Mitolojide Kadın Figürü

Mitolojide Kadın Figürü
  • 4
    0
    0
    1
  • Mitolojiye dair hiçbir şey bir kadın tarafından yazılmamış, aksine mitoloji erkekler tarafından ele geçirilmiştir. Bu yüzden biz okuduğumuz ve duyduğumuz her şeyi bir erkeğin bakış açısıyla yazıldığını görürüz. İlk başta Gaia (toprak ana) ve kadının doğurma özelliği nedeniyle anaerkil bir toplum olarak düşünülen evren, zaman geçtikçe gerek askeri gerek politik gerekse toplumsal olarak ataerkil bir oluşuma evrilmiştir. Gücün sembolü haline gelmiş olan erkek kesimi, hikayelerdeki kadın figürünü de etkilemiş ve hatta bazı eleştirmenler tarafından mitoloji yazarlarına kadın düşmanı bile denmiştir. Bir kadının zaafının hep şehvet ve memnuniyetsizlik olduğunu düşünen ve bunu mitolojik hikayelerine aktaran bir ataerkil toplum, aynı zamanda kadınlardan korkuyordu da çünkü onların aksine, kadınlar doğum yapabiliyordu ve bu onların güçlerini kaybettirebilecek bir özellikti erkekler için. Aldatılmaktan, yetememekten de korkuyorlardı aynı zamanda böylece Clytemnestra, Aphrodite, Helen ve onların eşlerini aldatması üzerine birçok hikayeler yazıldı. Pandora; bütün kötülüklerin başı olarak bilinmişti çünkü Prometheus, insanlar için ateşi çalıp insanların kendini koruyabilmesi için onlara vermek istedi ve Zeus, buna karşı çıkmasına rağmen ateşi insanlara armağan etti. Zeus da ceza olarak ölümlü kadınların olmadığı sadece tanrıçaların olduğu evrene ölümlü bir kadın yarattı, Pandora yeryüzündeki ilk kadındı. Zeus, ona bir hediye verdi; bir kutu, Pandora’nın kutusu. Ona kutuyu açmaması gerektiğini söylese de Pandora merakına yenik düşüp açtı ve içinden bütün kötülükler çıktı, hatasını anlayınca kutuyu geri kapatan Pandora, son olarak kutuda insanlığı kurtarabilecek bir şey bırakmıştı; o da umuttu. İnsanoğluna ceza olarak yaratılan bir kadın ve kadının merakı her zaman kötülüklerin başı olarak bilinmişti. Helen; büyük bir savaşın çıkmasına yol açmıştır sözde. Menelaus’la evli olan Helen, bir kader kurbanıdır aslında çünkü savaş Zeus’un kendi planıdır. Paris’e hem Aphrodite’yi hem de Athena’yı göndermiş ve ikisinin ona vaat ettiği şeyden birini seçmesini istemişti. Ya güzellik ya da askeri güç. Paris Aphrodite’nin güzeller güzeli bir kız bulma vaadini seçmiş ve Helen’le yolları kesişmişti. Helen de Aphrodite’in etkisiyle Paris’le Truva’ya kaçmayı hedeflemiş ve bu kaçış sonucu insanları mutsuzluğa, yorgunluğa sürükleyecek taraflar arası şiddetli bir savaş başlamıştı. Aphrodite; düzenbaz kadın arketipinin örneğidir çünkü, bu tanrıça kocası Hephaestus’u Ares ile aldatmış ve bunu bütün tanrıçalar ve tanrılar görmüştü. Bu işin içinde Ares de olmasına rağmen herkes tarafından kötülenen ve suçlanan tabii ki yine bir kadın olmuştu. Aynı zamanda ölümlü olan birine aşık olan tanrıçayı, sırf ölümsüz olduğu için istemeyen insana karşı da aldatıcı bir oyun oynamış ve kendisini ölümlü bir kadına çevirmişti, hikayelerde şekil değiştirme olayını Zeus’un birçok kez yaptığı anlatılsa da, yine aldatıcı olan taraf hep kadındı. Penelope; her zaman ideal bir eş ve anne olarak görülmüş çünkü evinden dışarı çıkmamış, asilik yapmamış bir tanrıça olarak tanıtılır Penelope. Uzaklara giden eşini hep bekleyen, oğlunun ve babasının sözünden çıkmayan, ideal bir eş ve bir kadındır onlara göre. Hikayede Odysseus’un geri dönmeyeceği düşünüldüğü için, genelde her toplumda görüldüğü gibi "evin erkeği" tabirine Telemachus da kendini maruz bırakıyor ve küçük bir genç olmasına rağmen kendisini evin babası olarak düşünüp annesine ‘’Anne, sen git ve kendine bir eş bulup evlen ben babamın konumunu alırım’’ diyor çünkü ona ve ona bu yükü yükleyen yazarlara göre erkek olmak bunu gerektiriyordu kadın olmak ise sadece uygun bir eş bulmayı. Clytemnestra; mitolojide asi biri olarak görülen bu kadın, kocası Agamemnon’un Truva Savaşı’na gitmesiyle hemen kendine yeni bir eş bulmuş ve savaştan dönen kocasını öldürtüp etini bile yemişti, ama bunu yapmasının temel bir sebebi vardı; çünkü Agamemnon kızı Iphigenia’yı Artemis’e kurban vermişti. Yani kızı için yapmıştı bunları Agamemnon’a karşı karısı. Sonra da diğer kızı Electra ve oğlu Orestes’in kendi annelerini öldürmesiyle, Clytemnestra’nın hayaleti, Furies’ten adalet için yardım isteyince aslında ona yardım etmeyi amaçlayan Furies, Orestes tarafından zehirlendikleri için Clytemnestra’ya adaleti için yardım edememiş ve ortada haklı ya da haksız gibi bir durum söz konusu olmasa bile sonuç olarak yine kadın taraf kötü bir konuma düşmüştü. Pandora, Helen, Aphrodite, Penelope, Clytemnestra ve daha niceleri ataerkil bir toplumun kurbanlarıydı ve bütün kötülüklerin başı yine kadındı mitolojide.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.