"Cogito, ergo sum", Descartes'in meşhur sözlerinden "Düşünüyorum, öyleyse varım" dediği, var olmanın altında yatan, insan zekasının paha biçilemez faaliyetidir, düşünmek.
Yaradılış biçimi bakımından insanı hayvanlardan ayıran yegane fark: Düşünebilme yetisi. Duyu algıları açık, çevresinde olup bitenleri izleyen ve hisseden insan, beyne gönderdiği sinyaller ile olayları değerlendirebilme kabiliyetine sahip bir varlıktır.
Düşünmek sözlük anlamından bağımsız olarak, oldukça geniş bir kavram, halının üzerindeki desenleri izleyerek de, gökyüzünü izleyerek de zihninizde birçok mana arayabilirsiniz.
Öylesine girdiğiniz bir eşikten, varoluş amacınızı çözümleyerek çıkabilirsiniz.
İnsana bahşedilmiş bu kıymetli işlevsel düşünme hali bazılarımızda nadir görülse de (!), bir kısmımızda da kontrolsüz bir eyleme dönüşebiliyor. Bunun adına ise overthinking (fazla düşünme) sendromu deniyor.
Peki, overthinker olup olmadığımızı nasıl anlarız?
- Geçmişi yad etmek zararsızdır ancak sıklıkla zihninizde geçmiş olayları ve kişileri düşünmekten kurtulamıyorsanız,
- Yaşadıklarınız ya da yaşayacaklarınız için olası birçok ihtimali değerlendirip, canlandırma yapıyorsanız,
- Üzerinde kontrol sahibi olmadığınız şeyler için endişelenerek çok zaman harcıyorsanız,
- Kafanızdaki utanç verici anları tekrar tekrar yaşıyorsanız,
- Sıklıkla kendi kendinize geçmişte kalan olayların içerisindeki kişilerle konuşur gibi konuşuyorsanız,
- Genellikle başkalarının ne düşündüğü sizi endişelendiriyorsa,
- Yeni bir karar almak, bilmediğiniz bir şehirde tek başına kalmak gibi hissettiriyorsa,
- Düşünmek sizin için, boş zamanlarınızı değerlendirme hobisi olmuşsa,
- Geceleri uyumakla düşünmek arasında kalıp, düşünmeyi tercih ediyorsanız
- Psikonet Yayınlarının "Bilişsel ve Davranışçı Terapiler Serisi"
- Boşluğun İçine Yolculuk - Osho ( Öfke Kaygı Stres İle Bedensel Hastalıkları Anlamak Ve Başa Çıkmak )
- Kay Redfield Jamison - Durulmayan Bir Kafa
- LUKE RHINEHART - Zar Adam
Yorum Bırakın