Medusa’nın Gözlerinden Bir Kadın

Medusa’nın Gözlerinden Bir Kadın
  • 0
    0
    0
    0
  • Yunan mitolojisinin belki de en tehlikeli ve en çirkin yaratıklardan biri olan Medusa’nın, aslında tamamen bir kıskançlık kurbanı olduğunu ve hayatının haksızlıklarla ve acıyla geçtiğini biliyor muydunuz? Tıpkı Türkiye’deki kadınların hayatlarının çoğunun geçtiği gibi. Bugün sizlere Medusa’nın ilginç hikayesi ile Türk toplumundaki kadınların yaşamlarına bir kapı aralamak istiyoruz. Öncelikle sizlere Medusa’nın trajik hikayesinden biraz bahsetmek istiyoruz. Medusa dünyaya, sonunu getirecek ve laneti olacak bir güzellik ile gelmiştir. Hatta doğuştan o kadar güzeldir ki Medusa, sadece yeryüzünde yaşayan fanilerin değil, Olimpos’un tepelerinde yaşayan tüm Tanrı ve Tanrıça’ların dikkatini doğduğu gün çekmiştir. Böylece de ölümlü ve ölümsüz tüm kadınların kıskançlığını ve erkeklerinde hayranlığını kazanmıştır. Bunların başında ise belki de Tanrıça Athena ile Tanrı Posedion gelmiştir. Zira Athena, basit bir ölümlü köylü kızının, diğer tüm Tanrıçaların güzelliğini nasıl gölgede bırakabildiğini hiçbir zaman anlayamamıştı. Poseidon ise Medusa’nın en büyük hayranı haline gelmişti ve hiçbir ölümlü veya ölümsüz kadının güzelliğinin yanından bile geçemeyeceği Medusa’ya sahip olmak istemişti. Hakkında güdülen kinlerden ve ekilen hayranlık tohumlarından bihaber normal ve mutlu bir şekilde hayatına devam eden Medusa, ibadetlerini yerine getiren, ailesine yardım eden, hatta belki de gönlünü birine kaptıran normal bir kızdan farksız bir şekilde hayatta oradan oraya koşturan sıradan bir genç kızdı. Ta ki bir gün Tanrı Poseidon’un nefsinin kurbanı olana dek! Aşkına bir türlü karşılık alamayan ve bu kadının yerini hiçbir şey ile dolduramayan Denizler Tanrısı Yüce Posideon’un gururu kırılmıştı ve ne pahasına olursa olsun bu ezikliğin altında kalmayacaktı. Medusa artık onun olmalıydı. Hal böyle olunca da, o “ulu” Denizler Tanrısı Poseidon bir kuş kılığına girip, zavallı Medusa’yı Athena’nın “kutsal” Tapınağına kaçırmış ve oracıkta zorla Medusa’ya sahip olmuştu. Anlayacağınız kızcağıza oracıkta tecavüz edivermiştir… Keşke hikaye burada bitseydi dediğinizi duyuyoruz lakin şans her zaman insanın yüzüne gülmüyor. Ne yazık ki Medusa’ya da gülmemiş. Athena, Posaidon’un yaptıklarını öğrenince bunları birer hakaret ve saygısızlık olarak görmüş ve sinirlenmişti. Lakin siniri Posidon’a değildi. Athena’nın siniri, ölesiye kıskandığı bu basit faniye karşıydı. Hal böyle olunca da Athena, güzelliği ile tüm bu olaylara sebebiyet veren Medusa’yı cezalandırmak istemiş ve böylece de onu yılan saçlara ve çirkin bir yüze sahip olan bir yaratığa; bir Gorgon’a çevirmiş. Bu sayede de yeryüzündeki üç Gorgon’dan biri haline gelmişti güzeller güzelli Medusa. Son dokunuş olaraksa Athena, Medusa’nın gözlerine bakan herkesin taşa dönüşmesini sağlayacak bir lanet yerleştirmişti Medusa’ya böylece bir daha hiç kimsenin ona bakamayacağından, bakmaya çalışanın ise oradan ayrılamayacağından emin olmuştu. Zavallı kız bir canavara dönüşmüş kalmışken onun adını duyan cesaretli savaşçılar ise onun kafasını kesmeye ant içmişlerdi. Malum o zamanların ata sporu canavar avlamak. Lakin bu düşünüldüğü kadar kolay olmamıştır, zira yıllar içinde yaşadıklarının acısını insanlardan çıkarmaya başlamıştır Medusa ve böylece de herkesin korkulu rüyası haline gelmiştir. Uzun yıllar boyunca da kimse Medusa’yı alt edememiştir. Aradan yıllar geçmiş ve Medusa’nın namı yürümüşken, Yunanistan’ın başka bir şehrinde bir kral, torunu tarafından öldürüleceği kehanetini duyunca, bunu engellemek için kızı Danae ve torununu Perseus’u bir sandığa kitlemiş ve denize atmıştır. Kaderin bir oyunu olsa gerek bu sandıkta Medusa’nın mağarasının bulunduğu yerin yakınlarında bir adaya varmıştır. Bu adanın kralı sandıktan çıkan Denae’yi gördüğü anda âşık olmuştur ve ona daha kolay sahip olmak için Perseus’a zorlu bir göreve gönderme kararı alır, böylece Perseus ayak altından çekilecektir. Peki nedir bu görev? Tabi ki nice cesur yüreğin uğurunda öldüğü ya da taşa dönüştüğü Medusa’yı öldürmek. Bu amaçla yollara düşen Perseus, bu uğurda Tanrılardan yardım istemiştir. Bu arzusuna ise kim cevap vermiştir dersiniz? Tabi ki hikayenin kötü kadını Athena! Medusa’yı canavara çevirmesi yetmezmiş gibi, bir de Perseus’a canavarın kafasını kesebilmesi için özel bir kılıç ve Medusa’nın bakışlarından kaçabilmesi için de bir kalkan veren Athena, bir nevi kendi yarattığı kötülüğü bu şekilde ortadan kaldırmayı ummuştur. Hermes tarafından da daha hızlı hareket edebilmesini sağlayan bir başlık ve sandalet hediye edilen Perseus, artık Medusa’yı alt edebilecek güce sahip olmuştur. Böylece de Medusa ile verdiği savaş sonucunda Perseus, Medusa’nın kafasını gövdesinden ayırmış ve görevini başarı ile tamamlamıştır. Böylece Medusa’nın da acınası hayatı belki de huzurlu bir sona kavuşmuştur. Görüldüğü üzere mitolojideki belki de en trajik hikayelerden birisi Medusa’nınkidir. Zavallı bir genç kız hiçbir kusuru olmaksızın, tarihin en korkutucu, en içler acısı varlığı haline dönüşmüştür. Hem de ne yüzünden? Haset ve doyumsuz bir nefis! Aslında Medusa, hem cinsinin kıskançlığının ve bir adamın bacak arasına sahip çıkamamasının bir kurbanıdır. Zavallı genç kız bildiğiniz tecavüze uğramış ve hayatı değişmiştir. Tıpkı milyonlarca kadının başına geldiği gibi! Burada tecavüze uğrayan ise sadece Medusa değildir, tüm insanlık onurudur! Ülkemizde kaç kadın tecavüz kurbanı biliyor musunuz? Kaç kadının hayatı, bir erkeğin kendi uçkuruna sahip çıkmadığı için değişiyor farkında mısınız? Kaç kadın geceleri başını yastığa koyarken “bu utançla” yaşamak yerine ölmek için yalvarıyor hiç düşündünüz mü? Biz size şöyle bir örnek verelim. Gazetelerden ve sosyal yayın sitelerinden Bianet’in topladığı verilerine göre 2018 yılında 61 kadın tecavüze uğradı, 188 kadın ise tacize mağdur kaldı, 516 kadın ise seks işçiliğine zorlandı. Sayılar size az mı geldi? Unutmayın tecavüz belki de ihbar edilmesi en zor suçtur. Bir kadının onurunu iki paralık eden, onu toplumda “lekeli” olarak gösteren bir olayı, belki de sadece onuru için yaşayan bir kadının öne çıkıp söylemesi çok zordur. Bir adam geldi ve Medusa’nın da hayatını elinden aldı. Bir kadın geldi ve dedi ki suçlusu sensin! Sanki o herifin hiçbir suçu yok gibi! Sanki her şeyin sebebi o herifin kendini dizginleyememesi değilmiş gibi. Bir kadın geldi ve dedi ki buna sen sebebiyet verdin. Nasıl sebebiyet vermiş olabilir ki Medusa? “Şort giyerek” mi? “Saçları ile oynayarak” mı? Yoksa “o saatte gece sokakta olduğu için” mi? Tanıdık gelmiştir herhalde bunlar diye umuyoruz. Hangi kadın tecavüze uğramak ister soruyoruz size? Bir kadın tecavüze nasıl sebebiyet vermiş olabilir? Tecavüzü sıradanlaştırmak, kadına suçu biçip basit bir düşünce ile erkeği aklamak suça ortak olmaktır. Bunu düşünen, buna inanan zihniyetin devrime ihtiyacı vardır! Medusa’nın hikayesi belki de onun ne kadar güçlü olduğunu, bir kadının ne kadar güçlü olabileceğini göstermek için yaratılmıştır. Medusa onca şeye rağmen ölmedi, Medusa onca şeye rağmen dik durdu, dik kaldı. Bir düşünsenize o da bizler gibi sıradan bir kadındı. Her şey elinden alınana kadar… Bir canavara dönüştü, toplum onu bir canavar yaptı, sırf “lekeli” olduğu için belki de… Lakin o pes etmedi, kendi hayatına kıymadı. Kendini kolayca öldürüp ya da onu avlamaya gelenlere izin verip, sefaletine son verebilirdi Medusa. Ama yapmadı, her şeye rağmen yaşamaya devam etti. Hem de kendinden başka hiç kimse için değil. Kendi için, her şeye rağmen, yaşamaya devam etti. Mitolojideki en güçlü kadınlardan biridir Medusa ama bunun yılan saçlarıyla ya da gözleri ile alakası yoktur. Bunun yaşadıklarıyla alakası vardır. Her kadın aslında biraz Medusa’dır… Tüm güçlü kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Unutmayın yalnız değilsiniz, yalnız olsanız bile atlatacak kadar güçlüsünüz! Katkılarından dolayı Beren Tunçalp 'a sonsuz teşekkürler. Kendisinin diğer güzide yazılarını okumak isterseniz ismine tıklamanız yeterli.     Kaynak

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.