekim 1886 tarihinde hayata geçirildiğinde amacı, insanlara özgürlük ve umut gibi pek çok duyguyu uyandırmasıydı. Ancak heykelin açılışı için düzenlenen törendeki konuşmalar, göçmenler için bir şey ifade etmiyordu. Devasa heykelin yaratıcısı Frederic-Auguste Bartholdi de eserinin tüm Dünya’yı etkilemesini öngörse de pek çok göçmeni Amerika’ya gelecek kadar etkileyeceğini düşünmemişti. Yapımı 9 yıl süren yaklaşık 93 metre uzunluğundaki devasa heykel, 1886 ve 1924 yılları arasında yaklaşık 14 milyon göçmenin Amerika’ya gelmesini sağladı. Gelen göçmenlere göre heykelin taşıdığı meşale, umudun ve özgürlüğün yolunda ışık tutan bir araçtı. Ancak heykele bu denli anlam kazandıran başka bir şey daha vardı. Peki göçmenler adına heykele bu denli devasa bir anlam yükleyen şey neydi? Nasıl olmuştu da milyonlarca insan, bu devasa heykel tarafından etkilenip Amerika’ya göç etmişti? Heykel; şair, çevirmen ve yazar Emma Lazarus’un 1883 yılında yazdığı The New Colossus adlı şiiriyle derin bir anlam kazandı. Şiir, dizelerinde Özgürlük Anıtı’nı tasvir ediyordu ve fakir ülkelerdeki halk için yeni bir başlangıcın mesajını veriyordu. Özgürlük Anıtı’nın yapımı tam 9 yıl sürdü ve Amerika ile Fransa ülkeleri heykelin yapımında ortak çalıştı. 1884 yılının Temmuz ayında Fransa’da tamamlanan heykel, New York’a getirildi. Bu oldukça zorlu bir işlemdi çünkü heykel parçalar halinde New York’a getirilmişti. New York’ta tekrar bir araya getirilen heykel, 1886’da halka sunuldu. Heykelin, daha yapım aşamasındayken Amerika’da bir araya getirilmesi kararı alındı. Bu sebeple Bedloe Adası’ndaki kaidesi için para toplanması gerekiyordu. Kaide için para toplamak pek kolay olmadı. Gazete yayıncısı Joseph Pulitzer bu amaca yönelik bir kampanya başlattı ancak işler istenildiği gibi gitmedi. Toplanan miktar çok yavaş artıyordu ve 1880 yılında heykelin New York’ta bir araya getirilmesi imkansız olarak nitelendirildi. Kaide için yeterli miktarda para toplanamamıştı. Kaide için bağış yapan bağışçılardan biri de bir sanat galerisiydi. Bunun üzerine istenen miktara ulaşılması için bazı sanatsal teşviklerin yapılmasına karar verildi. O dönemlerde New York’un sanat alanında en önemli isimlerinden olan Emma Lazarus, bu teşvik için oldukça uygundu. Lazarus, New York’un sanatsal topluluğu tarafından saygı duyulan bir kişiydi ve aynı zamanda bir şairdi. Bunun üzerine Lazarus’tan heykelin kaidesi için para toplamak adına bir şiir yazması istendi. Emma Lazarus’un bu iş için seçilmesinin bir diğer sebebi ise zengin bir Yahudi aileden gelen yerli bir New Yorklu olmasıydı. Kendisinin de Yahudi kökenli olması sebebiyle o dönemlerde Rusya’daki Yahudi katliamları konusunda oldukça endişeliydi. Bir şekilde Yahudi halkına yardım etmek isteyen Lazarus, Amerika’ya gelen ve yeni bir başlangıç yapmak isteyen Yahudi mülteciler için kurulan örgütlerde çalışıyordu. Rusya’dan getirilen Yahudi mültecilere ev sahipliği yapan Ward Adası, Lazarus’un çok fazla ziyaret ettiği bir yerdi. Tüm bunlar düşünüldüğünde Lazarus dizeleriyle, heykelin kaidesi için toplanan parayı artırabilecek en önemli kişiydi. İlk başta yazar Constance Cary Harrison, o zamanlar 34 yaşında olan Lazarus’tan bir şiir yazmasını istedi. Lazarus’un bu konuya cevabı olumsuz oldu. Şair, o dönemde herhangi bir şey için şiir yazmaya yanaşmıyordu. Daha sonra Harrison konuyu, Lazarus’un o dönemlerde en zayıf noktası olan Yahudi mültecilere getirdi. Heykelin taşıdığı meşalenin Yahudi mülteciler için özgürlüğün yolunu anlatabileceğine vurgu yapan Harrison, eğer şiiri yazarsa Lazarus’un o mültecilere çok büyük bir yardım edebileceğini belirtti. Bunun üzerine Lazarus fikrini tekrar gözden geçirdi ve Harrison’a hak verdi. Yahudi mültecilere yardım etmeyi çok isteyen Lazarus, bu düşüncesi ile kalemi eline aldı ve The New Colossus’u yazdı. Lazarus’un şiiri, ilk başlarda Antik Dünya’nın yedi harikasından biri Rodos Heykeli’ni işaret ediyordu. Daha sonra Lazarus, şiirin ilerleyen bölümlerinde “Sürgünlerin Anası” ve “meşale tutan güçlü bir kadın” tabirleriyle Özgürlük Anıtı’na atıfta bulundu. Anıtın tasvir edildiği dizeler sonrasında ise aşağıdaki dizeler, heykel için ikonik haline geldi: Bana yorgun ol, yoksullarını ver, Dağınık kitleleriniz, özgürce nefes almaya özlem duyuyor, Kalabalık kıyıların perişan istenmeyenleri, Bunları, evsizler, fırtınalı harabeleri gönder bana, Lambamı altın kapının yanında kaldırıyorum! Lazarus’un Yahudi mültecileri düşünerek yazdığı bu dizeler oldukça anlamlı ve güçlüydü. 3 Aralık 1883 tarihinde New York’taki Tasarım Akademisi’nde heykelin kaidesi için para toplama amaçlı bir müzayede düzenlendi. Müzayedede bazı tabloların açık artırma ile satılması ve bu sayede kaide için para toplanması amaçlanmıştı. Bu müzeyede de Lazarus’un şiiri de okundu. Şiir, müzayededekiler tarafından oldukça beğenildi. New York Times’ın ertesi sabah yazdığı yazıda şiiri dinleyenler arasında ünlü banker J.P. Mogan da vardı. Bu durum kaide için yeterli miktarda para toplanacağı yönündeki umutları güçlendiriyordu. Ne yazık ki beklenildiği gibi olmadı. Lazarus’un şiirinin de okunduğu müzayede kaide için gerekli miktarı toplamaya yetmemişti. Yetkililere göre şiir amacına hizmet etmemiş ve önemsiz hale gelmişti. Bu sebeple şiir yavaş yavaş unutulmaya başladı. Daha trajik bir gerçek de Emma Lazarus’un, şiiri yazdıktan sonra kanserden 38 yaşında hayata veda etmesiydi. Lazarus’un vefatından sonra New York Times’ta bir ölüm ilanı yayınlandı. İlanda Lazarus’a büyük övgüler gönderildi ve Lazarus için “Amerikan Şiiri Adına Nadir Yetenek” tabiri kullanıldı. Ancak şairin The New Colossus şiirinden söz edilmedi. Aradan 16 yıl geçtikten sonra Emma Lazarus’un arkadaşlarından biri olan Georgina Schuyler, üzerinde The New Colossus şiirinin yazılı olduğu bronz bir plakayı, Özgürlük Anıtı’nın kaidesinin iç duvarı üzerine yerleştirilmesini sağladı. Bu esnada heykel, 17 senedir yerleştirildiği yerde duruyordu ve heykelin popüleritesi git gide artıyordu. Hatta Avrupa’daki baskıdan kaçan insanlar için yavaş yavaş ilham kaynağı olmaya bile başlamıştı. 1920’lere gelindiğinde ise Amerika göçü sınırlamaya başladı. Bunun üzerine Emma Lazarus’un dizeleri daha büyük bir anlam kazanmaya başladı. Bu tarihten itibaren Amerika’nın göçü her kısıtlamaya çalıştığı esnada, The New Colossus şiirinin dizeleri hükümetin bu kararına muhalefet olarak kullanıldı. Tasarlandığı ve yapıldığı esnada göçün bir sembolü olarak görülmese de Emma Lazarus’un dizeleri sayesinde Özgürlük Anıtı, meşalesini ülkelerinden çeşitli nedenlerle ayrılmak zorunda kalan mültecilere yol göstermek için tutmaya devam ediyor.  

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.