Nuri Bilge Ceylan’ın Ahlat Ağacı Filmine İlk Bakış

Nuri Bilge Ceylan’ın Ahlat Ağacı Filmine İlk Bakış
  • 0
    0
    0
    0
  • Ahlat Ağacı, yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın 2018 yılında Cannes Film Festivali'nde prömiyerini yapan son filmi. Filmin adı hakkında kısa bir araştırma yapıp filmi izlemeye koyulunca, seçilen bu ismin film için ne kadar uygun olduğuna, her karaktere nasıl uyduğuna şahit oluyoruz. Ahlat Ağacı dışarıdan bakıldığında biçimsiz gibi görünen, genelde etrafında fazla bitki yetişmeyen bir ağaç. Ancak bu biçimsizliğin içinde yetiştirdiği meyve ise lezzetine doyum olmayacak türden. Film de hayatın içinde biçimsiz gibi görünen, insanların itici sayacağı hikayeleri ve hesapları merkezine alan bir kurguya sahip. Doğu Demirkol’un canlandırdığı Sinan filmin ana karakteri. Sinan, Anadolu’nun küçük bir ilçesinden üniversite okumak için büyük bir şehre gitmiş bir genç. Film, Sinan’ın okulunu bitirip ilçesine döndüğü sahneyle açılış yapıyor ve o andan sonra Sinan'ın çatışmalarını izlemeye başlıyoruz. Küçük bir ilçede belli kalıplar ve birbirine benzeyen insanların içinden büyük şehre giden Sinan, yaşadığı arada kalmışlıkla hayata dair sorulara sahip. Bu sorularının çözümünü ise sürekli olarak çevresinde bulunan insanlara sorular sorarak, onların hayatlarını sorgulayarak bulmaya çalışıyor. Filmin bir diğer ana karakteri ise Sinan’ın babası İdris. İdris, bir sınıf öğretmeni. Hayatının son döneminde at yarışına kapılıp elindeki maddi varlıkları burada kaybetmiş. Bu nedenle Sinan ve ailesi ona oldukça öfkeli. Özellikle babasının eskiden sahip olduğu itibarını kaybetmesi, ilçede yaşayan insanlar tarafından babasının arkasından konuşması Sinan’ı babasına karşı daha da öfkelendirip acımasız bir hale getiriyor. Babasına duyduğu bu öfkeye film boyunca hem babayla hem de diğer karakterlerle olan konuşmalar ile şahit oluyoruz. Bu öfkeyi en çok Sinan’ın annesi Asuman ile yaptığı konuşmalarda görüyoruz. Asuman, İdris’e ne kadar öfkeli olsa da gitgide yalnızlaşan İdris’in içinde bir yerlerde hala aşık olduğu o eski adamın yattığına inanıp onun yanında durmaya devam ediyor. Bu noktada İdris’in yalnızlığına biraz değinmek gerekiyor. İdris, Anadolu’da oldukça saygı gören bir mesleğe sahip aslında. Öğretmenlik küçük yerlerde oldukça hürmet görüyor. Ancak İdris’in bu saygınlığı kaybetmesi ve bu konuda ısrarcı olması neden? Onu anlamak için bu sorunun sorulması önemli. Çünkü Asuman’ın Sinan ile yaşadığı diyaloglar İdris’in içinde yatan naif kişiliği bizlere gösteriyor. Filmin içinde işlenen insanların iki yüzlülüğü, maddiyata tapınma durumu ve güç düşkünlüğü mü İdris’i böyle bir bataklığa sürükledi; İdris’in doğaya olan tutkusu, doğada her şeyin cevabını bulacağına inanması ve insanların bunlardan uzak oluşu mu onu yalnızlaştırdı? Bu soruların cevabı seyircilerin bakış açısına göre değişecektir fakat biz ilk izlenim olarak İdris karakteri hakkında toplumun onu yalnızlaştırdığı düşüncesine kapıldık. Sinan’a dönecek olursak, Sinan'ın yaptığı tüm konuşmalarda nasıl bir belirsizliğin içinde olduğunu her defasında görüyoruz. Karşısındaki kişilere ne kadar saldırgan bir tavır sergilese de onlardan gelen cevapları "Sen de haklısın tabi, senin dediğin de doğru..." gibi diyaloglarla geçiştiriyor. Bu nedenle içinde var olan cevher de insanlar tarafında zor anlaşılacak duruma geliyor, tıpkı Ahlat Ağacı gibi. Toparlayacak olursak Ahlat Ağacı, Nuri Bilge Ceylan’dan beklenmeyecek derecede uzun diyaloglara sahip bir film olmuş. Bir gencin arada kalmışlığı ve sorgulamalarıyla aslında çoğumuzun zihninde beliren soruları direkt bir anlatımla, farklı bakış açılarında görüyoruz. Film hakkında spoiler vermemek adına yazımızı burada bitirirken filmin vizyon tarihini kaçırmamanızı öneriyoruz.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.