Müzik Dahisi Ramin Djawadi ve Sihirli Bir Yolculuk: Game of Thrones

Müzik Dahisi Ramin Djawadi ve Sihirli Bir Yolculuk: Game of Thrones
  • 0
    0
    0
    0
  • Dünyanın en hasılatlı yapımlarından biri olan, yayınlanan her sezonuyla reyting rekorları kıran Game Of Thrones'u çokça özlediğimiz şu günlerde gelin özlemimizi biraz daha yukarılara taşıyalım. Bu diziyi bu kadar sevmemizde arka planda çalışan kocaman ekibin, birbirinden yetenekli oyuncuların ve tabii ki George R. R. Martin'in etkileyici senaryosunun çok büyük payı var. Bugün ise bizi bu diziye bağlayan başka bir büyülü isimden söz edeceğiz. İlk sezonu izlemeye başlamadan önce jeneriği defalarca başa sarmamıza neden olan bir isim: Ramin Djawadi. Peki, kimdir bu Ramin Djawadi ve neden bu kadar önemli bir rolü var Game of Thrones için? Yetenekli müzisyenin annesi Alman, babası ise İranlı. 4 yaşından beri piyano ve gitar çalıyor Ramin Djawadi. 1998 yılında Berklee Müzik Koleji'nden üstün derece ile mezun oluyor ve bu başarısı başka büyük bir besteci tarafından keşfediliyor. O isim sizin de tahmin edebileceğiniz üzere, Hans Zimmer. Sonrasında Ramin Djawadi, Hans Zimmer'ın şirketi Remote Control Productions'da çalışmaya başlıyor. Kendisini tüm dünyaya gösterme fırsatını işte böyle buluyor başarılı besteci. Game Of Thrones'un müziklerini yapmadan önce Prison Break ile ilk Emmy adaylığını alıyor.  Daha sonra ise Iron Man ve Deception gibi filmlerin müziklerini yapıyor Ramin. Game Of Thrones ile olan güzel yolculuğu 2011 yılında başlıyor. Bu kadroya nasıl dahil olduğu sorulunca ajansı sayesinde olduğunu söylüyor. "Dizinin yapımcıları benimle ilgileniyorlardı. Onlardan bir telefon aldım, sonra bir toplantı düzenledik. Toplantıdan önce ilk sezonun iki bölümünü incelemem için bana göndermişlerdi. Bölümleri izlediğimde ağzım açık kalmıştı, o zaman bile bu işin ne kadar karışık ve harika olacağı belliydi."   Dizinin birinci sezon soundtrack'i tamı tamına 29 başyapıttan oluşuyor ve aslında bu listeye dahil olan birçok şarkıya 7.sezona kadar olan tüm bölümlerde tekrar tekrar rastlayabiliyoruz. "Goodbye Brother" ve "Winter Is Coming" listenin öne çıkan şarkılarından yalnızca ikisi. Peki Ramin Djawadi, "main theme"i bestelemeye başladığında bu kadar özel ve simgesel bir şey ortaya çıkardığının farkında mıydı? Bunun için şöyle bir cevabı var başarılı bestecinin: "Bu şarkıyı yazdığımda kesinlikle böyle bir şey beklemiyordum. İlk bölümün yayınlandığı günü hatırlıyorum, ertesi gün David bana main theme'in ilk coverını yollamıştı ve sonra bir tane daha çıktı ve bir tane daha. İnsanların büyük bir ilhamla kendi değişik versiyonlarını oluşturmaları harikaydı."   2.sezon müzikleri 21 şarkıdan oluşuyor. Khaleesi'nin küçük ejderhalarının büyümeye başlayıp dizinin yavaş yavaş oturmaya başladığı, yer yer Joffrey'e sinir olduğumuz ve "Valar Morghulis" ile tanışmamızı sağlayan bir sezondu 2.sezon. Bu sezonun en öne çıkan parçaları ise "Winterfell", "Valar Morghulis" ve genellikle Khaleesi'nin sahnelerinde kullanılan "Mother Of Dragons"dı.   Aralarından en iyisini seçmek imkansız olsa da 3. sezonun şarkılarının daha hüzünlü ve daha etkileyici olduğunu söylemeden geçemeyiz. "A Lannister Always Pays His Debts", "Dracarys", "You Know Nothing", "I Have To Go To North" listenin en güzel parçalarından.   22 parçadan oluşan 4.sezonun en öne çıkan parçaları: "Forgive Me" ve "The Children".  Ramin Djawadi, her karakter ve durum için bir parça bestelemenin imkansız olduğunu söylüyor. Bu yüzden daha net olaylara odaklandıklarını belirtiyor. "Bu durumu anlatırken hep aynı örneği veriyorum. Mesela ilk sezonlarda Theon Greyjoy'un dizide çok büyük bir rolü yoktu. Fakat sezonlar ilerledikçe kendini bulan ve dizinin akışına katkıda bulunan önemli bir karaktere dönüştü. Böylelikle biz de onun için bir parça yapmaya karar verdik. Aynı şey diğer karakterler için de geçerli."   5.sezon 18 şarkıdan oluşuyor. Bizim favorilerimiz ise, "Atonement" ve "Throne For The Game".   6.sezona baktığımızda ilk dikkatimizi çeken parça tüm güzelliğiyle "Light Of The Seven" oluyor. Bunun sebebi ise tabii ki sadece şarkının güzel olması değil. Bu parçada daha önceki parçaların hiçbirinde bulunmayan bir enstrümana, piyanoya, rastlıyoruz. Bakın, Ramin bunun hakkında ne diyor: "Light Of The Seven'ın yeni birkaç şeye ihtiyacı olduğu hakkında konuşuyorduk. Sonra Miguel yeni bir fikirle geldi ve neden piyanoyu kullanmıyoruz diye sordu. Bunun üzerine biraz düşündük çünkü piyano aslında bir Game Of Thrones dili değildi. Sonra piyanoyu kullanmaya karar verdik, çünkü bunun izleyiciler için büyük bir sürpriz olacağının farkındaydık, amacımız da buydu. Piyano neredeyse başka hiçbir enstrümanın sahip olmadığı bir dinamiğe sahiptir. Çok düşük ve çok yüksek çalınabilir. Bu, sahneye tamamen uyuyordu." "Light Of The Seven" dışında bu sezonda favorimiz olan bir parça daha var, "The Tower (Bonus Track)". Lyanna Stark'ın doğum sonrası kan ter içinde Aegon'u, nam-ı diğer Jon'u koruması için Ned Stark'a yalvarması. Arka planda çalan The Tower parçası ve Lyanna'nın beynimize kazınan repliği: "Promise me Ned! Promise me." Ve son olarak Littlefinger'ın ölümüne tanık olduğumuz, Lyanna Stark ve Rhaegar Targaryen'in hikayesinin arkasındaki gerçeği öğrendiğimiz ve duvarın yıkılışıyla Ak Gezenler'in Winterfell'e doğru yola çıkışlarını izlediğimiz harika bir sezondu, 7.sezon. Bu sezondan favorimiz olan parça "Truth". Lyanna Stark ve Rhaegar Targaryen'in ilişkilerinin aslında büyük bir aşk üzerine kurulduğunu gördüğümüz o güzel düğün ve Bran'in tüm olayı özetleyen cümlesi: "Robert's rebellion was built on a lie." Son olarak diğer bir favorimiz ise "Winter Is Here". Jamie'nin kız kardeşiyle yaşadığı anlaşmazlık sonucu Kings Landing'den ayrılışı ve o soğuk, kasvetli havada şehre düşen kar taneleri adeta Game Of Thrones'a veda niteliğinde muazzam bir sahne olmuş. Ramin'in 8.sezon için hazırlayacağı parçaları belki de 8.sezondan daha fazla merak ediyoruz. Bu konu hakkında soru sorulduğunda daha hiçbir hazırlık yapmadığını ve açıkçası kendisinden beklenen şeyin tam olarak ne olduğunu bilmediğini söylüyor. Durum ne olursa olsun ortaya harika bir iş çıkaracağına hiç şüphe yok. Herkese keyifli dinlemeler diliyor ve bu kasım ayının sonunda Stark'ların mottosu haline gelmiş bir cümleyle sizlere veda ediyoruz: Winter is here! Kaynak: 1, 2          

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.