Marvel’ın En İyi 5 Crossover Hikayesi

Marvel’ın En İyi 5 Crossover Hikayesi
  • 1
    0
    0
    0
  • Çizgi roman kahramanları her ne kadar kendi adları altında serilere sahip olsalar da bazı durumlarda bir araya gelebiliyorlar. Bu kahramanlar bazen birbirleriyle savaşırken bazen de güçlerini birleştirerek ortak bir düşmana karşı cephe alabiliyorlar. İki ya da daha fazla kahramanın bir arada yer aldığı bu serilere crossover hikayeler adı veriliyor. Crossover hikayeler, çoğu çizgi roman şirketinde uygulanıyor. Özellikle önemli hikayenin başlayacağı sırada pek çok bilindik kahramanı bir araya getirmek çizgi roman serisinin satışı için oldukça efektif bir yöntem olma özelliği taşıyor. Pek çok süper kahramanı bir arada görmek çizgi roman severler açısından oldukça heyecan verici bir durum. Marvel da farklı karakterlerini bir araya getirdiği hikayeler yaratmayı seven çizgi roman şirketlerinden biri. Belki de en önemlisi... İşte karşınızda Marvel’ın en iyi 5 crossover hikayesi.

    5- Civil War (2006/2007)

    Listenin 5. sırasında Civil War bulunuyor. 2016 yılında Captain America: Civil War adı ile film uyarlamasıyla ekranlarda kendine yer bulan bu seri, Mark Miller tarafından yazıldı. Serinin çizgileri ise Steve McNiven’a ait. Hikaye, Amerika Hükümeti’nin süper kahramanlar için Süper Kahraman Kayıt Yasası’nı uygulaması ile ilgili. Hükümet kahramanların gerçek kimliklerini başkentteki yetkililere kaydettirmesini istiyor. Bunun sebebi ise hikayenin başında yaşanan bazı trajik olaylar. Stamford kasabası tamamen yok oluyor. Bazı tecrübesiz genç kahramanlar boylarından büyük kötü adamlara alt etmeye çalışırken büyük yıkımlara neden oluyorlar. Süper kahramanlardan bazıları hükümetin bu uygulamasına karşı çıkıyor. Captain America ve onun önderliğindeki bazı kahramanlar yasaya karşı bir duruş sergiliyor. Yasaya karşı çıkan kahramanlar gibi yasayı kabul etmeye hazır bazı kahramanlar da yok değil. Iron Man ve Mr. Fantastic önderliğindeki kahramanlar ise Amerikan Hükümeti’nin yanında yer almayı seçiyorlar. Böylece kahramanlar arasında adeta bir iç savaş patlak veriyor. Seride pek çok kahraman birbiriyle ölesiye savaşıyor. Taraf değiştirenler de oluyor hayatlarını kaybedenler de. Civil War’ın üzerinde durduğu konular ise ahlaki sorumluluk, sivil düzen ve özgürlük.

    4- Secret Wars (1984/1985)

    1984 ile 1985 yılları arasında yayınlanan 12 serilik Secret Wars hikayesi listenin 4. sırasında yer alıyor. Secret Wars’ın en önemli özelliği her Marvel karakterine bir şekilde değinmesi olarak kabul ediliyor. Ayrıca Spider-Man, X-Men ve Fantastic Four’un kendi serilerinde de Secret Wars’ın izlerini görmek mümkün. Beyonder adlı bir uzaylının sırf eğlence için tüm kahramanları ve kötü karakterleri Battleworld adındaki bir gezegene ışınlaması hikayenin temelini oluşturuyor. Beyonder kahramanları ve kötü karakterleri kullanarak kendine bir arena kuruyor. Bu arenada da Marvel’ın en önemli kahramanları ve kötü karakterleri birbirleriyle savaşıyor. Gezegendeki bazı uzaylı teknolojisine sahip silahlar da bu savaşın en önemli araçları oluyor. Hikayede savaşın yanında bazı küçük ayrıntılar da oldukça ilgi çekiyor. Aynı zamanda hikaye bazı ilklere de ev sahipliği yapıyor. Her ne kadar hikaye biraz basit gibi görünse de oldukça büyük bir popüleriteye sahip oldu. Öyle ki bir yıl sonra helen Secret Wars II serisi de en az ilki kadar büyük başarıya imza attı. Oyuncak satışlarında Star Wars ve G.I. Joe’nun gerisinde kalmak istemeyen ve bu sebeple Secret Wars’ı ortaya çıkaran Marvel, istediğinden daha fazlasını elde etmişe benziyor.

    3-  Age of Apocalypse (1995/1996)

    Sırada bir X-Men hikayesi var. Xavier’in oğlu olan Legion, babasının düşmanlarına savaş açıyor. Bunun sebebi Legion’ın babasıyla daha fazla vakit geçirmek istemesi. Tabi Xavier’ın en önemli düşmanını tahmin edersiniz. Magneto’nun Xavier’ın en büyük düşmanı olması Legion’a yeni bir fikir veriyor. Legion geçmişe giderek Magneto’yu gençken öldürmeyi amaçlıyor. Ne yazık ki işler Legion’ın istediği gibi gitmiyor ve Magneto yerine kendi babası ölüyor. Bunun üzerine Apocalypse Dünya’ya hükmetmek için ortaya çıkıyor. X-Men de Apocalypse ile savaşmak için bir araya geliyor fakat bu kez Xavier yerine Magneto’nun liderliğinde. X-Men ekibi Apocalypse ile savaşırken bir yandan Legion’un sebep olduğu bu zamanlar karmaşayı çözmekle uğraşıyor. Hikaye oldukça başarılı bir crossover hikayesi olma özelliği taşıyor. Kötü olarak bildiğimiz bazı karakterler bu hikayede iyi, iyi olarak bilinen bazı karakterler de kötü olarak kaşımıza çıkıyor. Hikayede dramatik ve vahşice ölümler de gerçekleşiyor. En önemlisi ise umudun vurgulanması. X-Men’in en karanlık dönemlerinde bile Xavier’ın hayali, zamanında en yakın arkadaşı Magneto tarafından gerçekleştiriliyor.

    2- House of M (2005)

    Zirveye bir adım kala sırada House of M yer alıyor. Brian Michael Bendis tarafından yazılan ve Olivier Coipel tarafından çizilen bu 8 sayılık kısa seri, Avengers’ın dağılmasından sonra Scarlet Witch’in deliliğe doğru yolculuğunu anlatıyor. House of M serisinden önce X-Men ve Avengers ekibi oldukça nadiren bir araya geliyordu. Fakat bu seri ile iki ekip Scarlet Witch’i kontrol altında tutmak için bir araya geliyor. Üstelik bu birleşmeyi alternatif bir gerçeklikte, mutantların egemen olduğu bir dünyada gerçekleştiriyorlar. Bu dünyada egemen olan karakter ise Magneto’dan başkası değil. İlgi uyandıran hikayesi ve ilginç bağlantıları ile House of M oldukça tatmin edici bir crossover hikayesi olmayı başarıyor. Ayrıca hikaye Marvel Evreni’ndeki mutant temasını da kalıcı bir şekilde değiştiriyor. “Artık mutantlar yok” cümlesiyle X-Men’in kaderini daha önce hiç olmadığı bir noktaya taşıyan hikaye aynı zamanda o çok sevilen ünvanını da sonsuza dek değiştiriyor. X-Men’in bugüne kadar House of M hikayesinden sonra yayınlanan tüm çizgi romanlarında House of M’in etkilerini görmek mümkün.

    1- Infinity Gauntlet (1991)

    Sonunda geldik listenin zirvesine. Zirvede 1991 yılında yayınlanan 6 sayılık, Jim Starlin tarafından yazılan, George Perez ve Ron Lim’in çizgileriyle süslediği The Infinity Gauntlet yer alıyor. Bu kısa seride Marvel’ın en önemli kötü karakterlerinden biri olan Thanos’u başrolde görüyoruz. Thanos sahip olduğu Sonsuzluk Taşları’nı bir araya getiriyor ve böylece devasa bir güce ulaşıyor. Evreni bir arada tutan çeşitli kozmik güçlerin üzerinde bir güce ulaşan Thanos; yaşam, ölüm, zaman ve mekan üzerinde ustalığa ulaşıyor. Evrenin yarısını yok eden Thanos’u durdurmak için ise Marvel’ın tüm kahramanları bir araya geliyor. Ancak bu kahramanların acele etmesi gerekiyor çünkü Thanos eskisinden daha güçlü ve acımasız bir şekilde evrene hükmetmeye geliyor. The Infinity Gauntlet yırtıcı bir uzay macerası olması dışında MCU’nun da birbirine bağlı hikayelerinin de temelini oluşturuyor. MCU filmlerinde yer alan Sonsuzluk Taşları’nın temelini oluşturan bu hikaye aynı zamanda bir sonraki film olan Avengers: Infinity War’a da doğrudan ilham kaynağı olma özelliği taşıyor.  

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.