Kaptan Fantastik: Düzene Başkaldıran Sıra Dışı Bir Aile

Kaptan Fantastik: Düzene Başkaldıran Sıra Dışı Bir Aile
  • 0
    0
    0
    0
  • 2016 yılının belki de en sıra dışı ve orijinal yapımlarından biri olan Captain Fantastic / Kaptan Fantastik'in yönetmen koltuğunda, Silicon Valley, Revolution ve American Horror Story gibi televizyon dizilerinden tanıdığımız Amerikalı oyuncu Matt Ross oturuyor. Prömiyerini Sundance Film Festivali'nde yapan filmin konusu, ABD'nin Kuzeybatı Pasifik Ormanlarında satın aldığı bir arsada, günümüz medeniyetinden oldukça uzak bir yaşam alanı kuran babanın(Viggo Mortensen), altı çocuğunun hem fiziksel hem de entelektüel açıdan eğitimini üstlenmesi etrafında gelişiyor. Ben Cash(Viggo Mortensen) ve Leslie Cash(Trin Miller) çiftinin, ABD'nin kuzeyindeki ormanların ortasında ailelerinin maddi desteği ile bir arsa satın alıp altı çocuğuyla birlikte adeta bir ütopya kurma hayallerini gerçekleştirmelerine şahit oluyoruz. Çift, Bodevan, Vespyr ve Rellian gibi başka kimsede olmayan, eşsiz isimler verdiği çocuklarını, dış dünyanın yozlaşmış medeniyetinden izole bir şekilde yetiştirmeye odaklanmıştır. Her sabah çok sıkı bir egzersizle başlarlar güne. Uzun bir koşunun ardından meditasyon ile devam ederler. Yiyecek için avladıkları hayvanların derisini giyim için kullanırlar. Dayanıklılık testlerinden geçerler, sağanak yağmurun altında tırmanış yaparlar. Temizlik ihtiyaçlarını akarsuda giderirler. Herhangi bir kutsal dine mensup değillerdir. Onlar için Noel, uydurma bir hikayenin sanki gerçekmiş gibi kutlandığı gereksiz bir bayramdır. Çocukların, bu rutin aktivitelerin dışında bir de eğitimleri vardır. Birden fazla yabancı dil sahibi bu çocuklar, Marksizm, Maoizm, Faşizm ve Kapitalizm gibi akımların içerdiği kitaplar okuyup bunların analizini yapmak zorundadırlar. Ayrıca ileri matematik, kuramsal fizik gibi dersleri vardır. Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi'ni tek solukta anlatabilecek kadar kalitede eğitim alan bu çocuklar, devletin sağladığı ezberci eğitim alan akranlarından çok daha öndedirler. Kısacası, kurdukları bu düzen için ütopya demek pek de yanlış olmaz. Ancak yolunda gitmeyen ve bu ütopya rüyasının sonunu getirme ihtimali olan bir talihsizlik yaşanır. Anneleri Leslie'nin bipolar bozukluğu vardır. Aldığı yoğun tedaviye rağmen iyileşemez ve sonunda bileklerini kesip intihar eder (filmin başlarında öğrendiğimiz bu bilgi spoiler içermez, aksine bu olay filmin şekillenmesine zemin hazırlayan yapı taşıdır). Annelerinin cenazesi için şehir merkezine gitmek zorunda kalan çocuklar, hayatlarında ilk defa, kitaptan okudukları ile fikir sahibi oldukları dış dünyayı yerinde görerek, yaşadıkları hayatı ve ebeveynlerinin kusursuz eğitimini sorgulamaya başlayacaklardır. 2012 yapımı 28 Hotel Rooms adlı ilk uzun metraj deneyiminin ardından dört yıl boyunca bu filmin senaryosu için çalışan Ross'un son derece incelikli bir film çıkarmış olduğunu söylemek pek de yanlış olmaz. Filmin konusunda kendi ebeveynliğinden de ilham aldığını söyleyen Ross, Cannes'da En İyi Yönetmen Ödülü'nün sahibi oldu. Çoğumuzun Yüzüklerin Efendisi serisindeki Aragorn karakterinden tanıdığı Danimarkalı oyuncu Viggo Mortensen'in oyunculuğuna değinmeden de geçmek olmaz ki filmdeki performansı, kendisine Akademi Ödülleri'nde En İyi Erkek Oyuncu adaylığını getirdi. İçinize işleyecek, sizi soru işaretleriyle bırakan bu yolculuk ve büyüme filmi tartışmasız 2016'nın en iyilerinden. Son olarak, böyle bir filmde olmasaydı büyük eksikliğini hissedeceğimiz Sigur Ros'tan bir parça bırakalım. https://youtu.be/81_2WDjzr9s  

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.