John Keats'in Hayatının Işığı: Bright Star (2009)

John Keats'in Hayatının Işığı: Bright Star (2009)
  • 0
    0
    0
    0
  • John Keats, 25 yaşında başarısız bir şair olduğuna inanarak değer verdiği her şeyden kilometrelerce uzakta ölmüş olsa da ölümünden yüzyıllar sonra hâlâ romantik akımın en başarılı ve sevilen şairlerinden biri olarak anılmaya devam ediyor. Kendini gerçekten başarısızlığına inandırmış olmasına rağmen, sözleriyle dokunduğu ve değiştirdiği hayatlarda yeri hep özeldi. Fanny Brawne'ın hayatı da dokunduğu o özel hayatlardan biriydi. Şairlerin aşkları her zaman büyük, sonsuz ve tutkulu olmuştur. Özellikle romantik edebiyatın ikinci neslinden olan Lord Byron, Percy Bysse Shelley ve Mary Shelley gibi isimlerin ilişkileri çoğu dönem meraklısı tarafından bilinir. Mary Shelley dışında hızlı hayatlar yaşayıp genç ölen bu isimlerden ilk gidendir Keats. Çok bir şeyi olmadığı için ölümünden geriye sadece şiirleri ve gözü yaşlı bir Fanny Brawne kalmıştır. Bright Star da tanışmalarından Keats'in ölümüne kadar geçen günlerinin ufak bir derlemesi olmuş. İnişli çıkışlı yaşadıkları bu aşkı başlarda Keats'in maddi sıkıntıları, sonra da Keats'in hastalanması yüzünden asla evlenerek kutlayamamışlar. Yönetmenliğini Jane Campion'ın üstlendiği Bright Star özel bir film. Keats kadar sevilen bir şairin aşkını anlatan bir yapıt bu kadar düzgün olabilirdi dedirtiyor. Filmin neredeyse iki saatlik uzunluğu, kostümler, mekânlar, yavaş yavaş ilerleyen olay örgüsü... Bir dönem filmi ancak bu kadar türüne uygun yapılabilirdi. İzleyeceğimiz bütün filmler her zaman aksiyonlu, bizi diken üstünde tutan ya da bütün beklentilerimizi şaşırtan türde olmak zorunda değil, her filmin arkasında gizlenmiş başka bir anlam aramak zorunda ya da derine ineceğiz diye boş yere derin bir kuyu kazmak zorunda değiliz. Eğer mesele derinliği aramaksa zaten Keats'in kendi sözlerinde aradığınızı bolca bulabilirsiniz. Bazen, bazı hikâyeler sadece güzel oldukları için anlatılmalıdır. Güzellikleri ve yaşattıkları hisler, tüketicisine yansıttığı dünya ek bir unsur gerektirmez. Bright Star da öyle bir hikâye; beklentileriniz eğer yanlış yerdeyse gözünüzde büyüyen 2 saat çekilmez olacaktır fakat hikayeyi güzelliği için izlemeyi seçerseniz sizi nadir bir kişilik olan Keats'in evrenine götürecek ve dünyada yaşayabileceğiniz birkaç nadide duyguyu yaşatacaktır. Bu filmde sadece birbirlerini ve edebiyatı ölesiye seven iki insan var. İngiliz edebiyatı ve romantik şairlerle ilgili hiçbir şey bilmeden dahi Bright Star'ı izleyebilirsiniz çünkü film bittiğinde eğer ki içinizde sevgiye, güzelliğe ve dünyaya dair en ufak bir umut varsa filmde duyduğunuz o şiirleri kendiniz okumak ve sindirmek isteyeceksiniz. Bu da filmin en güzel tarafı olabilir; sizi sanatın bir ucundan diğer ucuna taşıyacak o isteği size aşılayacak olması.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.