Minik Oskar'ın Çığlığı: Teneke Trampet

Minik Oskar'ın Çığlığı: Teneke Trampet
  • 0
    0
    0
    0
  • Günter Grass'ın 1959'da yazdığı Teneke Trampet adlı bu roman Jean-Claude Carriére tarafından senaryoya taşınmış, Volker Schlöndorff yönetmenliğinde gösterime girmiştir. Film; Cannes, Altın Palmiye gibi ödülleri de içeren toplam 13 ödül almıştır. Orijinal adı Die Blechtrommel olan bu yapıt 1979 Almanya, Fransa, Yugoslavya ve Polonya ortak yapımı dramatik savaş filmidir. Dönemin buhranını resmetmesi bağlamında film, tarihsel nitelik de taşımaktadır. Film, başroldeki Oskar'ın anlatımıyla işlenmektedir. Oskar film anlatımına, kendi köklerine dayanan büyükannesi ve büyükbabasının trajik tanışma hikayesiyle başlar. Büyükbabası kereste fabrikası olan büyük bir kundakçıdır ve bir gün askerlerden kaçacak yeri olmadığında, bir tarlanın ortasında, Oskar'ın büyükannesinin 'eteğinin altına' sığınmıştır. İkisi bir yıl kadar kaçak olarak yaşamış, sonunda ise Koljaiczek (Oskar'ın büyükbabası) sevgilisinden ayrılmak durumunda kalmıştır. Bu durumda filmde Koljaiczek hakkında iki ihtimalden söz edilir; ya kaçarken boğulmuştur ya da kurtulup Amerika'ya gitmiş ve orada milyoner olmuştur. Geride kalan büyükanne ise yıllarını pazarda geçirmiş ve geçimini 'eteğinin altında' ne bulursa satarak sağlamıştır. "Kazlar, ne şişman ne çok zayıf." Yıllar geçmiş, I. Dünya Savaşı zamanı başlamıştır ve büyükannenin artık satacak kazı kalmamıştır. Olayların seyri Oskar'ın annesinin (Agnes Matzerath), kuzeni (Jon Bronski) ve Alfred Matzerath ile ilişkisiyle devam etmektedir. Bu arada I. Dünya Savaşı bitmiş, filmin memleketi olan Danzig bağımsızlığını ilan etmiş ve Polonyalılar kendi postanelerine sahip olmuştur. Jon Bronski ve Alfred Matzerath, ikisi farklı karakterlerin temsilidir fakat Agnes Matzerath'a besledikleri ortak duygu onların arkadaş olmasını sağlamış ve bu üçlünün ilişkisinin sonucu minik Oskar dünyaya gelmiştir. Oskar'ın dünyaya geldiği gün annesinin ona verdiği bir söz vardır: "Minik Oskar, üç yaşına geldiğinde teneke bir trampeti olacak." Bu teneke trampet sözü, Oskar'ın hayatında temel olan metaforik bir yere sahiptir. 12 Eylül 1927. Oskar kendi üçüncü yaş günü partisinde aile bireylerinin birbirleriyle olan ilişkilerini gözlemlemiş, babasının kim olduğu belirsizliğiyle beraber ortada bir ahlaki çöküşün olduğunu fark etmiştir. Henüz üç yaşına yeni girmiş olmasına karşın artık böylesine bozulmuş bir dünyada daha fazla büyüyemeyeceğini fark etmiş ve buna bir son vermeye karar vermiştir. Bu kararını gerçekleştirmek için merdivenlerden düşmüş, ciddi yaralanmamış fakat bundan sonra bir daha hiç fiziksel büyüme gösterememiştir. Bu durum onun için tam bir başarıyı ifade etmektedir. Sonraki süreçlerde çok gürültücü olduğu için teneke trampeti elinden alınmak istenmiş, fakat Oskar tüm baskılara karşı pasif bir direniş olarak 'çığlığını' ortaya koymuştur. Oskar'ın çığlığının, cam ve çerçeveleri çatlatabilecek derecede tiz oluşu, kendinde içselleştirdiği direnme biçimi, isyanın farklı bir boyutu olarak karşımıza çıkar. Bundan sonra kimse onun elinden trampetini almaya kalkamayacaktır. Filmde ele alınan farklı bir konu da balık metaforudur. Eski bir Pagan geleneğinde Cuma günleri balık yeme günleridir ve bu gelenek günümüze kadar alışkanlık sağlamıştır. Filmde, Agnes Matzerath'in ikinci çocuğuna hamile kalması ile durmadan balık tüketmesi arasında ilişki kurulmuştur. Fakat ikinciye hamile kalışı ve yaşadığı sıkıntılar artık Agnes Matzerath'ın kaldırabileceğinden fazla bir boyuta erişmiş, bunun sonucunda Agnes Matzerath intihar etmiştir. Oskar ve hayatı, II. Dünya Savaşı'nın da etkisiyle artık neredeyse tamamen değişmiştir. "Bir zamanlar Noel Baba'ya inanan saf insanlar vardı. Ancak Noel Baba sandıkları şey aslında gaz adamdı! Bir zamanlar adı Markus olan bir oyuncak tüccarı vardı ve dünyadaki tüm oyuncakları yanında götürdü."

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.