Johnny Depp Resitali: The Professor

Johnny Depp Resitali: The Professor
  • 0
    0
    0
    0
  • Filmler üzerine yazmaya başladığım günden bugüne kabullendiğim belli başlı gerçekler var. Bunların başında, iyi bir filmin ruhunun olduğu fikri geliyor. Evet, bana kalırsa iyi bir film bir bakıma yaşayan filmdir. Başrolünde Johnny Depp’in olduğu “The Professor” filmi bu filmlerden biri. Wayne Roberts’in yazdığı ve yönettiği 2018 yapımı filmde Johnny Depp’in yanı sıra Rosemarie DeWitt, Danny Huston, Zoey Deutch, Ron Livingston ve Odessa Young isimleri yer alıyor. Bir eleştirmen olarak yaklaştığımda filmde kusur olarak görebileceğim en büyük etmen belki de bu kadar sürükleyici bir yapıtın 90 dakikalık bir zaman dilimine sığdırılmış olması. Öyle ki bir 90 dakika daha sürseydi yerimden kalkmadan izleyeceğime eminim. Başka bir unsur ise diğer karakterlerin varlığını hissetmekte zorlanılması. Başrol o kadar baskın gelmiş ki filmin diğer oyuncularını gördüğünüzde tamamına figüran muamelesi yapıyorsunuz. Öte yandan oyunculuklar gayet başarılıydı. Profesörün en yakın dostu Peter’ın(Danny Huston) duygu yükünü artırmak adına çıkışlarda bulunması ayrıca dozunda ve hoştu. Başrol Johnny Depp hakkında konuşacak olursak son olarak Fantastic Beasts: The Crimes of Grindelwald filmiyle karşımıza çıkan aktör zaman zaman dengesi şaşan bir kariyere sahip olsa da oyunculuğuna söz söyletmeyeceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Filmin merkezindeki karakteri canlandıran ve neredeyse her sahnede karşımıza çıkan Depp, yıllanmış oyunculuk tecrübesini resmen konuşturmuş. İzleyenlerden tam not alıp almadığı hakkında çok fazla fikrim olmasa da şahsen bana göre kariyerinin en iyi performanslarından birini ortaya koymuş ve sinema sektörünün unutulmazları arasındaki yerini perçinlemiş. Biraz da filmden söz edelim. Profesör Richard bir gün doktora gider ve kanser olduğunu, geç fark edildiğini ve sayılı günleri olduğunu öğrenir. Hastalığını kabullenme aşamasında yalpalayan ve sinirlenen Richard, çok geçmeden karısının onu aldattığını da öğrenir. Dördüncü derece kanseriyle ne yapacağını düşünen karakterimiz artık eşinin ihanetiyle de uğraşmak zorundadır. Kalan altı aylık ömrünün, geçen ömründen farklı olması gerektiğini düşünen Richard, artık toplumsal normları bir kenara bırakarak içinden geldiği gibi yaşayacak ve istediği gibi ölecektir. The Professor, 1.4 milyon USD gişesiyle hak ettiği değeri göremeyen filmler arasında yerini aldı. Ama bu bizim böyle bir filmden mahrum kalacağımız anlamına elbette gelmiyor. Bir deneyin diyorum, seveceksiniz. Son olarak her zaman yaptığım gibi bir alıntıyla yazımı bitiriyor ve iyi seyirler diliyorum. “ Dünyanın sizin gibi insanlara ihtiyacı var. Dünya sizin türünüz için yanıp tutuşuyor.  Bu sorumluluğu kucaklayın ve bununla koşun. Dışarı çıkın geçiminizi sağlayın. Geri verin. Kolay olmayacak, hiç kolay olmayacak. Çoğunlukla yalnız olacaksınız ama güçlü durmak zorundasınız. Size yalvarıyorum dünyanın yüzde 98’i gibi sıradanlığa kapılmayın. Çünkü kendinize ve dünyaya büyük bir kötülük yapıyor olursunuz. Hepiniz çok akıllısınız. İsraf olmasına izin vermek için fazla akıllısınız. Ve bunda bir hakkınız var, lanet olası tek bir şans. Elinizden kaymasına izin vermeyin. Yakalayın ve sizin olmasını sağlayın. Her nefesinizi kutlayın. Size söylüyorum, hayat, bir kuş şakımasıdır.”

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.