Pamuk şekeri gibi pembe göllerden pamuk gibi bembeyaz travertenlere... Bu ilginç atmosfer ortamları gerçekten de bambaşka bir dünyaya ait olma hissini yaşatıyor. Okyanuslara kızıl lav nehri püskürten volkanlar, dünyanın bir diğer ucundaki dev buzullar ve deniz tabanındaki dev çukurlar... Doğa harikalarının listesi işte böyle uzayıp gidebiliyor. Kaşifler ve bilim adamlarını bugün dahi şaşırtmaya devam eden dünyanın en büyüleyici yerlerinden birkaç tanesini yazımızda bulmanız mümkündür.
1. Karakum Çölü, Türkmenistan
Güzel yurt Türkmenistan'ın küçük kasabası Derveze, haritalarda ilk defa Sovyet jeologların 40 küsür yıl kadar önce doğal gazla dolu bir mağara keşfetmesiyle yer almaya başlamıştı. Zehirli gazın dışarı boşalmasını önlemek ve mağaranın içini temizlemek için jeologlar birkaç gün boyunca yanacağını düşündükleri bir ateş yaktı. Aradan geçen kırk yılın ardından alevler hala tüm hiddetiyle yanmaya devam ediyor ve çölün ortasında yer alan 69 metre genişliğindeki bu görülmeye değer manzara yerliler tarafından "Cehennem Kapısı" olarak adlandırılmaktadır.
2. Büyük Prizmatik Kaplıca – Yellowstone Ulusal Parkı, Wyoming, ABD
Bu jeotermik kaplıcanın canlı renkleri, ışığın optik bir prizmadan geçtiğinde oluşturduğu mini gökkuşağı ile aynıdır ve yerin adı da buradan gelmektedir. Kaplıcanın kırmızı, turuncu, sarı, yeşil ve mavi renklerinin sebebi ise 85 °C sıcaklığa ulaşabilen bu mineral açısından zengin sularda yaşayan farklı türlerdeki bakteriler olduğu bilinmektedir. 110 metrelik çapa sahip kaplıca, dünyada türünün en büyük üçüncü örneğidir.
3. Fly Ranch Gayzeri – Nevada, ABD
Fly Ranch Gayzeri dünyanın en görkemli gayzerlerinden biridir. 1916 yılında bir çiftlik sahibi kuyu kazmış ve farkında olmadan bir jeotermal su haznesinin mührünü kırmış oluyor. Bu adam daha sonra kuyuyu terk ederek doğayı kendi haline bırakıyor. Sıcak su kaynağı 101 yıl boyunca faaliyetini sürdürür ve ilk günden beri derinliklerden parlak renkte mineraller püskürten bu harika gayzer haline geliyor.Günümüzde Burning Man Festivali’nin organizatörlerinin sahip olduğu 1500 hektarlık Fly Ranch’in içinde kalan gayzer ve gayzeri çevreleyen alanın, uzun vadede festivalin kültürel etkisini Black Rock City’nin dışına taşımak için katalizör görevi görebileceği konusunda çok şey söylenmiştir.
4. Mendenhall Buzulu – Tongass Ulusal Ormanı, Alaska, ABD
Mendenhall Buzulu’nun buz yapısı küresel ısınma nedeniyle değişirken, barındırdığı buz mağaraları da bu değişime uyum sağlamaktadır. Buz katmanlarının altından akarak buzun aşınmasını sağlayan erime suları tarafından oluşturulmuş bu mağaralardaki tek ışık kaynağı olan mavi parıltıları, mağara çatısını oluşturan buzun incelmesiyle daha parlak bir hal alıyor. Ancak; mağaraları görebilmek için belirli bir çabanın gerektiğini hatırlatalım. Bu yeraltı derinliklerine inebilme ayrıcalığına ulaşmak için önce yürüyüş veya kanoyla buzula ulaşmalı ve ardından tırmanış yapmalısınız.
5. Hillier Gölü– Recherche Takımadası, Avustralya
Pembe Göl olarak da bilinen Hillier Gölü; Batı Avustralya’da Esperance açıklarındaki Recherche Takımadası’nı oluşturan adalardan en büyüğü olan Middle Island’ta yer alan tuhaf renkli bir su kütlesidir. 600 metre uzunluğundaki göl, Güney Okyanusu’nun hemen kenarında yer almaktadır. Ve okyanusla arasında seyrek bir bitki örtüsüyle kaplı ince bir kumul bulunuyor. Her ne kadar pembe tonunun gerçek nedeni pek çok kişinin kafalarını karıştırmaya devam etse de, tabanındaki tuz kabuğunda yaşayan bakterilerden kaynaklandığına dair güçlü bir düşünce hâkim. Su aslında yüzmek için güvenli olsa da Ölüdeniz’e benzer bir tuz seviyesine sahip ve bu da suyun üzerinde kalmayı kolaylaştırıyor, bu yüzden kendinize güveniyorsanız suyun tadını çıkarabilmeniz mümkündür. Yolunuz düşerse mutlaka gidilecekler listenize eklemeyi unutmayın.
Yorum Bırakın