Merhaba, Ben Johnny Cash

Merhaba, Ben Johnny Cash
  • 0
    0
    0
    0
  • Kimi sesleri duyunca içimiz sıcacık olur, kimi seslerse bizi derin bir kedere boğar. Johnny Cash’in sesini duyduğumuzda ise hissettiğimiz şey üstümüze çeki düzen verip önümüzü ilikleme ihtiyacıdır. 20. yüzyılda en fazla tesir bırakan müzisyenlerinden biridir o çünkü. Bir country ikonu olarak bilinse de rock and roll, rockabilly, blues, folk gibi birçok türü kapsayan geniş aralıklı bir müzik anlayışına sahipti."I Walk the Line", "Folsom Prison Blues", "Ring of Fire", "Man in Black" şarkıları ile karakterize olmuş derin bariton sesinde her daim bir tutam hüzün vardı. Bize huzur veren bu büyülü ses, kendi iç huzurunu bir türlü sağlayamamış melankolik bir adamın iç sesiydi, acıları ruhunun derinliklerinden sızıp müziğine yansıyordu sanki. Ünlü olmadan önce 5 yaşında ailesinin pamuk tarlasında şarkılar söylemeye başladı. Ağabeyi Jack ile çok yakınlardı, fakat Jack bir testere kazası sebebiyle öldü ve bu olay Johnny'nin ruhunda hayatı boyunca kanayacak bir yara açtı. [caption id="attachment_45588" align="aligncenter" width="905"] Johnny Cash ve Elvis Presley[/caption] Elvis Presley, Carl Perkins ve Jerry Lee Lewis ile birlikte efsanevi Sun Records kayıt şirketinin “Milyon Dolarlık Dörtlü”sünden biriydi. Lewis ve Perkins’in yıldızı erken yıllarda sönmesi ve Elvis’in 42 yaşında ölmesine rağmen Johnny Cash ölümünden çok kısa bir süre öncesine kadar bile şöhretinden hiçbir şey kaybetmemişti. Bob Dylan’dan Willie Nelson’a kadar müzik dünyasının çoğu deviyle işbirliği yaptı. Bunların en önemlisiyse muhtemelen defalarca Grammy ödülü kazanmış ünlü yapımcı Rick Rubin ile yaptığı çoğunlukla cover parçalardan oluşan 5 albümdü. Cash, şarkıları o kadar güzel coverladı ki onlara yeni bir kimlik kazandırdı, artık hepsi onun şarkısı oldu adeta. Nick Cave’in “The Mercy Seat”ini öyle bir yorumlamıştır ki sonrasında Nick Cave konserlerinde şarkıyı “a song by Johnny Cash” diye takdim etmiştir. İlk eşi Vivian ile boşanmalarının ardından Nashville’e taşınıp June Carter ile evlendi. [caption id="attachment_45589" align="aligncenter" width="912"] Johnny Cash ve eşi June Carter[/caption] 1971 yılında “Man in Black”i yayınladı. Konserlerinde hep siyah giyinmesinden ismini alan albüm zamanla sanatçının lakabı olarak hafızalarda yer etti. Hatta yazdığı ilk otobiyografisi de bu başlıkla yayınlandı. Cash'e neden sürekli siyah giyindiği sorulduğunda güçsüzler, ezilmişler, umutsuzlar, hatalarının bedelini ödeyen mahkumlar için giydiğini söyler. Johnny Cash’in Hapishaneye Gittiği Gün: [caption id="attachment_45590" align="aligncenter" width="661"] Johnny Cash, Folsom Hapishanesi'nde bir mahkumla tokalaşıyor.[/caption] Bundan 50 yıl önce Johnny Cash Folsom Hapishanesi kapılarına doğru yürüyordu. Bir cinayet işlediği için değil, mahkumlara konser vermek için. “Hello, I’m Johnny Cash.” diye sade bir takdimle başladı. Elinde gitarla hapishane yemekhanesinin önünde durduğu o an hayatında ve kariyerinde bir dönüm noktası oldu. “At Folsom Prison” 60'lı yılların birçok hit albümü arasından en kişiseliydi belki de. Kızı Rosanne Cash 40 yıl sonra o anı şöyle anlatıyor:
    Onun ışığa geldiği andı. Bu bir çelişki ama doğru. Babamın hayatını ve o anı düşündüğümde, gerçek kişiliğini oturtan o gücü görüyorum. Ve içinde ne kadar karanlık olursa olsun, bu ışıktı.
    “At Folsom Prison” tüm zamanların en çok satan albümlerinden biri oldu. Bundan böyle Johnny Cash; ezilenlerin koruyucusu, hırsızların ve katillerin şarkıcısı ve hapishane reformunun savunucusuydu. Folsom’dan sonra başka hapishanelere de gitmeyi kafasına koydu. 10 yıl boyunca mahkumların kişisel İsa’sı oldu. Cash’in yürüdüğü çizgi iyi ve kötüyü, masum ve suçluyu ayıran çizgiydi. Şimdi, 50 yıl sonra Folsom Hapishanesi’ndeki performansını dinlediğimizde dingin sesinin arkasındaki güçlü karakteri hissediyorsak bu yüzden. Müzik Tarihinin En Hüzünlü Parçalarından “Hurt”: https://youtu.be/vt1Pwfnh5pc 100 kişiye “Hangi şarkı sizi ağlatabildi?” diye sorsak muhtemelen “Hurt” en popüler cevaplardan biri olurdu. Orijinal olarak bir Nine Inch Nails şarkısı olsa da Johnny Cash’in yorumu ve ikonik video klibiyle çok farklı bir ruh kazanmıştır. Rick Rubin videonun artık “tarihsel bir belgesel” olduğunu öne sürüyor ve devam ediyor:
    İlk izlediğimde ağladım. 2 saatlik bir film süresince insanlara böyle bir duygu yaşatabilirseniz bu harika bir başarı olurdu. Bunu 4 dakikalık bir müzik videosuyla yapabilmek ise şok edici.
    Kalpleri parçalayan video klip hayatın geçiciliğini ve ölümün acımasızlığını gözler önüne serer. Buruk bir veda niteliğindedir, şarkının bitişiyle piyanosunu kapatan Johnny Cash’i görünce bir devrin hatta bir felsefenin sonlandığını hissederiz. Çekimlerin tamamlanmasından 3 ay sonra eşi June Carter vefat etti. Eşi öldükten 2 ay sonra Cash bu notu yazdı.

    "11 Temmuz 2003

    Öğle vakti

    June Carter’ı seviyorum, seviyorum. Evet seviyorum. June Carter’ı seviyorum. Ve o da beni seviyor.

    Ama şimdi o bir melek ve ben değilim. Şimdi o bir melek ve ben değilim."

    Ve bundan 2 ay sonra da Johnny Cash de sessizce hayata veda etti. Üzücü bir dipnot: Klipte gördüğümüz Cash’in 30 yıllık evi 2007 yılında yanıp kül oldu. Daha fazlası için, Johnny Cash ve eşi June Carter’ın ölmeden önce kendilerini canlandırmaları için Joaquin Phoenix ve Reese Witherspoon’u özel olarak seçtikleri biyografik “Walk the Line” filmini şiddetle tavsiye ediyoruz. https://youtu.be/-AFO0rUjXIA

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.