İsminin Ruhunu Taşıyan Grup: Palmiyeler

İsminin Ruhunu Taşıyan Grup: Palmiyeler
  • 1
    0
    0
    0
  • 2003 yılında Foça'da Mertcan Mertbilek ve Tarık Töre isimli iki müzisyen arkadaşın kurduğu punk rock grubu Klinik'in, 10 yıllık bir serüven ve az sayıda demo'dan sonra gruba bassist Rana Uludağ'ın katılmasıyla birlikte hayatımıza giriyor aslında Palmiyeler. Son zamanlarda ülkemizde artan indie rock gruplarının en başarılılarından diyebileceğimiz bu grubu aslında sadece indie rock'la da sınırlandırmak onlara haksızlık olabilir. Zira müzikleri surf rock, garage rock, lo-fi music ve psychedelic pop gibi birçok türden de izler taşıyor. Şarkılarda garage rock'ın verdiği havayla The Strokes, The Who ve The Kills gibi gruplardan, lo-fi müziğin etkisiyle de Mac Demarco ve Beck gibi müzisyenlerden izler bulmak mümkün. Grubun iki albümü, 4 teklisi ve 1 EP'si bulunuyor. Parçalar düzeyine inmeden önce albüm kapaklarını değerlendirmeden geçmek istemiyoruz, çünkü farklı bir sound'a sahip olmalarının yanı sıra farklı visual'a da sahipler. Bu farklılık en çok albüm kapaklarında kendini hissettirse de kliplerini boş zamanınızda izlemenizi öneririz çünkü onlarda alışılmışın dışında çekimlere sahipler. Akdeniz ve II (Venus) albümlerinin yukarıda görebileceğiniz üzere Helenistik havaları bile albümü dinlemek için bir dürtü oluşturmaya yetiyor. Kapak görselleri kadar güzel şarkılar içeren bu albümlerden ilki olan II (Venus); Karbeyaz ve Senden Haber Yok isimli -grubun en çok beğenilen parçalarından olan- iki parçaya sahip. 2017 yılında çıkardıkları bu ilk albümleri gerçekten dinledikçe deniz kenarındaymışsınız gibi hissettiriyor. Belki de grubun üyeleri cidden bir kumsalda otururken bu albümdeki parçaları oluşturmaya başladığı için de böyle bir etkisi vardır, kim bilir. Geçtiğimiz yılda, 2018'de, çıkardıkları ikinci stüdyo albümleri Akdeniz ise albümün ismini taşıyan Akdeniz ve Derine isimli iki parçasıyla öne çıkıyor. Fakat Akdeniz'in sadece albümün ismini taşımasından ayrı birkaç özelliği de var ki, birincisi şarkıdaki gitar soloları. O kadar dinlendirici ve yumuşak bir akışa sahip ki adeta sesli bir terapi diyebiliriz. Şarkının yorumlarına baktığımızda bu yönüyle dinleyicilerde Jimi Hendrix'in parçalarına benzerliği yönünde olumlu eleştiriler görüyoruz. İkinci özelliği ise son aylarda gündemde olan Bartu Ben dizisinin müziklerinden biri olması. Bartu Küçükçağlayan'a veya Büyük Ev Ablukada'ya dair bir fikriniz varsa bu şarkının neden seçildiğini anlamak çok da zor olmayacaktır; zira Akdeniz, BEA'nın son albümü Fırtınayt'taki parçalarla benzer bir sound'a sahip. Bu kadar sanatın içinde olan bir grubun üyelerinin de sadece müzikle uğraşacağını düşünmek biraz yanlış olur çünkü Tarık Töre, 2017 yılının Kasım ayında Beyoğlu'nda bulunan Pilot Galeri'de ilk kişisel sergisi olan Whelkom'u ziyarete açmış. Özellikle neredeyse galerideki her parçada kendini hissettiren ölüm imgesi öne çıkıyor. Töre'nin düşünce dünyasında bir gezinti yapmak isteyenlerin bu sergiye internetten bir göz atmalarını öneririz. Palmiyeler'e artık az çok aşina olduğunuzu ve sizde bir merak uyandırdığını varsayarak şimdi sizi 3 yıl önce yaz aylarında yapılmış olan Babylon Pop Up'tan, ilk ve tek EP'lerinde yer alan Yapamam şarkılarının performansıyla baş başa bırakıyor ve keyifli seyirler/dinlemeler diliyoruz. P.S.: Olur da grubun konser takvimine, kliplerine ve parçalarına göz atmak isterseniz diye de web sitelerini buraya bırakalım istedik. http://palmiyeler.com/          

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.