Sizlere ülkemizin kaybolmaya yüz tutmuş simgelerinden biri olan nazar boncuğunun yapıldığı son köylerden biri olan Nazarköy’ü tanıtmak istiyoruz. Yolunuz İzmir ve civarına düşerse mutlaka uğramanız gereken duraklardan biri. Temiz ve bakımlı sokakları ile Ege’nin örnek köylerinden biri olmasının yanında misafirperverlikleriyle de gönlümüzü çeldiler.
Arabayla ulaşımı oldukça kolay olan köy, İzmir’in Kemalpaşa ilçesine bağlı gizli kalmış bir cennet.
Eski adı Kurudere olan köy, turizmi canlandırmak adına köy muhtarının da teşvikiyle adını Nazarköy olarak değiştiriyor ve dokuz yıldır da bu isimle anılıyor. Muhtarın bir diğer başarılı hareketi ise köyde Esnaf Sanatkar Kooperatifi’ni kurarak ve Nazar Köy Boncuk Festivali’ni düzenleyerek köylüyü de arkasına alarak köyde bir kalkınma harekatı gerçekleştirmiş olmasıdır.
İki derenin arasında bir vadiye kurulmuş olan köy geçimini çoğunlukla nazar boncuğu yapımından sağlıyor. Köyün sokakları rengarenk duvar seramikleri ile dolu. Köyün erkekleri bütün gün boncuk atölyelerinde boncuk yaparken, köyün kadınları da boncukları dizerek çeşitli süs eşyaları ve takılar yapıyorlar. Köyün sokaklarındaki rengarenk dükkanlarında da bu el emeği işlerini satıyorlar. Birbirinden farklı duvar süsleri, kapı aksesuarları ve rengarenk kolye, bilezikler tezgâhları süslüyor.
İlk başlarda sadece mavinin iki tonu (açık ve koyu mavi) olarak üretilen nazar boncukları zamanla kırmızı, sarı, turuncu, pembe gibi daha bir sürü renkte üretilebiliyor. En güzel kısmı ise siz bu boncukların üretildiği atölyeleri bizzat gezebiliyor, boncuk ustaları ile sohbet edebiliyorsunuz.
Tüm sıcakkanlılığıyla bizleri karşılayıp boncuk üretimini zevkle anlattılar. Ateş tuğlalarından örülen ocaklarda, sıcaklığı bin dereceyi bulan bir ısıtma işleminden sonra, cam renklendiriliyor ve ustalar tarafından şekillendirilmeye başlanıyor. Bu zahmetli üretim aşamalarını gördükten sonra insan daha da etkileniyor.
Nazar boncuğunun, bulunduğu ortamdaki insanların dikkatini çekerek evi ve ev halkını kötü gözden koruduğuna inanılıyor. Ülkemizle özleşmiş bu boncuk sanatının ölmemesi için ne kadar mücadele verseler de yeni neslin bu zanaati devam ettirmekte çok istekli olmadığını öğreniyoruz. Zor çalışma şartları ve düşük yevmiye bunun başlıca sebepleri olabilir. Ancak devlet yardımı ile bu koşulların da iyileştirilebileceğine inanıyoruz.
Köyün bir başka güzelliği ise su bakımından zengin olması. Derelerin üstüne kurulmuş bir sürü restoran sizleri bekliyor. Ayaklarınızı derenin serin sularına uzatıp yemek yiyebileceğiniz gibi, ceviz ağaçlarının gölgesinde buz gibi ayranlarınızı yudumlayabilirsiniz. Köyün bir başka olmazsa olmazı ise otlu peynirli gözlemesi ile patlıcanlı gözlemesi. Eğer mevsiminde giderseniz köyün kirazlarını da tatma şansını bulursunuz nitekim köyün diğer bir geçim kaynağı da kirazları. Köy yumurtasından tutun köy ekmeğine kadar daha birçok doğal ürünü bulabileceğiniz Ege’nin kıymetli köyü Nazarköy sizleri bekliyor.
Tatlı sohbetiyle bizleri bilgilendiren Simge Boncuk Atölyesi’nin sahibi Necla Hanım’a teşekkür ederiz.
Arabayla ulaşımı oldukça kolay olan köy, İzmir’in Kemalpaşa ilçesine bağlı gizli kalmış bir cennet.
Eski adı Kurudere olan köy, turizmi canlandırmak adına köy muhtarının da teşvikiyle adını Nazarköy olarak değiştiriyor ve dokuz yıldır da bu isimle anılıyor. Muhtarın bir diğer başarılı hareketi ise köyde Esnaf Sanatkar Kooperatifi’ni kurarak ve Nazar Köy Boncuk Festivali’ni düzenleyerek köylüyü de arkasına alarak köyde bir kalkınma harekatı gerçekleştirmiş olmasıdır.
İki derenin arasında bir vadiye kurulmuş olan köy geçimini çoğunlukla nazar boncuğu yapımından sağlıyor. Köyün sokakları rengarenk duvar seramikleri ile dolu. Köyün erkekleri bütün gün boncuk atölyelerinde boncuk yaparken, köyün kadınları da boncukları dizerek çeşitli süs eşyaları ve takılar yapıyorlar. Köyün sokaklarındaki rengarenk dükkanlarında da bu el emeği işlerini satıyorlar. Birbirinden farklı duvar süsleri, kapı aksesuarları ve rengarenk kolye, bilezikler tezgâhları süslüyor.
İlk başlarda sadece mavinin iki tonu (açık ve koyu mavi) olarak üretilen nazar boncukları zamanla kırmızı, sarı, turuncu, pembe gibi daha bir sürü renkte üretilebiliyor. En güzel kısmı ise siz bu boncukların üretildiği atölyeleri bizzat gezebiliyor, boncuk ustaları ile sohbet edebiliyorsunuz.
Tüm sıcakkanlılığıyla bizleri karşılayıp boncuk üretimini zevkle anlattılar. Ateş tuğlalarından örülen ocaklarda, sıcaklığı bin dereceyi bulan bir ısıtma işleminden sonra, cam renklendiriliyor ve ustalar tarafından şekillendirilmeye başlanıyor. Bu zahmetli üretim aşamalarını gördükten sonra insan daha da etkileniyor.
Nazar boncuğunun, bulunduğu ortamdaki insanların dikkatini çekerek evi ve ev halkını kötü gözden koruduğuna inanılıyor. Ülkemizle özleşmiş bu boncuk sanatının ölmemesi için ne kadar mücadele verseler de yeni neslin bu zanaati devam ettirmekte çok istekli olmadığını öğreniyoruz. Zor çalışma şartları ve düşük yevmiye bunun başlıca sebepleri olabilir. Ancak devlet yardımı ile bu koşulların da iyileştirilebileceğine inanıyoruz.
Köyün bir başka güzelliği ise su bakımından zengin olması. Derelerin üstüne kurulmuş bir sürü restoran sizleri bekliyor. Ayaklarınızı derenin serin sularına uzatıp yemek yiyebileceğiniz gibi, ceviz ağaçlarının gölgesinde buz gibi ayranlarınızı yudumlayabilirsiniz. Köyün bir başka olmazsa olmazı ise otlu peynirli gözlemesi ile patlıcanlı gözlemesi. Eğer mevsiminde giderseniz köyün kirazlarını da tatma şansını bulursunuz nitekim köyün diğer bir geçim kaynağı da kirazları. Köy yumurtasından tutun köy ekmeğine kadar daha birçok doğal ürünü bulabileceğiniz Ege’nin kıymetli köyü Nazarköy sizleri bekliyor.
Tatlı sohbetiyle bizleri bilgilendiren Simge Boncuk Atölyesi’nin sahibi Necla Hanım’a teşekkür ederiz.
Kaynak: 1
Yorum Bırakın